5629
gidişiyle resmi olarak bir yıldan uzun süre önce bitirdiğim çocukluk dönemimi gerçekten bitirmiştir. arda ilk çıktığı zaman galatasaray o şaşalı dönemlerinş yaşamıyordu hepimizin malumu ve takımda örnek alınabilecek, idol olabilecek biri de yoktu (yanlış anlamayın yeni bir kan anlamında) bu yüzden o boleslava o golleri attıktan, o sezon kendini gösterdikten sonra benm gibi küçük yaştaki taraftarın idolü arda oldu. o gol attığında, asist yaptığında ayrı sevindim. milli takımda iyi işler yaptığında bu bizim ardamız dedim. sivasta o üç gol atarken ben otobüste kulağımda radyo seviniyordum ve yalan yok onu burda çok sevmeme rağmen hep avrupaya gidip bizi onurlandırmasını da istedim. şimdi gitti ve arkasından söylenmeyen şey kalmadı, beni bu ayrılıkta üzen tek şey zamanlaması. keşke her şey bu kadar tamam olmadan gitseydi de ah bu yıl sen de olsan demeseydik. bunun dışında beni çok üzen bir şey yok. içim burkuldu elbet insan çocukluk kahramanlarından birinin belki de dönmemecesine gitmesine üzülmez mi; ama biliyprum ki arda eğer oralarda mutlu ve başarılı olursa ben de mutlu olacağım onun için oralarda atacağı goller için sevineceğim bu adamın özü galatasaraylı diyeceğim ve bir gün olur da geri dönerse başımın üstünde yeri olacak. sonuçta artık bu hikayenin şimdilik sonu geldi varlığında biraz da onun varlığına tutunup sevdiğim galatasarayı artık daha tek başıma daha yetişkin bir şekilde seveceğim. artık kafadan maç kadrosuna yazamayacağım; ama adı kaptan arda olarak kalbimin bir köşesine yazılmış kalacak.