40
top 16'ya kaldığımız ilginç bir maçtı.
rakip dağılmış bir durumda, sadece 9 kişiyle istanbula gelmişler. en yaşlı oyuncuları 25 yaşında, oyuncularına genel bakınca kesin bunlar liseli diyorsun. bir pozisyonda 39'luk haluk, 17'lik kastrati ile karşı karşıya kaldı. haluk kastradinin yaşının iki katı kadar basketbol oynamışlığı vardır.
maça pota altında bulduğumuz kolay sayılarla başladık. 5 dakika sonra rakip alan savunmasına başladı ve maç ilginç bir hal almaya başladı. rakip pota altını kapattı ve bizi dış atışa zorladı. her zamanki 4 numara problemimiz ortaya çıkınca hepsi boş atış olmak üzere orta mesafeli şutlar girmeyince ilk yarı hep başabaş devam etti. zayıf bir rakip karşısında alan savunmasına ilk devre boyunca doğru hücum edemememiz bizim hanemize eksi olarak yazıldı. burada en büyük problemin maç boyunca 18'de 6 atan 4 numalarımız olduğunu söylememe gerek yok. buradaki 18 şutun tamamı boş atıştı. shumpert 8'de 2 ile çok kötü bir atış yüzdesi yakaladı.
buna karşılık rakip ilk yarı boyunca thompson ve rothbart ile pota altında sayılar buldu. ilk 35 sayısının 25'i bu ikiliden geldi. songalia savunmada thompsonu hiç rahatsız edemeyince adam resmen şov yaptı.
ikinci yarıya gordon ve shipp ile başlayınca savunmanın sertlik dozu arttı. kısıtlı kadrosu yüzünden rakipte yorgunluk başlayınca 3. çeyrekte rakibe sadece 9 sayı atma fırsatı verdik. lakoviçin muhteşem oyunuyla devam eden maçtan da ikinci yarı zorlanmadan 80-59 galip ayrıldık. maçta o kadar çok boş şut bulduk ki, oyuncular her şutu atmadan önce en az 1-2 saniye düşünme fırsatı buldu. rakip özellikle ikinci devre oyundan düştükten sonra topu her dolaştırdığımızda hep boş atış vardı. ama oyuncular asist yapmaya o kadar alışmış ki, lakoviç dışında boş şutları iyi değerlendirebilen çıkmadı. 80 sayı attığımız bir maçta nasıl oluyor bu derseniz, emin olun maçın hakkı 100'dü. yine de tekrar takımı bu noktalara getiren herkese sonsuz teşekkürler.
maç sonu bildik şovlar vardı yine. taraftar salonu terk etmedi. en güzel sahne tabi ki lakoviçin röportaj sırasında they are the best * demesi ve bunu gerçekten hissederek demesiydi. zaten röportaj bitince ortaya gelip taraftara 3'lü çektirdi. takımın soyunma odasından geri gelmesi ve taraftarla sarı-kırmızı-şampiyon-cimbom çekmesi yine gecenin en güzel sahnelerinden birisiydi.
resmen top16'dayız. bundan sonra ne olur. zaza'nın gitmesinden sonra pota altının yumuşadığı bir gerçek. andriçin yerine furkan ile maça başlamak ve onu daha uzun süre kullanmak ilk çözüm gibi gözüküyor. takımın en büyük problemi hep bahsettiğim gibi 4 numaradan o ekstra sayıları alamamak. bir transferin yapılacağından bahsediliyor. umarım pota altı savunmamıza katkı sağlayacak bir isim olur bu.
ilk sene top 16'ya kalmak çok önemliydi. burada elimizden geleni yapmak daha da önemli. ben artık galibiyet veya mağlubiyete bakmayacağım bundan sonra. verilen mücadele, kazanılan tecrübe bizim için çok daha önemli olacak.
son olarak, lakoviç, reissin.
rakip dağılmış bir durumda, sadece 9 kişiyle istanbula gelmişler. en yaşlı oyuncuları 25 yaşında, oyuncularına genel bakınca kesin bunlar liseli diyorsun. bir pozisyonda 39'luk haluk, 17'lik kastrati ile karşı karşıya kaldı. haluk kastradinin yaşının iki katı kadar basketbol oynamışlığı vardır.
maça pota altında bulduğumuz kolay sayılarla başladık. 5 dakika sonra rakip alan savunmasına başladı ve maç ilginç bir hal almaya başladı. rakip pota altını kapattı ve bizi dış atışa zorladı. her zamanki 4 numara problemimiz ortaya çıkınca hepsi boş atış olmak üzere orta mesafeli şutlar girmeyince ilk yarı hep başabaş devam etti. zayıf bir rakip karşısında alan savunmasına ilk devre boyunca doğru hücum edemememiz bizim hanemize eksi olarak yazıldı. burada en büyük problemin maç boyunca 18'de 6 atan 4 numalarımız olduğunu söylememe gerek yok. buradaki 18 şutun tamamı boş atıştı. shumpert 8'de 2 ile çok kötü bir atış yüzdesi yakaladı.
buna karşılık rakip ilk yarı boyunca thompson ve rothbart ile pota altında sayılar buldu. ilk 35 sayısının 25'i bu ikiliden geldi. songalia savunmada thompsonu hiç rahatsız edemeyince adam resmen şov yaptı.
ikinci yarıya gordon ve shipp ile başlayınca savunmanın sertlik dozu arttı. kısıtlı kadrosu yüzünden rakipte yorgunluk başlayınca 3. çeyrekte rakibe sadece 9 sayı atma fırsatı verdik. lakoviçin muhteşem oyunuyla devam eden maçtan da ikinci yarı zorlanmadan 80-59 galip ayrıldık. maçta o kadar çok boş şut bulduk ki, oyuncular her şutu atmadan önce en az 1-2 saniye düşünme fırsatı buldu. rakip özellikle ikinci devre oyundan düştükten sonra topu her dolaştırdığımızda hep boş atış vardı. ama oyuncular asist yapmaya o kadar alışmış ki, lakoviç dışında boş şutları iyi değerlendirebilen çıkmadı. 80 sayı attığımız bir maçta nasıl oluyor bu derseniz, emin olun maçın hakkı 100'dü. yine de tekrar takımı bu noktalara getiren herkese sonsuz teşekkürler.
maç sonu bildik şovlar vardı yine. taraftar salonu terk etmedi. en güzel sahne tabi ki lakoviçin röportaj sırasında they are the best * demesi ve bunu gerçekten hissederek demesiydi. zaten röportaj bitince ortaya gelip taraftara 3'lü çektirdi. takımın soyunma odasından geri gelmesi ve taraftarla sarı-kırmızı-şampiyon-cimbom çekmesi yine gecenin en güzel sahnelerinden birisiydi.
resmen top16'dayız. bundan sonra ne olur. zaza'nın gitmesinden sonra pota altının yumuşadığı bir gerçek. andriçin yerine furkan ile maça başlamak ve onu daha uzun süre kullanmak ilk çözüm gibi gözüküyor. takımın en büyük problemi hep bahsettiğim gibi 4 numaradan o ekstra sayıları alamamak. bir transferin yapılacağından bahsediliyor. umarım pota altı savunmamıza katkı sağlayacak bir isim olur bu.
ilk sene top 16'ya kalmak çok önemliydi. burada elimizden geleni yapmak daha da önemli. ben artık galibiyet veya mağlubiyete bakmayacağım bundan sonra. verilen mücadele, kazanılan tecrübe bizim için çok daha önemli olacak.
son olarak, lakoviç, reissin.