107
tarih 17 eylül 2011, yer ali sami yen spor kompleksi türk telekom arena.
ilk saniye itibariyle maça baskılı başladık. sağlı sollu ataklarla rakip kaleyi abluka altına almışken, olcan adın'ın 8.dk'da* kullandığı serbest vuruşta hakan balta topu bizim kaleye iteledi ve top muslera'nın çaresiz bakışları eşliğinde ağlarla buluştu. bunun üzerine atak oynayan takımımızı kenardan verdiğim direktiflerle ileriye sürerek daha da baskılı oynamalarını söyledim(overload). baskı neticesinde sıklaşan ataklarımızda yekta 22.dk'da ceza sahası yayında boş pozisyonda topu önünde buluyor ve allah ne verdiyse topa boşaltıp karcamerskas'ı yerinden bile kıpırdatmadan çocuğu koyuyordu. öne geçmek için oyun disiplininden düşmeden baskılı oyunumuzu devam ettirerek tek kale oynuyorduk, ikinci golü bulmamız işten bile değildi hatta 3, 4, 5 gittiği yere kadar. 33.dk'da afrikalı yardırıcı eboue sarı kart görmüştü fakat sıkıntı yoktu takım adeta rakip yarı alanda kamp kurmuştu. ancak ne olduysa o dakikadan sonra oldu, eboue kardeşim atılan bir ara pasta ters kademeye girmek için olcan'ın arkasından koşarken olcan bir anda yere düştü ve kuddusi denen düdüklü bu fırsatı affetmeden yapıştırdı ikinci sarıyı afrikalı kardeşimize. dk34**. lan dedim burda da mı oyunlar, burda da mı senaryolar. hasan şaş ve ümit davala 4. hakeme dalmaya çalışıyorlar zor tutuyorum onları bu arada. velhasılı kelam 10 kişi kalmanın verdiği sinir ve aceleyle olgunlaşmamış atakları cömertçe harcayarak soyunma odasına 1-1'lik skorla girdik. sağ kanatta oynayan sabri kaptanı eboue'nin yerine sağ beke çekip geri kalan taktiğe müdahale etmeden atak oyunumuza devam edeceğimizi oyuncularımıza söyledim ve muslera'dan elmander'e kadar tüm oyuncularımıza gerekli gaz takviyesini yaparak ikinci yarıya başladım. ikinci yarıdaki oyun ilk yarıdan farklı değildi 10 kişiyle de aynı şekilde oynuyorduk sadece kampı öteki yarı sahaya taşımıştık. ancak dakikalar hızla geçiyordu, taraftarlar meşalelerle tezahüratlarla takıma destek olup gol gelmesi için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlardı. derken sabri kaptan sağ tarafta bulduğu boşluğu son çizgiye kadar değerlendirdi ve beckham vari açtığı ortayla adeta elmander'in kafasına topu çarptırıp gol attı.dk 63. gaziantep şoka uğramıştı, rakip on kişiydi fakat top neredeyse hemen yanında 2 sarı forma vardı ve dalga dalga üstlerine geliyorlardı. maç sonunda "koyduk mu?"yla nispet yapan, nevizade'yle kendinden geçen taraftara ujfalusi günün son hediyesini veriyor ve kornerde riera'nın açtığı güzel ortaya kafayı gömüp perdeyi saat 20:45 itibariyle kapatıyordu.dk93.
http://imageshack.us/...rayvgaziantepsp.png/
*selçuk'un attığı gol ile aynı dakika fakat taraf ve kişi farklı.
**ilk yarının sonları ve malum kişinin kırmızı kartı.
özet: adamlar yapmış, maçın 34.dk'sında bir anda kendimi abdullah yılmaz'a söverken buldum. tüm oyunlara, katakullilere rağmen şampiyon olacağız. camia olarak inancımız tam!
ilk saniye itibariyle maça baskılı başladık. sağlı sollu ataklarla rakip kaleyi abluka altına almışken, olcan adın'ın 8.dk'da* kullandığı serbest vuruşta hakan balta topu bizim kaleye iteledi ve top muslera'nın çaresiz bakışları eşliğinde ağlarla buluştu. bunun üzerine atak oynayan takımımızı kenardan verdiğim direktiflerle ileriye sürerek daha da baskılı oynamalarını söyledim(overload). baskı neticesinde sıklaşan ataklarımızda yekta 22.dk'da ceza sahası yayında boş pozisyonda topu önünde buluyor ve allah ne verdiyse topa boşaltıp karcamerskas'ı yerinden bile kıpırdatmadan çocuğu koyuyordu. öne geçmek için oyun disiplininden düşmeden baskılı oyunumuzu devam ettirerek tek kale oynuyorduk, ikinci golü bulmamız işten bile değildi hatta 3, 4, 5 gittiği yere kadar. 33.dk'da afrikalı yardırıcı eboue sarı kart görmüştü fakat sıkıntı yoktu takım adeta rakip yarı alanda kamp kurmuştu. ancak ne olduysa o dakikadan sonra oldu, eboue kardeşim atılan bir ara pasta ters kademeye girmek için olcan'ın arkasından koşarken olcan bir anda yere düştü ve kuddusi denen düdüklü bu fırsatı affetmeden yapıştırdı ikinci sarıyı afrikalı kardeşimize. dk34**. lan dedim burda da mı oyunlar, burda da mı senaryolar. hasan şaş ve ümit davala 4. hakeme dalmaya çalışıyorlar zor tutuyorum onları bu arada. velhasılı kelam 10 kişi kalmanın verdiği sinir ve aceleyle olgunlaşmamış atakları cömertçe harcayarak soyunma odasına 1-1'lik skorla girdik. sağ kanatta oynayan sabri kaptanı eboue'nin yerine sağ beke çekip geri kalan taktiğe müdahale etmeden atak oyunumuza devam edeceğimizi oyuncularımıza söyledim ve muslera'dan elmander'e kadar tüm oyuncularımıza gerekli gaz takviyesini yaparak ikinci yarıya başladım. ikinci yarıdaki oyun ilk yarıdan farklı değildi 10 kişiyle de aynı şekilde oynuyorduk sadece kampı öteki yarı sahaya taşımıştık. ancak dakikalar hızla geçiyordu, taraftarlar meşalelerle tezahüratlarla takıma destek olup gol gelmesi için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlardı. derken sabri kaptan sağ tarafta bulduğu boşluğu son çizgiye kadar değerlendirdi ve beckham vari açtığı ortayla adeta elmander'in kafasına topu çarptırıp gol attı.dk 63. gaziantep şoka uğramıştı, rakip on kişiydi fakat top neredeyse hemen yanında 2 sarı forma vardı ve dalga dalga üstlerine geliyorlardı. maç sonunda "koyduk mu?"yla nispet yapan, nevizade'yle kendinden geçen taraftara ujfalusi günün son hediyesini veriyor ve kornerde riera'nın açtığı güzel ortaya kafayı gömüp perdeyi saat 20:45 itibariyle kapatıyordu.dk93.
http://imageshack.us/...rayvgaziantepsp.png/
*selçuk'un attığı gol ile aynı dakika fakat taraf ve kişi farklı.
**ilk yarının sonları ve malum kişinin kırmızı kartı.
özet: adamlar yapmış, maçın 34.dk'sında bir anda kendimi abdullah yılmaz'a söverken buldum. tüm oyunlara, katakullilere rağmen şampiyon olacağız. camia olarak inancımız tam!
