279
koca bir balondur. içine gazı üfleyemezseniz uçması imkansız. şu anda da bütün havası kaçmış ve yere serilmiş durumdadır.
sene 2011. genel olarak ülkenin her platformunda ayrılıkçı ve tartışmalı, husumet dolu kavgalar cereyan etmekte. böyle bir ortamda futbolun da şike olayları sebebiyle fişi çekildi. ve avrupa şampiyonası'nda yer alabilmek için şansa playofflara kadar gelebilmiş bir takım. oyuncuların hepsi tok. volkan demirel ve emre belözoğlu kameralara açıkça yansıyan görüntülerde stattaki taraftara küfür ediyorlar. asıl hedef kale arkası tribün. cesaretleri oynadıkları takım olan fenerbahçe'nin medyanın ve spor otoritelerinin iliklerine kadar yer etmiş olması. bir de kazandıkları para. volkanın bir senelik maaşı, tüm kale arkasında konuşlanmış taraftarın toplam senelik maaşından fazladır. bu korkusuzca küfredebilen, taraftara posta koyabilen adamların para endişesi yok, o yüzden bu kadar rahat bu davranışlarda bulunabiliyorlar.
siz işyerinizde sinirli ve gergin ortamlarda ileri geri tepki verebiliyor musunuz? kovulma veya üstlerinizle ilişkilerinizin kötüleşmesi ihtimalini gözardı edebiliyor musunuz? bu adamlar edebiliyor, çünkü yarın zorla futbol hayatları bitirilse şu ana kadar kazandıkları para sülalesini 50 sene götürecek raddede. onları yorumcu sıfatıyla koruyan rıdvan dilmen de aynı kefede. neden sahaya inmiyor? inmiyor çünkü tv'de sağa sola sallamak çok çok daha kolay ve bunun karşısında aldığı paranın miktarı da ülke standartlarının çok çok üstünde.
futbolcuların %99'u fakir aile çocukları veya varoşlardan çıkma. bu adamlardan her şey beklenir. tribündeki seyircinin de pek bi farkı yok aslında. üstüne üstlük onlar makus talihlerini kıramamış insanlar. bu iki taraf birbirleriyle karşılaşınca ortaya bu görüntüler çıkıyor.
30 yaşındayım katıldıkları üç uluslararası şampiyona dışında milli takımdan hiçbir beklentim olmadı. gerçi o şampiyonalarda da pek bir beklentim yoktu. milli takım işte. iyi olduğu dönem galatasaray'ın uefa kadrosunu kullandığı dönem. hepsi bu. millet olarak toplu bir bilincimiz olmadığı için bu hale geldik. tv başında saçma sapan yorumlar yapan bir yorumcu, taraftara el kol geçirdiğinde dahi herhangi bir yaptırımla karşılaşmayan futbolcular. ondan sonra statlarda renk ayrımı var. ulan o statlarda o bahsettiğiniz takımların kendi maçları dahi varken ne olaylar çıkmadı mı? kadıköy'de silahlar patlamadı mı? inönü'de adam öldürülmedi mi? ultraslan'ın sert tribün tarzını bizden iyi bilen mi var?
velhasıl kelam, şu milli takımda ne kadar yetenekli, ne kadar tecrübeli olursa olsun ben küfreden futbolcu, sonraki maçta oynamamak için kart gören futbolcu, takımında oynayabilmek için sakatlıktan sakınan futbolcu istemiyorum. belli ki futbol endüstrisinin döndürdüğü maddi çark bu ülkeye çok fazla.
o zaman önerim şudur: milli takım futbolcularına oynadıkları maçlar için memur maaşı verilsin, memuriyet imkanları sağlansın; gidip bank asya'dan dahil bu takım için ter dökmek isteyecek futbolcu bulunsun. tekrar 5-6-7-8 yiyelim önemli değil yeter ki kendini halktan üstün gören, vatan sevgisi paravanın arkasından kişisel çıkarlarının peşinden koşan ikiyüzlü insanlara o bayrağı taşıtmayalım.
sene 2011. genel olarak ülkenin her platformunda ayrılıkçı ve tartışmalı, husumet dolu kavgalar cereyan etmekte. böyle bir ortamda futbolun da şike olayları sebebiyle fişi çekildi. ve avrupa şampiyonası'nda yer alabilmek için şansa playofflara kadar gelebilmiş bir takım. oyuncuların hepsi tok. volkan demirel ve emre belözoğlu kameralara açıkça yansıyan görüntülerde stattaki taraftara küfür ediyorlar. asıl hedef kale arkası tribün. cesaretleri oynadıkları takım olan fenerbahçe'nin medyanın ve spor otoritelerinin iliklerine kadar yer etmiş olması. bir de kazandıkları para. volkanın bir senelik maaşı, tüm kale arkasında konuşlanmış taraftarın toplam senelik maaşından fazladır. bu korkusuzca küfredebilen, taraftara posta koyabilen adamların para endişesi yok, o yüzden bu kadar rahat bu davranışlarda bulunabiliyorlar.
siz işyerinizde sinirli ve gergin ortamlarda ileri geri tepki verebiliyor musunuz? kovulma veya üstlerinizle ilişkilerinizin kötüleşmesi ihtimalini gözardı edebiliyor musunuz? bu adamlar edebiliyor, çünkü yarın zorla futbol hayatları bitirilse şu ana kadar kazandıkları para sülalesini 50 sene götürecek raddede. onları yorumcu sıfatıyla koruyan rıdvan dilmen de aynı kefede. neden sahaya inmiyor? inmiyor çünkü tv'de sağa sola sallamak çok çok daha kolay ve bunun karşısında aldığı paranın miktarı da ülke standartlarının çok çok üstünde.
futbolcuların %99'u fakir aile çocukları veya varoşlardan çıkma. bu adamlardan her şey beklenir. tribündeki seyircinin de pek bi farkı yok aslında. üstüne üstlük onlar makus talihlerini kıramamış insanlar. bu iki taraf birbirleriyle karşılaşınca ortaya bu görüntüler çıkıyor.
30 yaşındayım katıldıkları üç uluslararası şampiyona dışında milli takımdan hiçbir beklentim olmadı. gerçi o şampiyonalarda da pek bir beklentim yoktu. milli takım işte. iyi olduğu dönem galatasaray'ın uefa kadrosunu kullandığı dönem. hepsi bu. millet olarak toplu bir bilincimiz olmadığı için bu hale geldik. tv başında saçma sapan yorumlar yapan bir yorumcu, taraftara el kol geçirdiğinde dahi herhangi bir yaptırımla karşılaşmayan futbolcular. ondan sonra statlarda renk ayrımı var. ulan o statlarda o bahsettiğiniz takımların kendi maçları dahi varken ne olaylar çıkmadı mı? kadıköy'de silahlar patlamadı mı? inönü'de adam öldürülmedi mi? ultraslan'ın sert tribün tarzını bizden iyi bilen mi var?
velhasıl kelam, şu milli takımda ne kadar yetenekli, ne kadar tecrübeli olursa olsun ben küfreden futbolcu, sonraki maçta oynamamak için kart gören futbolcu, takımında oynayabilmek için sakatlıktan sakınan futbolcu istemiyorum. belli ki futbol endüstrisinin döndürdüğü maddi çark bu ülkeye çok fazla.
o zaman önerim şudur: milli takım futbolcularına oynadıkları maçlar için memur maaşı verilsin, memuriyet imkanları sağlansın; gidip bank asya'dan dahil bu takım için ter dökmek isteyecek futbolcu bulunsun. tekrar 5-6-7-8 yiyelim önemli değil yeter ki kendini halktan üstün gören, vatan sevgisi paravanın arkasından kişisel çıkarlarının peşinden koşan ikiyüzlü insanlara o bayrağı taşıtmayalım.