49
maçtan önce siena'nın bizi yenme ihtimalinin daha yüksek olduğunu tahmin etsem de maçtan önce ibrahim kutluay'ın o yavşakça gülümsemesiyle anlattıkları yüzünden adeta bilendim. her ne kadar galatasaray'ın şöyle yapması lazım, şöyle yaparsa maçı çevirebilir dese de; adam, fark olur her türlü, koyarlar cimbom'a gibi bir ifadeyle konuştu. tüm totemlerimi yine yaptım, öyle oturdum maça. belki de bu yüzden çok koydu bu mağlubiyet. gruptaki puan ve prestij çok daha önemli olsa da siena'dan 50 küsür fark yiyen herkese koymak da hoş olacaktı. biz çok kötü oynamadık aslında hücumda ama bu kadar boş atış kaçırma lüksümüz siena'ya karşı yok işte. can yakıcı hücumlarda doğru adamı bulmamıza rağmen şutları sokamayınca adamları kıramadık. defansta istekli olsak da inanılmaz bir yüzdeyle atıyor adamlar ve şu tecrübeyle onlarla başa çıkmak zor. ama zaza sakatlıktan iyi dönerse ve top 16'ya kalırsak daha iyi maçlar çıkaracağımızdan eminim.
taraftara gelince. gerçekten basketboldan anlıyorlar ve hakemi etkilemeyi iyi biliyorlar. yaptıkları her pozisyonda bir uğultu koparıp baskı yaratmak değil, hakeme istedikleri düdüğü çaldırmak için doğru pozisyonda doğru zamanda reaksiyon vermek. bizse geçen maçta sayıca ve gürültü olarak dünkü siena taraftarından çok üstün olsak da oyun rutine binip setlere dönünce bizim için kazana da koy diye bağırıyorduk sadece ve evet hakemler hep rahattı, aleyhimize saçma düdükleri de oldu. futbol izlemekle basketbol izlemek arasında büyük fark var yani.
taraftara gelince. gerçekten basketboldan anlıyorlar ve hakemi etkilemeyi iyi biliyorlar. yaptıkları her pozisyonda bir uğultu koparıp baskı yaratmak değil, hakeme istedikleri düdüğü çaldırmak için doğru pozisyonda doğru zamanda reaksiyon vermek. bizse geçen maçta sayıca ve gürültü olarak dünkü siena taraftarından çok üstün olsak da oyun rutine binip setlere dönünce bizim için kazana da koy diye bağırıyorduk sadece ve evet hakemler hep rahattı, aleyhimize saçma düdükleri de oldu. futbol izlemekle basketbol izlemek arasında büyük fark var yani.