31
88' yazı... televizyonda turuncu turuncu dolaşan adamlar var... bunlardan bir tanesi bir haziran günü dönemin en iyi kalecilerinden birinin*üzerinde öyle bir gol atıyor ki... neyse, aynı sezonun başında galatasarayımız avrupa'da esiyor... bir bir geçilen turlar sonucunda yarı finalde steau bükreş ile eşleşiyoruz... hikayeyi biliyorsunuz... izmir'deki rövanşın ardından gece trt1'de diğer yarı final eşleşmesinin ikinci ayağı oynanıyor san siro'da... maçı bilenler bilir, 5-0 bitiyor... o sonuç, hem de real madrid'e karşı alınmış 5-0'lık sonuç - belki de bir kaç saat öncesinin verdiği üzüntünün de etkisi olsa gerek - beni ağzı açık bir şekilde o takımı izlemeye itiyor. bir de önceki yaz, turunculardan üçünün de bu takımda olduğunu görünce daha da bir keyifleniyorum.. sonra sacchi'nin, capello'nun, ancelotti'nin milanlarının kazandığı avrupa şampiyonluklarının yaşattığı haz... yirmi seneden fazla olmuş hala milan'ı takip ederim, kazandığı zaman heyecanlanırım ama bunlar tabii ki arkadaşlar arasında iddialaşma, sohbet konusu ya da belki de bir hobi olmanın ötesine geçmiyor... galatasaray başka, sevdiğin, sempati duyduğun takım başka... bunu o takımı tutanlar biliyor da eleştirenler de farkına varsa daha hoş olur...