86
her ne kadar pozisyonu forvet gibi gözüksede çok rahat sol açık, forvet arkası gibi alanlarda oynayabilir. 26 yaşında olması, alman disiplini ile yetişmiş olması, etkili ve isabetli şutları ile takımımıza çok güç katacaktır.
2 tane basına yansıyan problemi onun problemli bir yapıya sahip olduğunu göstermez. aksine yaşanan bu olaylar onun hırsını gösteren olaylardır. galler maçında ballack'a tokat atması bir çok basın organında kendisini suçlu göstermiştir. ancak o pozisyonda ballack podolski'yi insancıl bir şekilde uyarmamıştır. şöyle örnek vereyim, ayhan akman bir pozisyonda pas vermek yerine şut deneyen anıl'a "pas versene a.q" diye bağırır. sizce bu bir kaptana yakışan bir uyarımıdır? ballack resmen podolskiye abilik taslamış ve cevabını sahada almıştır. podolski doğru yapmamıştır belki ama birçok benzer azarlamada insanlar bu tepkileri verebilir.
nuri ile girdikleri polemik ise ayrı bir tartışma konusu olmuştu; bundesliga'da oynanan dortmund - köln maçında podolski ile nuri şahin bir pozisyonda tartışmış ve podolski almanya'nın türkiye'yi 3-0 yendiği maça gönderme yaparak eliyle 3 işareti yapmıştır. devam eden maçta son dakikada nuri bir gol atmış ve gol sevincini kayarak podolski'nin önünde yapmıştır. bu tip tartışmalar günlük hayatımızda hergün karşımıza çıkıyor. haftalardır ezeli rakiplerimizi tutan arkadaşlarımıza şikeci diye espriler yapmadıkmı? veya ezeli rekabet tartışmalarında onlar 6 dedi biz 7 demedik mi?
nuri ile podolski böyle bir tartışma yaşamış ve maç sonunda el sıkışarak barışmışlardır.
işte bahsedilen bu iki olay nedeniyle podolski dengesiz, psikopat gibi laflara maruz kalmaktadır. benim yıllardır izlediğim podolski genelde oyununa bakan, kazanmak için çırpınan, faullü oynayan ancak kasti hareketten kaçınan bir profile sahiptir. takımıza gelirse büyük katkı sağlar.
köln'de şu an çok mutsuz olduğunu biliyorum. fc köln'ün yeni teknik direktörü stale solbakken, kaptanlık bandını lukas podolski'den aldı ve brezilyalı savunma oyuncusu pedro geromel'e verdi. bu olay podolski'nin kölnden kopmasına sebep olabilir. ilk köln macerasında bir efsane olmuştu, daha sonra gittiği bayern münih takımında çok başarılı maçlar çıkarmasına rağmen takımda tutunmayı başaramadı ve tekrar köln'e döndü. ikinci köln macerası takımın kötü olması nedeniyle istediği gibi gitmedi. takımın en iyi oyuncusu olmasına rağmen yanında başka yıldız oyuncu olmaması aldığı sorumlulukları arttırdı. buda podolskide bir baskı oluşturdu, aynı zamanda takım kaptanıydı, beklentiler çok artmıştı. (bu hikaye bana birisini hatırlattı!)
şu an onun için en iyi tercih takımdan ayrılmak ve kendini tekrar kanıtlamak. türkiye bu konuda kendisine ilaç olacaktır. yanında kaliteli oyuncularla podolski bu takımın yıldızı, taraftarın sevgilisi olur.
2 tane basına yansıyan problemi onun problemli bir yapıya sahip olduğunu göstermez. aksine yaşanan bu olaylar onun hırsını gösteren olaylardır. galler maçında ballack'a tokat atması bir çok basın organında kendisini suçlu göstermiştir. ancak o pozisyonda ballack podolski'yi insancıl bir şekilde uyarmamıştır. şöyle örnek vereyim, ayhan akman bir pozisyonda pas vermek yerine şut deneyen anıl'a "pas versene a.q" diye bağırır. sizce bu bir kaptana yakışan bir uyarımıdır? ballack resmen podolskiye abilik taslamış ve cevabını sahada almıştır. podolski doğru yapmamıştır belki ama birçok benzer azarlamada insanlar bu tepkileri verebilir.
nuri ile girdikleri polemik ise ayrı bir tartışma konusu olmuştu; bundesliga'da oynanan dortmund - köln maçında podolski ile nuri şahin bir pozisyonda tartışmış ve podolski almanya'nın türkiye'yi 3-0 yendiği maça gönderme yaparak eliyle 3 işareti yapmıştır. devam eden maçta son dakikada nuri bir gol atmış ve gol sevincini kayarak podolski'nin önünde yapmıştır. bu tip tartışmalar günlük hayatımızda hergün karşımıza çıkıyor. haftalardır ezeli rakiplerimizi tutan arkadaşlarımıza şikeci diye espriler yapmadıkmı? veya ezeli rekabet tartışmalarında onlar 6 dedi biz 7 demedik mi?
nuri ile podolski böyle bir tartışma yaşamış ve maç sonunda el sıkışarak barışmışlardır.
işte bahsedilen bu iki olay nedeniyle podolski dengesiz, psikopat gibi laflara maruz kalmaktadır. benim yıllardır izlediğim podolski genelde oyununa bakan, kazanmak için çırpınan, faullü oynayan ancak kasti hareketten kaçınan bir profile sahiptir. takımıza gelirse büyük katkı sağlar.
köln'de şu an çok mutsuz olduğunu biliyorum. fc köln'ün yeni teknik direktörü stale solbakken, kaptanlık bandını lukas podolski'den aldı ve brezilyalı savunma oyuncusu pedro geromel'e verdi. bu olay podolski'nin kölnden kopmasına sebep olabilir. ilk köln macerasında bir efsane olmuştu, daha sonra gittiği bayern münih takımında çok başarılı maçlar çıkarmasına rağmen takımda tutunmayı başaramadı ve tekrar köln'e döndü. ikinci köln macerası takımın kötü olması nedeniyle istediği gibi gitmedi. takımın en iyi oyuncusu olmasına rağmen yanında başka yıldız oyuncu olmaması aldığı sorumlulukları arttırdı. buda podolskide bir baskı oluşturdu, aynı zamanda takım kaptanıydı, beklentiler çok artmıştı. (bu hikaye bana birisini hatırlattı!)
şu an onun için en iyi tercih takımdan ayrılmak ve kendini tekrar kanıtlamak. türkiye bu konuda kendisine ilaç olacaktır. yanında kaliteli oyuncularla podolski bu takımın yıldızı, taraftarın sevgilisi olur.