1
galatasaray spor kulübü başkanlık koltuğunda geçirdiği 4,5 yılın son 3 yılında rezil bir yönetim ortaya koyan başkanın zihniyeti.
kadro kuramadığın halde takımın başına dünyaca ünlü teknik direktör* getiriyorsun. istediği transferleri yapamıyorsun, yaptığın transferlerde her daim transfer dönemi kapanacağı gün oluyor. bir sistem kurmak istiyorsan baştan aşağı herşeyi değiştirmelisin. sistem kurulmalı diyorduk, zaman gerekiyor diyorduk. ama bu ortamda sistem kurmak gibi bir durum sözkonusu değilmiş. kötü olanı ise galatasaray'ın seneleri de böyle boşu boşuna geçip gidiyor.
adnan sezgin gibi zamanında istanbulspor'u düdüklemiş, fenerbahçe ile ilişkisi olan bir adamı kulüpte tutuyor, haldun üstünel gibi vizyon konusunda aşmış bir yöneticiyi istifa etmeye zorluyorsun.
ali sami yen stadında yaşanılan rezilliklerin haddi hesabı yok. anadolu takımı durumlarına düşüyorsun. michael skibbe döneminde kocaelispor'dan 5, frank rijkaard döneminde ankaragücü'nden 4 yiyorsun. bunlar senin üçün beşin hesabına bakarak almadığın futbolcuların ceremesidir.
haftanın yedi günü medya galatasaray'a sövüyor, takım kaptanı yaptığın adamın* penisinin işlevini bile eleştiriyorlar. sen çıkıp ''dur'' diyemiyorsun. medyayı geçtim galatasaray'ın bir takım eski futbolcuları bile saydırıyor mani olamıyorsun. hakemler maç yiyor, tepkini koyamıyorsun. ezeli rakibinin başkanı* iki dakika televizyona çıkmakla işi hallederken sen anca bildiri yayınlıyorsun, yayınladığın bildiri sonucunda da tff başkanı sana atar yapıyor, posta koyuyor.
lisede gelip kongre üyelerine farklı şeyler söylüyorsun, dışarda farklı şeyler. anca tüzükle uğraşıyorsun, hazırladığın tüzükte üye alımı konusu apır sapır. takımın borçları kapanmış, 2012 uefa kriterlerine uyuyormuşuz, bizim gsmobileımız varmış 14 şampiyonluğa, gs bonus kart da 3 şampiyonlar ligine bedelmiş, scout ekibi kurduk paniğe gerek yokmuş, galatasaray iyi yoldaymış, tünelin sonundaki ışık görülmüşmüş. afedersiniz bok görülmüş. takım şu an enkazın altından kalkmaya çalışıyor. sokaktaki bir adamı çevirip o koltuğa oturtsanız takıma bu kadar zarar veremezdi.
bunları zamanı için söylüyorum. son 3 senede galatasaray değişik. değişimin yan etkileri diyorduk ama öyle olmadığı ortada. galatasaray kötü bile değil. ortada galatasaray yok. herkes her yerden galatasaray'a saldırıyor. içerde düşman var, dışarda düşman var. taraftarla takımın arası bozuk, kongrede kopukluklar var, yönetimin kendi içinde problemler var. bunlar hafif şeyler değil. ve sen bir başkan olarak bütün bunları izliyorsun. sonra pişkin pişkin gelip o koltukta galatasaray başkanı sıfatıyla oturuyorsun.
adnan polat yumruğunu masaya koyamıyor, dışarıya karşı takımı izole edemiyor, söylediği tüm lafları ve verdiği tüm sözleri yalayıp yutuyordu. sen eğer iyi bir yönetici isen, hem mali hem de sportif başarıya ulaşırsın. recep tayip erdoğan da "türkiye ekonomisi çok iyi" diyor. ama finans sektörünün içinde olanlar türkiye ekonomisinin ne kadar balon olduğunu ve her an patlamaya hazır olduğunu bilir. fakat erdoğan fanatikleri bunu asla göremezler ve erdoğan ne derse ona inanırlar. adnan polat için de bu geçerlidir.
ne yazık ki galatasaray başkanına yakışmayacak şekilde ipi çekildi. hak edene hakkını vereceksin demişler. ben olsam utanırım.
biz adnan polat'ı takımın içine sıçsın diye getirmedik. biz galatasaray ahlağına göre yetiştirildik, biz galatasaray'lıyız. anı kurtarmak adına galatasaray'ın değerlerini harcayan adamlara da bunun hesabı her daim sorulacak. bu böyle biline...
not: ukdemi doldurayım dedim. zira gözüme batmaktaydı.*
kadro kuramadığın halde takımın başına dünyaca ünlü teknik direktör* getiriyorsun. istediği transferleri yapamıyorsun, yaptığın transferlerde her daim transfer dönemi kapanacağı gün oluyor. bir sistem kurmak istiyorsan baştan aşağı herşeyi değiştirmelisin. sistem kurulmalı diyorduk, zaman gerekiyor diyorduk. ama bu ortamda sistem kurmak gibi bir durum sözkonusu değilmiş. kötü olanı ise galatasaray'ın seneleri de böyle boşu boşuna geçip gidiyor.
adnan sezgin gibi zamanında istanbulspor'u düdüklemiş, fenerbahçe ile ilişkisi olan bir adamı kulüpte tutuyor, haldun üstünel gibi vizyon konusunda aşmış bir yöneticiyi istifa etmeye zorluyorsun.
ali sami yen stadında yaşanılan rezilliklerin haddi hesabı yok. anadolu takımı durumlarına düşüyorsun. michael skibbe döneminde kocaelispor'dan 5, frank rijkaard döneminde ankaragücü'nden 4 yiyorsun. bunlar senin üçün beşin hesabına bakarak almadığın futbolcuların ceremesidir.
haftanın yedi günü medya galatasaray'a sövüyor, takım kaptanı yaptığın adamın* penisinin işlevini bile eleştiriyorlar. sen çıkıp ''dur'' diyemiyorsun. medyayı geçtim galatasaray'ın bir takım eski futbolcuları bile saydırıyor mani olamıyorsun. hakemler maç yiyor, tepkini koyamıyorsun. ezeli rakibinin başkanı* iki dakika televizyona çıkmakla işi hallederken sen anca bildiri yayınlıyorsun, yayınladığın bildiri sonucunda da tff başkanı sana atar yapıyor, posta koyuyor.
lisede gelip kongre üyelerine farklı şeyler söylüyorsun, dışarda farklı şeyler. anca tüzükle uğraşıyorsun, hazırladığın tüzükte üye alımı konusu apır sapır. takımın borçları kapanmış, 2012 uefa kriterlerine uyuyormuşuz, bizim gsmobileımız varmış 14 şampiyonluğa, gs bonus kart da 3 şampiyonlar ligine bedelmiş, scout ekibi kurduk paniğe gerek yokmuş, galatasaray iyi yoldaymış, tünelin sonundaki ışık görülmüşmüş. afedersiniz bok görülmüş. takım şu an enkazın altından kalkmaya çalışıyor. sokaktaki bir adamı çevirip o koltuğa oturtsanız takıma bu kadar zarar veremezdi.
bunları zamanı için söylüyorum. son 3 senede galatasaray değişik. değişimin yan etkileri diyorduk ama öyle olmadığı ortada. galatasaray kötü bile değil. ortada galatasaray yok. herkes her yerden galatasaray'a saldırıyor. içerde düşman var, dışarda düşman var. taraftarla takımın arası bozuk, kongrede kopukluklar var, yönetimin kendi içinde problemler var. bunlar hafif şeyler değil. ve sen bir başkan olarak bütün bunları izliyorsun. sonra pişkin pişkin gelip o koltukta galatasaray başkanı sıfatıyla oturuyorsun.
adnan polat yumruğunu masaya koyamıyor, dışarıya karşı takımı izole edemiyor, söylediği tüm lafları ve verdiği tüm sözleri yalayıp yutuyordu. sen eğer iyi bir yönetici isen, hem mali hem de sportif başarıya ulaşırsın. recep tayip erdoğan da "türkiye ekonomisi çok iyi" diyor. ama finans sektörünün içinde olanlar türkiye ekonomisinin ne kadar balon olduğunu ve her an patlamaya hazır olduğunu bilir. fakat erdoğan fanatikleri bunu asla göremezler ve erdoğan ne derse ona inanırlar. adnan polat için de bu geçerlidir.
ne yazık ki galatasaray başkanına yakışmayacak şekilde ipi çekildi. hak edene hakkını vereceksin demişler. ben olsam utanırım.
biz adnan polat'ı takımın içine sıçsın diye getirmedik. biz galatasaray ahlağına göre yetiştirildik, biz galatasaray'lıyız. anı kurtarmak adına galatasaray'ın değerlerini harcayan adamlara da bunun hesabı her daim sorulacak. bu böyle biline...
not: ukdemi doldurayım dedim. zira gözüme batmaktaydı.*