712
gs sözlük'e girdim gireli oyuncuları korur gibi bir bakışım olduğunu farkettim. aslında öyle bir adam değilimdir. galatasaray'ın farklı branşlarında bir çok sporcumuzla görüşürüm, konuşurum günlük hayatta. ve bir çoğu da bilir ki kötü oynadıklarında çok defa direk yüzlerine demişimdir. yekta konusunda da çok defa dedim "şu an gs seviyesinde değil" diye. bunu kendisine demedim ama dememe de gerek yok. o da bunun farkında. floryaya antrenmanlara gidemiyor olabilirsiniz ama açın gstv'yi antrenmanları gösterdiğinde en çok kimlerin çalıştığını âyan beyan görürsünüz. sayacağınız 3 adam olsa biri bu çocuktur. bence yekta'yı sözlük vari olarak tanımlarken galatasaray'lı demek ona yapılan en büyük haksızlıktır. tamam doğru, çocuk galatasaray'lı ama bu tek başına yeterli bir tanımlama değil. onun diğer meziyetlerine böylelikle sünger çekilmiş gibi olduğunu hissetmeye başladım.
şimdi futbol bilgisi ve tarihini benden daha iyi bilen bir çok yazar burada mevcuttur. sorsam "yekta kasımpaşada hangi mevkii de oynuyordu?" diye vereceğiniz yanıtı düşünün. bir de "engin bugün oynamayacağı için gs 11'inde kim oynamalı?" sorusuna vereceğiniz yanıtı? bu bile yekta'nın zaman içinde oyununda ne tarz bir değişikliğe gittiğinin göstergesi. bilmeyenler için söyliyeyim yekta kasımpaşa'da sağ açık oynuyordu. şu anki galatasaray takımında ise ismi hep sağ iç oyuncular arasında anılıyor. şöyle diyim size, gio veya keita'nın sağ iç oynayacağını düşünebiliyormusunuz? hadi olmadı arda 4-3-3de orta üçlüde oynayabiliyor mu? işte yekta kendi içinde bir futbol devinimi yapmakta. eskiden ona top taşırlardı, o da o topu 3. bölgede değerlendirirdi, kaleye inerdi. şimdi ise kaleye inecek adamları arıyor. üstüne, orta sahada pres yapıp, rakiplerin atakları olgunlaşmadan önce defansa zaman kazandırmaya çalışıyor. aradaki futbol mantalitesini anlamanız için basit devingen bir futbol bilginizin olması yeterlidir.
yekta'nın şu an yapması gereken çok basit işler var. çok koşmasına gerek yok. rakip topu kaptığında rakibin önünde engel oluşturup pas atmasını 1-2 saniye geciktirmesi (ki defansın yerine oturması için önemli), bu arada kendisine forvet hattından da destek gelirse ikili baskı ile top ayağında olan oyuncuyu kenar çizgiye sıkıştırıp oyun açısını kapatmak ve en son olarak top kapmak olmalı. (ama içindeki hırs bazen hemen topu kapmak için mücadele ettiriyor ona). bu arada top onda iken kafası havada olmalı pasını verdiği an pasa kaçmalı arkadaşına pas seçeneği yaratmalı.
bunları anlatıyorum. peki yekta bunları yapmıyor mu? bal gibi de yapıyor. tek sorunu rakip topu aldığında ilk hamle yapması, bazen rakibin onu kolay geçmesine neden oluyor. bunun dışında ben gs'da oynamaması için bir sorun görmüyorum. yerini şu an için mental anlamda yadırgıyordur. çünkü yılların futbol alışkanlıklarını unutup, yeni bir alışkanlığa yelken açmış birinden bahsediyoruz. sezon sonuna kadar bu yolculuk dalgalı denizde olacaktır. ama sonunda sabredersek gs en az 6-7 senesi kurtaracağı bir orta saha alternatifine sahip olacak.
işin güzel yanı bu adam yedek kalırsa sorun etmez, oynarsa (şimdi benim sahaya çıksam yapacağım kadar) tüm terini çimlere akıtır, her an için pozitif enerjisini takımına verir. galatasaray'ın bu tarz adamlara ihtiyacı var. biz uefa kupasını arif'in dediği gibi ergünün getirdiği bir cuval çekirdekle kazanmadık belki ama o çekirdeği getirmek yolun başlamasını sağladı. yekta işte o bir çuval çekirdeği getircek, takımdaşlığı sağlayacak adamlardan. bizlerde ona destek olmak zorundayız. z-o-r-u-n-d-a-y-ı-z. destek olmayacaksan köstek olmayacaksın. ama ne yapıyoruz? çocuk "ya sabır" diyor hemen -hocaya dedi-, -sabriye dedi-, -eboue'ye dedi- diyip takımın içine dinamiti önce biz yerleştiriyoruz. ayan beyan kime dediği belli. ama amacı üzümü yemek değil bağcıyı dövmek olan bazı galatasaray'lılar ânında başlıyor üzerine oynamaya. ondan sonra medya galatasaray'ı sevmiyor :))) yahu sen sevmiyorsun galatasaray'ı sen!! medyaya ne gerek var? alemin tek kurnazı sizsiniz anında buldunuz yekta'nın ne demek istediğini.
kendisini hiç görmedim ama tanıyanlardan veya görenlerden ve takım içi kişilerden duyduğum pozitif enerjisi yüksek, hinliği olmayan biri kendisi. eğer tanım istiyorsanız aha size yekta tanımı. sadece "iyi galatasaray'lı" diyip bırakmayın. galatasary'daki her oyuncuya sahip çıktığım gibi ona da sonuna kadar sahip çıkacağım. çünkü ben taraftarım taraflarındayım...
şimdi futbol bilgisi ve tarihini benden daha iyi bilen bir çok yazar burada mevcuttur. sorsam "yekta kasımpaşada hangi mevkii de oynuyordu?" diye vereceğiniz yanıtı düşünün. bir de "engin bugün oynamayacağı için gs 11'inde kim oynamalı?" sorusuna vereceğiniz yanıtı? bu bile yekta'nın zaman içinde oyununda ne tarz bir değişikliğe gittiğinin göstergesi. bilmeyenler için söyliyeyim yekta kasımpaşa'da sağ açık oynuyordu. şu anki galatasaray takımında ise ismi hep sağ iç oyuncular arasında anılıyor. şöyle diyim size, gio veya keita'nın sağ iç oynayacağını düşünebiliyormusunuz? hadi olmadı arda 4-3-3de orta üçlüde oynayabiliyor mu? işte yekta kendi içinde bir futbol devinimi yapmakta. eskiden ona top taşırlardı, o da o topu 3. bölgede değerlendirirdi, kaleye inerdi. şimdi ise kaleye inecek adamları arıyor. üstüne, orta sahada pres yapıp, rakiplerin atakları olgunlaşmadan önce defansa zaman kazandırmaya çalışıyor. aradaki futbol mantalitesini anlamanız için basit devingen bir futbol bilginizin olması yeterlidir.
yekta'nın şu an yapması gereken çok basit işler var. çok koşmasına gerek yok. rakip topu kaptığında rakibin önünde engel oluşturup pas atmasını 1-2 saniye geciktirmesi (ki defansın yerine oturması için önemli), bu arada kendisine forvet hattından da destek gelirse ikili baskı ile top ayağında olan oyuncuyu kenar çizgiye sıkıştırıp oyun açısını kapatmak ve en son olarak top kapmak olmalı. (ama içindeki hırs bazen hemen topu kapmak için mücadele ettiriyor ona). bu arada top onda iken kafası havada olmalı pasını verdiği an pasa kaçmalı arkadaşına pas seçeneği yaratmalı.
bunları anlatıyorum. peki yekta bunları yapmıyor mu? bal gibi de yapıyor. tek sorunu rakip topu aldığında ilk hamle yapması, bazen rakibin onu kolay geçmesine neden oluyor. bunun dışında ben gs'da oynamaması için bir sorun görmüyorum. yerini şu an için mental anlamda yadırgıyordur. çünkü yılların futbol alışkanlıklarını unutup, yeni bir alışkanlığa yelken açmış birinden bahsediyoruz. sezon sonuna kadar bu yolculuk dalgalı denizde olacaktır. ama sonunda sabredersek gs en az 6-7 senesi kurtaracağı bir orta saha alternatifine sahip olacak.
işin güzel yanı bu adam yedek kalırsa sorun etmez, oynarsa (şimdi benim sahaya çıksam yapacağım kadar) tüm terini çimlere akıtır, her an için pozitif enerjisini takımına verir. galatasaray'ın bu tarz adamlara ihtiyacı var. biz uefa kupasını arif'in dediği gibi ergünün getirdiği bir cuval çekirdekle kazanmadık belki ama o çekirdeği getirmek yolun başlamasını sağladı. yekta işte o bir çuval çekirdeği getircek, takımdaşlığı sağlayacak adamlardan. bizlerde ona destek olmak zorundayız. z-o-r-u-n-d-a-y-ı-z. destek olmayacaksan köstek olmayacaksın. ama ne yapıyoruz? çocuk "ya sabır" diyor hemen -hocaya dedi-, -sabriye dedi-, -eboue'ye dedi- diyip takımın içine dinamiti önce biz yerleştiriyoruz. ayan beyan kime dediği belli. ama amacı üzümü yemek değil bağcıyı dövmek olan bazı galatasaray'lılar ânında başlıyor üzerine oynamaya. ondan sonra medya galatasaray'ı sevmiyor :))) yahu sen sevmiyorsun galatasaray'ı sen!! medyaya ne gerek var? alemin tek kurnazı sizsiniz anında buldunuz yekta'nın ne demek istediğini.
kendisini hiç görmedim ama tanıyanlardan veya görenlerden ve takım içi kişilerden duyduğum pozitif enerjisi yüksek, hinliği olmayan biri kendisi. eğer tanım istiyorsanız aha size yekta tanımı. sadece "iyi galatasaray'lı" diyip bırakmayın. galatasary'daki her oyuncuya sahip çıktığım gibi ona da sonuna kadar sahip çıkacağım. çünkü ben taraftarım taraflarındayım...