26
galatasaray'a transferi benim için messi'nin sarı kırmızılı formayı giymesinden daha önemli olan voleybolun xavi'si.efendim futbol konusunda oldukça yetenekli olması hasebiyle diğer spor branşlarına da epey meraklı bir bireyim bendeniz.top karşılaması dışında oynamasını beceremediğim tek oyundur voleybol.lise yıllarından kız arkadaşlarım yoğun istekleri üzerine 6.adamı tamamlamak için sahaya sazan gibi atladığım çok olmuştur ama bir türlü beklenen katkıyı verememiştim.
işin acı verici diğer bir boyutu ise ilkokul yıllarında hafta içi annem vakıfbank'ın yada eczacıbaşı'nın maçlarını kaçırmazdı evde istemsizce annem kaynaklı bir voleybol sevgisi oluşmaya başladı.herkesin bir zamanlar katıldığı o meşhur "filenin sultanları" sevgisine bizde nail olduk ailecek."natalia hanikoğlu" ve "neslihan demir" (o zamanların) ailemizin sevimli kızları olarak evimizde yer almaya başlamıştı.
anneden bulaşan bu voleybol sevgisi galatasaray'ın voleybol maçlarının sıkı takipçisi olma yolunda beni cezbetmeye başlamıştı."angelina grün" gibi efsaneleri öğrenmeye başlamam "francesca piccinini" gibi ablaları takip etmem sonucu iyi bir voleybol izleyicisi oldum.kız arkadaşımın "aşkım nerdesin hadi film başlayacak" mesajına "cimbomun voleybol maçı var fenerle sen eve geç boşver sinemayı" diye mesaj atmışlığım vardır.evet efendim 1 hafta anamı ağlatmıştı karşılığında ama olsun cimboma değer.fenerbahçenin maçı 3-0 kazanacağını adım gibi biliyordum ama hastalık işte "bir umuttur yaşamak" mottosuyla otururdum tv başına.her seferinde 3-0'lık mağlubiyetler,arkadaşlarımın çoğunun hakaretlerine maruz kalmamla devam ederdi."gsvoleybol.org" forumlarına üye olmamla devam etti bu sevginin son kayıt yeri.
ve en sonunda "eleonora lo bianco" galatasarayda haberini almam;benim için futbol takımının şampiyonluğundan daha değerliydi.artık erkeklerde olduğu gibi bayanlar da da fenerbahçeyi zorlayacak bir takımı kurmanın ilk adımıydı onun transferi.ilk röportajında "bu büyük projenin içinde yer almak için burayı seçtim" demişti.belli ki onun buraya gelmesi sadece basit bir yıldız transferinden çok öteydi bu adımının bir geleceği ve alt yapısı oluşturulmuş,lo bianco öyle ikna edilmişti."bir alex" güzelliğinde olmasa da kendine has tatlılığı,insanın içini kıpır kıpır eden güzelliğiyle muhteşem bir pasördür eleonora lo bianco.
sözümüz söz istanbul'a sırf seni izlemek için gelmeyen "tourismo" fenerli olsun.umarım camia olarak kıymetini fazlasıyla biliriz senin.
işin acı verici diğer bir boyutu ise ilkokul yıllarında hafta içi annem vakıfbank'ın yada eczacıbaşı'nın maçlarını kaçırmazdı evde istemsizce annem kaynaklı bir voleybol sevgisi oluşmaya başladı.herkesin bir zamanlar katıldığı o meşhur "filenin sultanları" sevgisine bizde nail olduk ailecek."natalia hanikoğlu" ve "neslihan demir" (o zamanların) ailemizin sevimli kızları olarak evimizde yer almaya başlamıştı.
anneden bulaşan bu voleybol sevgisi galatasaray'ın voleybol maçlarının sıkı takipçisi olma yolunda beni cezbetmeye başlamıştı."angelina grün" gibi efsaneleri öğrenmeye başlamam "francesca piccinini" gibi ablaları takip etmem sonucu iyi bir voleybol izleyicisi oldum.kız arkadaşımın "aşkım nerdesin hadi film başlayacak" mesajına "cimbomun voleybol maçı var fenerle sen eve geç boşver sinemayı" diye mesaj atmışlığım vardır.evet efendim 1 hafta anamı ağlatmıştı karşılığında ama olsun cimboma değer.fenerbahçenin maçı 3-0 kazanacağını adım gibi biliyordum ama hastalık işte "bir umuttur yaşamak" mottosuyla otururdum tv başına.her seferinde 3-0'lık mağlubiyetler,arkadaşlarımın çoğunun hakaretlerine maruz kalmamla devam ederdi."gsvoleybol.org" forumlarına üye olmamla devam etti bu sevginin son kayıt yeri.
ve en sonunda "eleonora lo bianco" galatasarayda haberini almam;benim için futbol takımının şampiyonluğundan daha değerliydi.artık erkeklerde olduğu gibi bayanlar da da fenerbahçeyi zorlayacak bir takımı kurmanın ilk adımıydı onun transferi.ilk röportajında "bu büyük projenin içinde yer almak için burayı seçtim" demişti.belli ki onun buraya gelmesi sadece basit bir yıldız transferinden çok öteydi bu adımının bir geleceği ve alt yapısı oluşturulmuş,lo bianco öyle ikna edilmişti."bir alex" güzelliğinde olmasa da kendine has tatlılığı,insanın içini kıpır kıpır eden güzelliğiyle muhteşem bir pasördür eleonora lo bianco.
sözümüz söz istanbul'a sırf seni izlemek için gelmeyen "tourismo" fenerli olsun.umarım camia olarak kıymetini fazlasıyla biliriz senin.