42
saygıdeğer hocam;
şerefim namusum ve onurum üzerine yemin ederim seni çok seviyorum. bana yaşattığın mutluluklar için sana olan minnet borcum sonsuza kadar sürecektir ama bir konuya değinmeden geçemeyeceğim.
21 eylül 2011 kardemir karabükspor galatasaray maçındaki ense traşın deyim yerinde ise leş gibiydi.
saygıdeğer hocam;
ensenin o hali, bizlere en az 1 aydır (yani sezon başladığından beri) berberine uğramadığını ve dolayısı ile sakalı yalap şap permatik traşı ile aldığını gösteriyor.
hocam;
affına mağruren, ben anarko-sendikalistim. kısacası insanların dini, milliyeti, cinsiyetleri, veya dış görünüşlerine hiç önem vermem ama senin bu leş ense bizlere bir şeyler anlatıyor. öncelikle, bulunduğun yerde mutlu değilsin ve çok yoğun problemlerin içerisinde kaybolmuşsun. bunu anlayabiliyorum ama tüm bu durumun seni yutmasına dolayısı ile beni mutsuz etmesine kayıtsız kalamam.
bak hocam;
evime en erken gece saat 23.00'da gelebiliyorum. buna rağmen gelir gelmez hemen duşa girer gece yarısı günlük traşımı olur ve çok yoğun çalışmama rağmen her hafta bir sabah mutlaka berberime uğrar ensemi ve kulak üstlerimi düzeltiririm.
her ne kadar bu tür şeylere önem vermesem de bunun nedeni bir eşim, çocuklarım ve bir işimin olmasıdır. benim bunlara önem vermemem bir şeyi değiştirmez. çünkü tecrübe ile sabittir ki her sabah bu kadar düzgün ve temiz giyinip sakal traşlı ve ensesi ile kulak üstleri düzgün olarak güne başlamaz isem, ne eşim, ne çocuklarım ne de yanımda çalışan arkadaşlara her şeyin yolunda olduğu, benim süper olduğum ve her gün hayata yeni bir enerji ile başlanması gerektiği mesajını dış görünüşüm ile veremem ve onların çeperinde etki alanı oluşturamam.
ense traşın o durumda iken sen de yapamazsın hocam. bak ykaraca arkadaşımız bile twitter'de konsantrasyonun önemini vurguluyor. (gbk: konsantrasyon)un ve motivasyonun önemini sen hepimizden daha fazla bilen adamsın. ne yazık ki o ense traşı ile seni gören hiç bir futbolcunun sana gerekli saygı ve hürmeti duyup konsantre olmasını bekleme. ayrıca taşın altına elimizi soktuk filan söylemi ile ayda 250bin euro'yu cüzdana takarken haftada bir berbere uğramamak en hafif deyimi ile öncelikle senin bile duruma tam olarak konsantre olamadığını gösterir.
ve;
seni o ense traşı ile görünce bu sezon geleceğimizden ümidimi kestim ama allah'ın adını veriyorum bana bu sözlükte (bkz: fatih terim'in ense traşı) veya (bkz: fatih terim'in berberi) gibi geri zekalıca başlıklar açtırma.
sevgi ve saygılarımla.
son olarak;
hocam;
dürüst olmam gerekirse, ikinci gelişinde, olimpiyatın ters rüzgarına ve o kadar transfere rağmen de boer molozunu defansta tek başına bırakıp ebemizin şeyine mart karı yağdırmış olmadan dolayı sana hafif bir gıcıklığım var. 14 yıl şampiyon olamadığımız dönemde tüm olanları uefa ve süper kupa unutturdu ama ikinci gelişinde yaptıkların ciğerde yaradır. bu güne kadar ikinci dönemin hakkında bu sözülüğe tek kelime yazmadık ise o da bizim terbiyemizden ötürüdür.
yine sana minnetimiz ve borcumuz baki ama bu üçüncü dönem. lütfen biraz dikkat.
tekrar sevgi ve saygılarımla.
şerefim namusum ve onurum üzerine yemin ederim seni çok seviyorum. bana yaşattığın mutluluklar için sana olan minnet borcum sonsuza kadar sürecektir ama bir konuya değinmeden geçemeyeceğim.
21 eylül 2011 kardemir karabükspor galatasaray maçındaki ense traşın deyim yerinde ise leş gibiydi.
saygıdeğer hocam;
ensenin o hali, bizlere en az 1 aydır (yani sezon başladığından beri) berberine uğramadığını ve dolayısı ile sakalı yalap şap permatik traşı ile aldığını gösteriyor.
hocam;
affına mağruren, ben anarko-sendikalistim. kısacası insanların dini, milliyeti, cinsiyetleri, veya dış görünüşlerine hiç önem vermem ama senin bu leş ense bizlere bir şeyler anlatıyor. öncelikle, bulunduğun yerde mutlu değilsin ve çok yoğun problemlerin içerisinde kaybolmuşsun. bunu anlayabiliyorum ama tüm bu durumun seni yutmasına dolayısı ile beni mutsuz etmesine kayıtsız kalamam.
bak hocam;
evime en erken gece saat 23.00'da gelebiliyorum. buna rağmen gelir gelmez hemen duşa girer gece yarısı günlük traşımı olur ve çok yoğun çalışmama rağmen her hafta bir sabah mutlaka berberime uğrar ensemi ve kulak üstlerimi düzeltiririm.
her ne kadar bu tür şeylere önem vermesem de bunun nedeni bir eşim, çocuklarım ve bir işimin olmasıdır. benim bunlara önem vermemem bir şeyi değiştirmez. çünkü tecrübe ile sabittir ki her sabah bu kadar düzgün ve temiz giyinip sakal traşlı ve ensesi ile kulak üstleri düzgün olarak güne başlamaz isem, ne eşim, ne çocuklarım ne de yanımda çalışan arkadaşlara her şeyin yolunda olduğu, benim süper olduğum ve her gün hayata yeni bir enerji ile başlanması gerektiği mesajını dış görünüşüm ile veremem ve onların çeperinde etki alanı oluşturamam.
ense traşın o durumda iken sen de yapamazsın hocam. bak ykaraca arkadaşımız bile twitter'de konsantrasyonun önemini vurguluyor. (gbk: konsantrasyon)un ve motivasyonun önemini sen hepimizden daha fazla bilen adamsın. ne yazık ki o ense traşı ile seni gören hiç bir futbolcunun sana gerekli saygı ve hürmeti duyup konsantre olmasını bekleme. ayrıca taşın altına elimizi soktuk filan söylemi ile ayda 250bin euro'yu cüzdana takarken haftada bir berbere uğramamak en hafif deyimi ile öncelikle senin bile duruma tam olarak konsantre olamadığını gösterir.
ve;
seni o ense traşı ile görünce bu sezon geleceğimizden ümidimi kestim ama allah'ın adını veriyorum bana bu sözlükte (bkz: fatih terim'in ense traşı) veya (bkz: fatih terim'in berberi) gibi geri zekalıca başlıklar açtırma.
sevgi ve saygılarımla.
son olarak;
hocam;
dürüst olmam gerekirse, ikinci gelişinde, olimpiyatın ters rüzgarına ve o kadar transfere rağmen de boer molozunu defansta tek başına bırakıp ebemizin şeyine mart karı yağdırmış olmadan dolayı sana hafif bir gıcıklığım var. 14 yıl şampiyon olamadığımız dönemde tüm olanları uefa ve süper kupa unutturdu ama ikinci gelişinde yaptıkların ciğerde yaradır. bu güne kadar ikinci dönemin hakkında bu sözülüğe tek kelime yazmadık ise o da bizim terbiyemizden ötürüdür.
yine sana minnetimiz ve borcumuz baki ama bu üçüncü dönem. lütfen biraz dikkat.
tekrar sevgi ve saygılarımla.