62
euroleague grubumuzda 3. deplasman maçımızda 2. galibiyetimizi almak harikülade sonuç.
yayıncı kuruluştan kaynaklanan arızadan ötürü maçın ilk 3.5 dakikalık bölümünü izleyemedik, bu bölümde maça 9-0'lık seri ile başlangıcımız var ki bu çok önemliydi. zaten 0-0'dan sonra maç sonuna kadar da union olimpija bir daha yakalayamadı bizi. maç içerisinde sayı farkını 10'lara çıkarmış olsak da bir türlü en ağır darbeyi indiremedik. bu zaman dilimlerinde yaptığımız aceleci ve sabırsız hücumlar bize top kaybı olarak geri döndü. fastbreak'lerden yediğimiz basketlerle de union olimpija sürekli maç içerisinde kalmayı başardı.
olimpija'da danny green 1/8 saha içi isabeti ile oynadı, takıma gerekli katkıyı veremedi fakat onun boşluğunu capin doldurdu. maç boyunca 5/6 üçlük attı ve hemen hemen hepsi kritikti. maçın başındaki teknik arıza giderilince yayına bağlandığımızda 14-4 üstünlüğümüz vardı ve bu farkın eriyip skora denge gelmesi de ratko varda'nın sayesinde oldu. bana göre ise green'in bu derece kötü şut attığı bir akşamda olimpija'ya maçı kaybettiren asıl nokta varda'nın son çeyrekte skor 66-63 iken 4 faul ile oyuna girer girmez perde esnasında hücum faul alması ve oyun dışı kalmasıydı.
son periyodun son bölümleri öyle kritikti ki maçı iki taraf da kazanabilirdi. skorda 64-63'lük üstünlüğümüz varken yakaladığımız 9-0'lık seri hiç kuşkusuz maçı bize getirdi. o bölümde savunma sertliğini arttırmamız ve doğru şekilde hücum etmemiz bu serinin başlıca ögeleri durumunda. ayrıca bu bölümün hemen başında varda'nın 5 faul alarak oyun dışı kaldığını da belirtelim.
ayrıca bir paragraf da furkan aldemir'e ayırmamız gerek. 18 sayı ve 11 ribaundluk sayısal performansı furkan'ın maç boyu takımımıza verdiği katkıyı ifade etmeye yetmiyor. aldığı her ribaund, attığı her sayı o kadar kritik anlarda geldi ki henüz 1991 doğumlu bu genç adam, ''nasıl sorumluluk alınır''ın dersini verdi herkese.
oktay'ın aslanları, ileriye attıkları her adımda daha da duyuruyorlar ayak seslerini. bize düşen de onları yalnız bırakmamak, elimizden geldiğince itici güç olmak.
yayıncı kuruluştan kaynaklanan arızadan ötürü maçın ilk 3.5 dakikalık bölümünü izleyemedik, bu bölümde maça 9-0'lık seri ile başlangıcımız var ki bu çok önemliydi. zaten 0-0'dan sonra maç sonuna kadar da union olimpija bir daha yakalayamadı bizi. maç içerisinde sayı farkını 10'lara çıkarmış olsak da bir türlü en ağır darbeyi indiremedik. bu zaman dilimlerinde yaptığımız aceleci ve sabırsız hücumlar bize top kaybı olarak geri döndü. fastbreak'lerden yediğimiz basketlerle de union olimpija sürekli maç içerisinde kalmayı başardı.
olimpija'da danny green 1/8 saha içi isabeti ile oynadı, takıma gerekli katkıyı veremedi fakat onun boşluğunu capin doldurdu. maç boyunca 5/6 üçlük attı ve hemen hemen hepsi kritikti. maçın başındaki teknik arıza giderilince yayına bağlandığımızda 14-4 üstünlüğümüz vardı ve bu farkın eriyip skora denge gelmesi de ratko varda'nın sayesinde oldu. bana göre ise green'in bu derece kötü şut attığı bir akşamda olimpija'ya maçı kaybettiren asıl nokta varda'nın son çeyrekte skor 66-63 iken 4 faul ile oyuna girer girmez perde esnasında hücum faul alması ve oyun dışı kalmasıydı.
son periyodun son bölümleri öyle kritikti ki maçı iki taraf da kazanabilirdi. skorda 64-63'lük üstünlüğümüz varken yakaladığımız 9-0'lık seri hiç kuşkusuz maçı bize getirdi. o bölümde savunma sertliğini arttırmamız ve doğru şekilde hücum etmemiz bu serinin başlıca ögeleri durumunda. ayrıca bu bölümün hemen başında varda'nın 5 faul alarak oyun dışı kaldığını da belirtelim.
ayrıca bir paragraf da furkan aldemir'e ayırmamız gerek. 18 sayı ve 11 ribaundluk sayısal performansı furkan'ın maç boyu takımımıza verdiği katkıyı ifade etmeye yetmiyor. aldığı her ribaund, attığı her sayı o kadar kritik anlarda geldi ki henüz 1991 doğumlu bu genç adam, ''nasıl sorumluluk alınır''ın dersini verdi herkese.
oktay'ın aslanları, ileriye attıkları her adımda daha da duyuruyorlar ayak seslerini. bize düşen de onları yalnız bırakmamak, elimizden geldiğince itici güç olmak.
