346
maa başkanlığında tarihin en rezil yönetimini sergilemekle kalmayıp mantıksızlık, omurgasızlık sınırlarını zorlamaktadırlar.
öncelikle yiğidini öldüreyim, hakkını vereyim; seyircisiz oynama cezasının kaldırılması kararı, daha doğrusu düşüncesi son derece isabetli oldu. futbol, taraftar ile güzel ve boş tribünler önünde oynanan maçların ne kadar yavan ve tatsız olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçek.
fakat...
sen seyircisiz oynama cezasını kaldırarak bunu stsl maçlarının kadınlara ve çocuklara bedava olması kararına çevirirsen, orda bir dengesizlik olur. kısaca karar doğru ama yöntem yanlış. 20 eylül 2011 fenerbahçe manisaspor maçı bu alanda bir ilk olduğundan, kararı değerlendirme fırsatını da bulmuş olduk. öncelikle seyircisiz oynama cezasını, kadın ve 12 yaş altı çocuklar önünde oynamaya çevirmek nasıl bir mantık? şöyle izah edeyim: boş tribünler önünde oynamak tam anlamı ile o takım için bir ceza. tribün desteğinden yoksun olarak sahaya çıkmayı hiçbir takım istemez. sen bu cezayı değiştiriyorsun; kadın ve çocukları maça çekme düşüncen doğru fakat düz mantıktan kadın ve çocuklar önünde o maçı oynatarak mı o takımı cezalandırmaya çalışıyorsun? terazideki denge hiç sağlanamamış, bu sonuca vardım ben.
ayrıca diğer bir nokta da bu karar ile birlikte 12 yaş üstü erkeklerin tümünü potansiyel küfürbaz, kavgacı, olay çıkarmaya meyilli olarak görmüş oluyorsun. fenerbahçe - manisaspor maçında görüldüğü üzere, daha doğrusu duyulduğu üzere, kadın taraftarlar da küfür edebiliyormuş. (bkz: ibne trabzon olamazsın şampiyon). sonuç olarak nereden tutarsak tutalım elimizde kalıyor.
tff'nin yanlı bir gözlem karar verme yeteneğinin olduğu artık aşikar. fakat bu kadar alelacele getirilen bir kararın doğru olmasını beklemek de hayalperestliktir. aynı şekilde play-off statüsü getirilmesi gibi seyircisiz oynama cezasının kadın ve 12 yaş altı çocuklara ücretsiz olması kararı da acele ve ani bir şekilde getirilmiştir. seyircisiz maçları ben de istemiyorum fakat bunun yerine daha farklı bir noktada uzlaşma sağlanabilirdi. örneğin "tarafsız sahada seyircili" veya kendi sahasında oynamak üzere seyirci sayısına getirilebilecek bir sınır (örneğin maksimum 10 bin taraftar gelebilir gibi)
hiç ama hiç sevmedim ben bu maa yönetimini.
öncelikle yiğidini öldüreyim, hakkını vereyim; seyircisiz oynama cezasının kaldırılması kararı, daha doğrusu düşüncesi son derece isabetli oldu. futbol, taraftar ile güzel ve boş tribünler önünde oynanan maçların ne kadar yavan ve tatsız olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçek.
fakat...
sen seyircisiz oynama cezasını kaldırarak bunu stsl maçlarının kadınlara ve çocuklara bedava olması kararına çevirirsen, orda bir dengesizlik olur. kısaca karar doğru ama yöntem yanlış. 20 eylül 2011 fenerbahçe manisaspor maçı bu alanda bir ilk olduğundan, kararı değerlendirme fırsatını da bulmuş olduk. öncelikle seyircisiz oynama cezasını, kadın ve 12 yaş altı çocuklar önünde oynamaya çevirmek nasıl bir mantık? şöyle izah edeyim: boş tribünler önünde oynamak tam anlamı ile o takım için bir ceza. tribün desteğinden yoksun olarak sahaya çıkmayı hiçbir takım istemez. sen bu cezayı değiştiriyorsun; kadın ve çocukları maça çekme düşüncen doğru fakat düz mantıktan kadın ve çocuklar önünde o maçı oynatarak mı o takımı cezalandırmaya çalışıyorsun? terazideki denge hiç sağlanamamış, bu sonuca vardım ben.
ayrıca diğer bir nokta da bu karar ile birlikte 12 yaş üstü erkeklerin tümünü potansiyel küfürbaz, kavgacı, olay çıkarmaya meyilli olarak görmüş oluyorsun. fenerbahçe - manisaspor maçında görüldüğü üzere, daha doğrusu duyulduğu üzere, kadın taraftarlar da küfür edebiliyormuş. (bkz: ibne trabzon olamazsın şampiyon). sonuç olarak nereden tutarsak tutalım elimizde kalıyor.
tff'nin yanlı bir gözlem karar verme yeteneğinin olduğu artık aşikar. fakat bu kadar alelacele getirilen bir kararın doğru olmasını beklemek de hayalperestliktir. aynı şekilde play-off statüsü getirilmesi gibi seyircisiz oynama cezasının kadın ve 12 yaş altı çocuklara ücretsiz olması kararı da acele ve ani bir şekilde getirilmiştir. seyircisiz maçları ben de istemiyorum fakat bunun yerine daha farklı bir noktada uzlaşma sağlanabilirdi. örneğin "tarafsız sahada seyircili" veya kendi sahasında oynamak üzere seyirci sayısına getirilebilecek bir sınır (örneğin maksimum 10 bin taraftar gelebilir gibi)
hiç ama hiç sevmedim ben bu maa yönetimini.