32
-şu ana kadar çok değişik şeyler yazılmış,daha da çok vicdansızlar,ahlaksızlar,en aşağılık meslek grubu tarzı v.b... hakaretler içeren küçük düşürücü kelimeler kullanılmış.sadece hakemler için değil,her meslek grubu içinde bu tarz insanlar görebilirsiniz illa hakem olmalarına gerek yoktur artı hakarete uğrayan hakem hakeret eden insanla meslekdaş da olabilir.ben bu camianın içerisinde 4 yıl bulunmuş bir şahıs olarak konuşuyorum;içlerinde benim de nefret ettiğim,kişiliğini sevmediğim yaramaz insanlar vardı ama içlerinde dost edindiğim şehirlerimizin değişmesine rağmen hala görüştüğüm insanlar da var.asıl değinmek istediğim konu türk hakemliği neden yerlerde sürünüyor.o kadar çok neden var ki hangisinden başlayayım.bir takım şartları var hakem olmanın çok da zor olmayan şartlar bunlar,hakem olmak kolay birşey yani,iş hakem olduktan sonra başlıyor.6 ay hakem adayı olduktan sonra süreç işlemeye başlıyor.
- inanın akıllı adam işi değil sevda işi,gönül verme işi.ilk başlarda hakem forması bile bulamazsın üst devrelerinden yalvar yakar alırsın.maç ücretleri gazoz parası gibidir daha çok cepten gider.peki amaç nedir o zaman niye devam edersin?tabii ki basamakları çıkıp bir gün sami yen gibi büyük bir stadda maça çıkabilmek için.il hakemi olunduktan sonra hakemi olduğun şehir bağlı olduğu bölgeye kendine verilen kontenjan kadar ismi profesyonel hakem adayı olarak belirliyor.o isimler belirlenirken öyle muhabbetler dönüyor ki insanı her şeyden soğutur.şehircilik,adam kayırmacılık,kimin adamı olduğun,kimin götünü daha çok öptüğün o kadar önemli ki,bir şekilde bunları yapmadan geçtin diyelim bu sefer bir yukarıda hakemi olduğun şehirle bağlı olduğu bölge arasında nasıl bir diyalog var,araları iyi mi oyunu seçimde ona mı vermiş bunlar ön plana çıkıyor.bu dediklerim sadece en alt profesyonel ligde yardımcı hakem olabilmek için gerisini siz düşünün.orada zaten dönen dolapları isim vererek veya şehir vererek yazamayacağım ama kötü olan o genç hakemler değil onları kepazeliklere sürükleyen yöneticilerdir kötü olan.çok uzun oldu yazdıklarım detaylandırsam destan olur ama bu camia içerisinde ayıklanması gereken çok kişi var kokusu daha dışarıya çıkmamış çok muhabbet var.bu hikayeleri erman toroğlu da biliyor ahmet çakar da.
------özet geç diyenlere;ben ahlaksız,şerefsiz olduğum için bu işe başlamadım ve başlayanların da büyük bir çoğunluğu öyle değil.benim hakemlik yaptığım şehirde akademisyen,öğretmen,avukat... birçok insan vardı.herkes süper lig hayaliyle başlıyor ama içine girince maruz kaldığın muamele hakemlikten soğutuyor profesyonelliğe bile yükselsen.
- iyi bir hakem %100 iyi bir sporcu olmalı,futbolu iyi bilmeli,sosyal olmalı ve stres yönetimiyle başa çıkabilmeli.ama bizde nasıl,sporculuğun çok önemli değil testleri geç yeter,sosyallikten anlaşılan ''ikili'' ilişkilerin iyi olsun,devamlı yöneticilerin kıçını öp.hakemliğinin kalitesi ve futboldan anlama kabiliyetin maalesef ve maalesef %10 kadar etkili olmuyor yükselmendeki kriterde,heyecanla başladığın bu işe küfrederek veda ediyorsun,bakınca da türk hakemliği neden bu durumda anlıyorsun.türk hakemliğindeki kokuşmuşluk ülkemizin diğer birimlerindeki kokuşmuşluktan aşağı kalır değil.
- inanın akıllı adam işi değil sevda işi,gönül verme işi.ilk başlarda hakem forması bile bulamazsın üst devrelerinden yalvar yakar alırsın.maç ücretleri gazoz parası gibidir daha çok cepten gider.peki amaç nedir o zaman niye devam edersin?tabii ki basamakları çıkıp bir gün sami yen gibi büyük bir stadda maça çıkabilmek için.il hakemi olunduktan sonra hakemi olduğun şehir bağlı olduğu bölgeye kendine verilen kontenjan kadar ismi profesyonel hakem adayı olarak belirliyor.o isimler belirlenirken öyle muhabbetler dönüyor ki insanı her şeyden soğutur.şehircilik,adam kayırmacılık,kimin adamı olduğun,kimin götünü daha çok öptüğün o kadar önemli ki,bir şekilde bunları yapmadan geçtin diyelim bu sefer bir yukarıda hakemi olduğun şehirle bağlı olduğu bölge arasında nasıl bir diyalog var,araları iyi mi oyunu seçimde ona mı vermiş bunlar ön plana çıkıyor.bu dediklerim sadece en alt profesyonel ligde yardımcı hakem olabilmek için gerisini siz düşünün.orada zaten dönen dolapları isim vererek veya şehir vererek yazamayacağım ama kötü olan o genç hakemler değil onları kepazeliklere sürükleyen yöneticilerdir kötü olan.çok uzun oldu yazdıklarım detaylandırsam destan olur ama bu camia içerisinde ayıklanması gereken çok kişi var kokusu daha dışarıya çıkmamış çok muhabbet var.bu hikayeleri erman toroğlu da biliyor ahmet çakar da.
------özet geç diyenlere;ben ahlaksız,şerefsiz olduğum için bu işe başlamadım ve başlayanların da büyük bir çoğunluğu öyle değil.benim hakemlik yaptığım şehirde akademisyen,öğretmen,avukat... birçok insan vardı.herkes süper lig hayaliyle başlıyor ama içine girince maruz kaldığın muamele hakemlikten soğutuyor profesyonelliğe bile yükselsen.
- iyi bir hakem %100 iyi bir sporcu olmalı,futbolu iyi bilmeli,sosyal olmalı ve stres yönetimiyle başa çıkabilmeli.ama bizde nasıl,sporculuğun çok önemli değil testleri geç yeter,sosyallikten anlaşılan ''ikili'' ilişkilerin iyi olsun,devamlı yöneticilerin kıçını öp.hakemliğinin kalitesi ve futboldan anlama kabiliyetin maalesef ve maalesef %10 kadar etkili olmuyor yükselmendeki kriterde,heyecanla başladığın bu işe küfrederek veda ediyorsun,bakınca da türk hakemliği neden bu durumda anlıyorsun.türk hakemliğindeki kokuşmuşluk ülkemizin diğer birimlerindeki kokuşmuşluktan aşağı kalır değil.