12
tanım olarak, şiir gibi bir goldür. ama bizim medyanın yazdığı gibi füze falan değildir. o top sert gitmemiştir, misal, prekazi'nin monaco'ya attığı füzedir, hagi nin yine monaco'ya attığı sanat eseridir, süzülerek gitmiştir, kewell'ın bordeaux ya attığı ise, hah işte o içinde füze bulunan sanat eseridir.
her neyse, burada gol kesinlikle küçümsenmemektedir, hatta şu gözlerin canlı seyrettiği en iyi 5 golden biridir. daha da seyredeceğimi sanmam öyle bir golü.
topun gidişi çok enteresandır, böyle bir süzülmeyi aklım hala almıyor. şöyle ki; maçı beraber seyrettiğimiz arkadaşımla, top havadayken, "çarptı, girmez yav, yok lan kaleye yöneliyor" cümleleri geçen bir konuşma bile yaptık o süre zarfında, siz düşünün artık. tv de belli olmuyor, hatta diğer tribünlerden de belli olmuyor, anlayamazdınız, sadece güney tribünün alt kısmında, topun girdiği tarafta oturanlar hissetti bişeyi, şunu; kaleci resmen "hassiktir" çekti, vücut dilinden elektriğinden çok net gözüktü bu orada.
her neyse, burada gol kesinlikle küçümsenmemektedir, hatta şu gözlerin canlı seyrettiği en iyi 5 golden biridir. daha da seyredeceğimi sanmam öyle bir golü.
topun gidişi çok enteresandır, böyle bir süzülmeyi aklım hala almıyor. şöyle ki; maçı beraber seyrettiğimiz arkadaşımla, top havadayken, "çarptı, girmez yav, yok lan kaleye yöneliyor" cümleleri geçen bir konuşma bile yaptık o süre zarfında, siz düşünün artık. tv de belli olmuyor, hatta diğer tribünlerden de belli olmuyor, anlayamazdınız, sadece güney tribünün alt kısmında, topun girdiği tarafta oturanlar hissetti bişeyi, şunu; kaleci resmen "hassiktir" çekti, vücut dilinden elektriğinden çok net gözüktü bu orada.