• 3266
    hani bazen büyükler der ya; ben senin doğumunu bilirim" diye. işte türk telekom arena' da benim için öyledir. taa temeli için ilk kazma vurulduğundan beri ilk önce resimlerle, daha sonra resim ve kameralarla açılışının yapıldığı güne kadar takip ettim çeşitli platformardan bu yapıyı. ilk başlarda çok sabırsızdık ve "acaba"larla doluyduk; "ne zaman tribünler yükselecek ne zaman bir stadyum şeklini alacak" diye.
    bu ahval içerisinde stad yükselmeye başladı, tribünler ortaya çıktı derken "eren talu" krizi patlak verdi ve stad inşaatıyla başbaşa kalıverdik. hüzünlü bir bekleyişin ardından varyap işi devraldı ve stad acaip bir hızla tamamlanmaya başladı. birinci kat, ikinci kat, çatı makasları, çatı, koltuklar, saha içi düzenlemesi derken stad eksiklerle de olsa bitiverdi.
    her ne kadar bir kaç kez yanından geçmiş olsam da stadı gerçek anlamda ilk görüşüm 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçıyla oldu. mecidiyeköy, metro, turnikeler derken yıllardır inernetten takip ettiğim mabedin önüne kadar geldim. içeri girince anladım ki şu ana kadar bu stadla ilgili aslında hiç birşeyin farkında değişmişim. oraya resmen bir tapınak inşa etmişler en heybetlisinden. ağzım açık kalması bir yana sanki kıçım açıkta kalmış da bir rüyanın içindeymişim gibi oldum o statta. sonra insan alışıyor geri ama biliyorum ki her gittiğimde aşağı yukarı bu halde olurum.
    son olarak; gidiş bir şekilde hallolsa da stad çıkışındaki o yığılmalara, o metro rezilliğine o toprak yokuş yol zulmüne bir son vermezlerse son maçta olduğu gibi artık kombine sahipleri bile gelmez olacak maçlara.

    edit: imla.
App Store'dan indirin Google Play'den alın