aykut erçetin

kaleciliğe 5 yaşında başlamıştır. 22 yaşında geldiği galatasaray'da hiç bir zaman direkt as kaleci olamamıştır. çizgi üzerinde muhteşem özellikleri vardır, ancak yan top ve araya atılan toplara çıkıp müdahale etme gibi mental eksiklikleri, topu ayağıyla oyuna sokma konusunda kendini yeteri kadar geliştirememesi, onun tam bir büyük takım kalecisi olmasını engellemiştir. şahsi fikrim, bu özelliklerin maç oynamadan kazanılamayacağı yönündedir. hatta bu konuda aykut'a haksızlık yapılmıştır. çünkü oynayıp, maç kurtardığı zamanlar, hatta şampiyonlukta önemli payı olduğu zamanlar vardır. ancak kendisine tamamen güvenerek as kaleci muamelesi hiç bir zaman yapılmamıştır, hata yapma toleransı hiç bir zaman verilmemiştir. bir yılda bu kadar az maç oynamasına rağmen fiziğine çok iyi bakması ve her an oynayabilecek gibi olmasının da takıma ve as kaleciye bir şeyler katıyor olduğunu bilmesi ve gerek teknik ekip, gerekse taraftarlar tarafından hiç bir zaman sahiplenilmemesine rağmen huzursuzluk çıkaran hiç bir davranışının olmaması, ağlamaması gözümde çok değerlidir. kendisinin ağzından "yıllardır yedeğim, gitmek istiyorum, paramı verin"i geçtim, takım veya herhangi birisi ile ilgili en küçük kötü bir söz çıktığını hatırlamıyorum. sosyokültürel düzeyi yüksek, entelektüel birisidir.