161
galatasaray kariyerime sezon başında kara ve tolga ciğerci'yi(kiralık) alarak başladım bu oyuna. ilk 11 haftayı sadece bir yenilgiyle lider geçtim. bu süreçte fenerbahçe ve trabzonspor galibiyetleri de vardı. fakat durum rahat gibi görünse de hemen her maç 1-2 sakat veriyordum. tam birileri iyileşip başkaları sakatlandığından asla kadroyu oturtma fırsatım olmadı. ardından 3 haftalık bir durgunluk oldu takımımda, milan baros'un 4 ay sakatlanması gol sıkıntısı yarattı epey. sonra durumu biraz toparlayıp ilk 16 haftayı gaziantep'in ardından ikinci geçtim. bu arada yönetim 6 milyon euroluk ek transfer bütçesi lütfetti. ben de boş durmayıp taksitle maksitle wilfried ve zoran tosic'i kattım kadroya.
buraya kadar her şey güzeldi. önümde ise peş peşe inönü ve kadıköy deplasmanları vardı. son transfer ettiğim iki oyuncu, takıma katılış tarihleri nedeniyle bu maçlarda oynayamayacaktı. halihazırdaki sakatlıklar ise can sıkmaya devam ediyordu. yine de görev imkansız değildi, olası kötü sonuçlardan sonra da yeni takviyelerle düzlüğe çıkılabilirdi. derken beşiktaş deplasmanında dengeli geçen bir maçın ardından gelen golsüz beraberlik vardı. iyidir diyip bu kez kadıköy'e gidildi. bu maç da dengeli giderken duran toptan gelen peş peşe iki gol sonrası puansız ayrılındı maçtan. "aman ya bu kadar eksikle normal, şimdi yeni transferler takıma monte olur dağıtır" diye düşünürken maçın ardından bir de baktım ki kovulmuşum. 11 yıldır bu oyunu oynayan biri olarak çok nadir yaşadığım bir şeydi kovulmak; ama böylesine bir kovulmayı da ilk kez görüyodum. daha ligin 18. haftası, liderin 5 puan gerisinde 3. sırada takım. daha yeni iki tane oyuncu alıp toplamda 13 milyonluk harcama yapmışım, bi bırakın bari kullanayim değil mi?
yaklaşayan vize dönemi öncesi belki de iyi oldu bu olay. vizeler bitene kadar oynamam böylece. o zamana yeni patch falan da çıkmış olur. iyidir iyi.
buraya kadar her şey güzeldi. önümde ise peş peşe inönü ve kadıköy deplasmanları vardı. son transfer ettiğim iki oyuncu, takıma katılış tarihleri nedeniyle bu maçlarda oynayamayacaktı. halihazırdaki sakatlıklar ise can sıkmaya devam ediyordu. yine de görev imkansız değildi, olası kötü sonuçlardan sonra da yeni takviyelerle düzlüğe çıkılabilirdi. derken beşiktaş deplasmanında dengeli geçen bir maçın ardından gelen golsüz beraberlik vardı. iyidir diyip bu kez kadıköy'e gidildi. bu maç da dengeli giderken duran toptan gelen peş peşe iki gol sonrası puansız ayrılındı maçtan. "aman ya bu kadar eksikle normal, şimdi yeni transferler takıma monte olur dağıtır" diye düşünürken maçın ardından bir de baktım ki kovulmuşum. 11 yıldır bu oyunu oynayan biri olarak çok nadir yaşadığım bir şeydi kovulmak; ama böylesine bir kovulmayı da ilk kez görüyodum. daha ligin 18. haftası, liderin 5 puan gerisinde 3. sırada takım. daha yeni iki tane oyuncu alıp toplamda 13 milyonluk harcama yapmışım, bi bırakın bari kullanayim değil mi?
yaklaşayan vize dönemi öncesi belki de iyi oldu bu olay. vizeler bitene kadar oynamam böylece. o zamana yeni patch falan da çıkmış olur. iyidir iyi.
