186
hatırladığım en eski an 5 yaşımdaki halimdir.. düşmeden, canın acımadan bir insanın neden ağlayabileceğini ilk kez anladığım olgudur. daha aşkın ne olduğunu bile bilmeden hissettiğin bambaşka bir duygudur.. 14 yıl boyunca gelmeyen şampiyonluk nedeniyle doğduğumuz dönemde taraftar sayısını ciddi oranda kaybeden, ama allahın hikmeti ya bizimle bir anda adeta şaha kalkan ve tüm dünyayı saran bir duygudur galatasaraylılık.. işte belki de bu yüzden 80-90 arası doğan nesilde gerçekten metin in dediği gibi "din gibi mezhep gibi" bir duyguya dönüşmüştür. sanki biz var ettik gibi sanki bizimle doğdu galatasaray gibi sevilmiştir bizim tarafımızdan.. imkansızı başarmaktır galtasaray bizim için. cesarettir en önemlisi. kaybetmenin bir son olmadığıdır. umudunu kaybetmemektir.. şampiyonlar ligi ön elemesinde manchester, süper kupa finalinde real madrid rakibiniz olduğunda hiç fark etmez diyebilmektir.. galatasaraylılık bir erdemdir sadece bir taraftarlık değil.. içinizi dolduran kibiri yenmek, en umutsuz anda umut edebilmektir.. hiç unutmadığım andır rahmetli özhan canaydın'ın fenerin denizlide kaybettiği puanla gelen şampiyonluk sırasındaki tavırları.. o 16 dakikalık uzatma anında etrafındaki insanlar telaşla, endişeyle, heyecanla bekleyişlerine karşın onun yüzündeki o kendinden emin, sakin, kibirsiz özgüven.. işte budur galatasarlılık.. kendini bilmektir.. büyüklüğünün farkında olmak korku değil saygı uyandırmaktır hem taraftarına hem tüm rakiplerine...