2255
(bkz: 17 ağustos 2011 olympiakos galatasaray maçı)
olympiakos maçı öncesi; sabri için sözlükte düzülen methiyeleri düşünüyorum; kaptan olmalı, takımın her şeyi, fatih terim onu orta sahaya çekerek çok iyi bir iş yaptı, orta sahada koşar pres yapar, rakibi sindirir, terim'in sağ içe çekmesi mükemmel fikir vs vs..
olympiakos maçı sonrası; orta saha sabri'ye göre değil, pas trafiğini yönlendiremiyor, yeteneksiz, galatasaray futbol takımı oyuncusu değil, barış özbek, mustafa sarp, serkan kurtuluş'tan farksız vs vs.
bir oyuncu ile ilgili olan fikirlerimiz bu kadar mı kolay değişiyor? bir oyuncuyu göklere çıkarmayla, yerin dibine sokma arasında sadece 90 dakika mı var? maçtan önce ''sabri kesin kaptan olmalı'' diyenler olympiakos maçı sonrası ''kaptanlık vasfı yok sabri'de'' mi demeli? çok tutarsısız, çok hızlı karar veriyoruz, rüzgar nereye eserse yönümüzü oraya çeviriyoruz.
olympiakos maçında kötü oynamıştır, kabul. fakat her oyuncunun kötü günü olabilir. kaldı ki sabri'nin yeteneklerinin sınırlı olduğu bir gerçek. onu takımın değişilmezlerinden biri olarak görmemizin sebebi ne xavivari 50 metrelik arapas atması, ne 30 metreden füze gibi şutlar çıkarması, ne de başka bir şey. sabri'nin yeri çizgidir, sabri çizgi adamıdır zaten. orta sahanın ortasında oyun kurucu pozisyonunda oynayacak bir adam kafasını toptan kaldırmalı, sahaya hakim olmalı; nitekim sabri artık 27 yaşına geldi, farketmesek de, gözden kaçırsak da sabri artık altyapıdan yeni çıkan 20-21 yaşındaki çocuk değil, gelişme aşamasını çok önceden tamamladı, kendisine ve futboluna yenilikler katmasını beklemek hayalcilik olur. sabri'nin yeri ilk öncelikle sağ bek pozisyonudur. 4-4-2 pozisyonunda oynayacağımız maçlarda da kazım ve keita gibi oyuncularımızın yokluklarında sağ açıkta da rahatlıkla oynar ki zaten ilk pozisyonu orasıydı. aslında sağ bek olarak devşirilmesi de galatasaray'da o bölgede yeterli bir oyuncusunun olmamasıydı. nasıl ki ujfalusi'nin inter maçında ortaya koyduğu bek performansından ziyadesiyle etkilendik, bunun sebebi yıllardır o bölgede oynayan oyuncularımızdan ujfalusi'nin yaptıklarını göremememizdendi. artık hem eboue hem ujfalusi de var fakat şu bir gerçek ki stoper eksikliğimiz de mevcut. imparator olympiakos maçındaki sabri'den dolayı defans kurgusunda ufak bir değişikliğe gidecektir muhtemelen. sabri'nin hızı, enerjisi ve kazanma arzusundan da yararlanmak isteyeceğinden sabri'yi tekrar sağ beke koyabilir. yeni transferimiz eboue'nin sağ bek, sağ açık, önlibero gibi pozisyonlarda rahatlıkla oynadığını biliyorum fakat stoper oynayıp oynayamadığını bilmiyorum. servet ve gökhan yola çıkılacak adamlar olmadığından defansımızın ortası da eboue - ujfalusi olabilir bu durumda.
özetle sabri'ye taşıyamayacağı yükleri yüklemeyelim ama 90 dakikalık kötü performansından dolayı da sarp, barış gibi adamlarla bir tutmayalım.
olympiakos maçı öncesi; sabri için sözlükte düzülen methiyeleri düşünüyorum; kaptan olmalı, takımın her şeyi, fatih terim onu orta sahaya çekerek çok iyi bir iş yaptı, orta sahada koşar pres yapar, rakibi sindirir, terim'in sağ içe çekmesi mükemmel fikir vs vs..
olympiakos maçı sonrası; orta saha sabri'ye göre değil, pas trafiğini yönlendiremiyor, yeteneksiz, galatasaray futbol takımı oyuncusu değil, barış özbek, mustafa sarp, serkan kurtuluş'tan farksız vs vs.
bir oyuncu ile ilgili olan fikirlerimiz bu kadar mı kolay değişiyor? bir oyuncuyu göklere çıkarmayla, yerin dibine sokma arasında sadece 90 dakika mı var? maçtan önce ''sabri kesin kaptan olmalı'' diyenler olympiakos maçı sonrası ''kaptanlık vasfı yok sabri'de'' mi demeli? çok tutarsısız, çok hızlı karar veriyoruz, rüzgar nereye eserse yönümüzü oraya çeviriyoruz.
olympiakos maçında kötü oynamıştır, kabul. fakat her oyuncunun kötü günü olabilir. kaldı ki sabri'nin yeteneklerinin sınırlı olduğu bir gerçek. onu takımın değişilmezlerinden biri olarak görmemizin sebebi ne xavivari 50 metrelik arapas atması, ne 30 metreden füze gibi şutlar çıkarması, ne de başka bir şey. sabri'nin yeri çizgidir, sabri çizgi adamıdır zaten. orta sahanın ortasında oyun kurucu pozisyonunda oynayacak bir adam kafasını toptan kaldırmalı, sahaya hakim olmalı; nitekim sabri artık 27 yaşına geldi, farketmesek de, gözden kaçırsak da sabri artık altyapıdan yeni çıkan 20-21 yaşındaki çocuk değil, gelişme aşamasını çok önceden tamamladı, kendisine ve futboluna yenilikler katmasını beklemek hayalcilik olur. sabri'nin yeri ilk öncelikle sağ bek pozisyonudur. 4-4-2 pozisyonunda oynayacağımız maçlarda da kazım ve keita gibi oyuncularımızın yokluklarında sağ açıkta da rahatlıkla oynar ki zaten ilk pozisyonu orasıydı. aslında sağ bek olarak devşirilmesi de galatasaray'da o bölgede yeterli bir oyuncusunun olmamasıydı. nasıl ki ujfalusi'nin inter maçında ortaya koyduğu bek performansından ziyadesiyle etkilendik, bunun sebebi yıllardır o bölgede oynayan oyuncularımızdan ujfalusi'nin yaptıklarını göremememizdendi. artık hem eboue hem ujfalusi de var fakat şu bir gerçek ki stoper eksikliğimiz de mevcut. imparator olympiakos maçındaki sabri'den dolayı defans kurgusunda ufak bir değişikliğe gidecektir muhtemelen. sabri'nin hızı, enerjisi ve kazanma arzusundan da yararlanmak isteyeceğinden sabri'yi tekrar sağ beke koyabilir. yeni transferimiz eboue'nin sağ bek, sağ açık, önlibero gibi pozisyonlarda rahatlıkla oynadığını biliyorum fakat stoper oynayıp oynayamadığını bilmiyorum. servet ve gökhan yola çıkılacak adamlar olmadığından defansımızın ortası da eboue - ujfalusi olabilir bu durumda.
özetle sabri'ye taşıyamayacağı yükleri yüklemeyelim ama 90 dakikalık kötü performansından dolayı da sarp, barış gibi adamlarla bir tutmayalım.
