5573
--- alıntı ---
"g.saray benim için asalettir"
galatasaray spor kulübü futbol takımının yeni sezon forma tanıtımı öncesi arda turan, “ruh der ki” sitesine bu yorumda bulunmuş ve gerek forma tanıtımının yapıldığı gün davette bulunanlardan gerekse taraftar forumlarından oldukça büyük destek almıştı.
gidenin ardından ne “ altıntepsi makelspor” forması ile başlayan günleri ne de hangi büyük zorlukları aştığını anlatan ağdalı cümleler kurmak yersiz . arda turan’ın tanrı vergisi yeteneği ile zekasını birleştirip futbolseverlere ve galatasaray’a gönül verenlere yaşatmış olduğu hazzı anlatmak ta değil amaç. arda turan’ın son 2 yılda yaşadıklarını , yaşattıklarını ve kendisine yaşatılanları ifade edebilmek.
5 yıl önce manisaspor maçını izlerken dikkatini çeken ve sportif direktörüne “kim bu çocuk” sorusunun cevabını “bizim çocuk” olarak alan ve “bavulunu topla gel demesem beşiktaş’a gidecekti” söylemiyle “kendi oyuncusunu tanımayan ama futboldan anlayan” sayın adnan polat tarafından “kariyer” i yönlendirilmeye çalışılan bir arda turan profili ile karşı karşıyayız esasında. daha önceleri futbol şubesi sorumlusu iken hakan şükür’ün “başbakanlı kız isteme ve donmuş lahmacunlu” kariyer yürüyüşünü planlayan sayın polat’ın arda’ya yardımcı olmak istemesi zaten bütün galatasaraylıların tüylerini diken diken etmişken bir de üstüne arda’nın kariyerine yardımcı olmak istemesi , öncelikle galatasaray’a gönül verenlerin “butterfly effect” buhranına girmesine sebep oldu.
hemen hemen her türk erkeğinin gönül verdiği arkadaşı ile yaşamak istediği masum bir planı “ bar pavyon kapatmak” olarak algılayan ve üstüne de tribünlerde bu algı sayesinde yazılmış bir tezahüratı söylemekte bir sakınca görmeyen taraftarı sayesinde kalbi kırıldı galatasaray kaptanının. sonra bir “çorbacı” açılışında rakip takımın başkanı ile yaşadığı gayet normal bir konuşma ile tüm camianın tepkisini çekti arda turan. oysa bir suçu yoktu sadece yaşadığı ilişki sayesinde sadece spor basını değil magazin sayfaları da ilgileniyordu kendisi ile. işte tüm bu sarmal içerisinde yaşadığı dilemma sebebiyle belki de ilk defa kontrolünü yitiriyor , dengesi bozuluyordu. oysa kimseye haber vermeden eskişehir maçında başına isabet eden bir şişe yüzünden hayatı cehenneme dönen batuhan’ı ziyarete giderken “pembe – mercan” forma hakkında söyledikleri yüzünden batuhan’ın hayatını cennette çeviren evrim timur’a mahcup gözlerle bakıyor ve sadece o bakışlarla olası kırgınlık başlamadan bitiyor , minik bir galatasaraylı batuhan hayatının en mutlu gecesini yaşıyordu.
türk telekom arena’ya galatasaray spor kulübü futbolcuları ilk defa ayak basacak iken , florya’dan hareket eden otobüse bir tek kişi binmemiş , özel arabası ile gelmeyi tercih etmişti. bu kişi galatasaray’ın kaptanı arda turan’dı.
şu güneş gözlüklerini çıkar.
akşam kaçta yattın?
02:00'de. ya başkan şu açılışları öğleden sonraya alsanız ya..
bu ne biçim kıyafet?
nesi var?
önüne gelen her şeyi giymişsin, rengarenk
başkanım beğenmedin mi?
beğenmedim. gardrop uzakta galiba.
başkanım bunu medyanın önünde konuşmasak (kahkahalarla güler).
(basın mensuplarına dönerek): arda hem entellektüel, hem mantalite olarak çok beğendiğim ve takdir ettiğim bir futbolcumuz.
yukarıdaki diyalog arda ile arda’nın kariyerini yönlendiren sayın polat arasında florya futbol akademisi hizmet binası açılışında geçmişti. arda’nın bu 2 önemli örnekle değerlendirilmesi , sorgulanması gerekirken , magazin yönü ile ele alındı küstürüldü ve belki de bu sebepten arda turan galatasaray’ın teklif ettiği rakamın daha azına razı olarak sarı-kırmızı hatıralarını bavuluna yükledi. yolun açık olsun kaptan…
--- alıntı ---
ılgaz çınar / hürriyet
http://www.hurriyet.com.tr/.../futbol/18458202.asp
"g.saray benim için asalettir"
galatasaray spor kulübü futbol takımının yeni sezon forma tanıtımı öncesi arda turan, “ruh der ki” sitesine bu yorumda bulunmuş ve gerek forma tanıtımının yapıldığı gün davette bulunanlardan gerekse taraftar forumlarından oldukça büyük destek almıştı.
gidenin ardından ne “ altıntepsi makelspor” forması ile başlayan günleri ne de hangi büyük zorlukları aştığını anlatan ağdalı cümleler kurmak yersiz . arda turan’ın tanrı vergisi yeteneği ile zekasını birleştirip futbolseverlere ve galatasaray’a gönül verenlere yaşatmış olduğu hazzı anlatmak ta değil amaç. arda turan’ın son 2 yılda yaşadıklarını , yaşattıklarını ve kendisine yaşatılanları ifade edebilmek.
5 yıl önce manisaspor maçını izlerken dikkatini çeken ve sportif direktörüne “kim bu çocuk” sorusunun cevabını “bizim çocuk” olarak alan ve “bavulunu topla gel demesem beşiktaş’a gidecekti” söylemiyle “kendi oyuncusunu tanımayan ama futboldan anlayan” sayın adnan polat tarafından “kariyer” i yönlendirilmeye çalışılan bir arda turan profili ile karşı karşıyayız esasında. daha önceleri futbol şubesi sorumlusu iken hakan şükür’ün “başbakanlı kız isteme ve donmuş lahmacunlu” kariyer yürüyüşünü planlayan sayın polat’ın arda’ya yardımcı olmak istemesi zaten bütün galatasaraylıların tüylerini diken diken etmişken bir de üstüne arda’nın kariyerine yardımcı olmak istemesi , öncelikle galatasaray’a gönül verenlerin “butterfly effect” buhranına girmesine sebep oldu.
hemen hemen her türk erkeğinin gönül verdiği arkadaşı ile yaşamak istediği masum bir planı “ bar pavyon kapatmak” olarak algılayan ve üstüne de tribünlerde bu algı sayesinde yazılmış bir tezahüratı söylemekte bir sakınca görmeyen taraftarı sayesinde kalbi kırıldı galatasaray kaptanının. sonra bir “çorbacı” açılışında rakip takımın başkanı ile yaşadığı gayet normal bir konuşma ile tüm camianın tepkisini çekti arda turan. oysa bir suçu yoktu sadece yaşadığı ilişki sayesinde sadece spor basını değil magazin sayfaları da ilgileniyordu kendisi ile. işte tüm bu sarmal içerisinde yaşadığı dilemma sebebiyle belki de ilk defa kontrolünü yitiriyor , dengesi bozuluyordu. oysa kimseye haber vermeden eskişehir maçında başına isabet eden bir şişe yüzünden hayatı cehenneme dönen batuhan’ı ziyarete giderken “pembe – mercan” forma hakkında söyledikleri yüzünden batuhan’ın hayatını cennette çeviren evrim timur’a mahcup gözlerle bakıyor ve sadece o bakışlarla olası kırgınlık başlamadan bitiyor , minik bir galatasaraylı batuhan hayatının en mutlu gecesini yaşıyordu.
türk telekom arena’ya galatasaray spor kulübü futbolcuları ilk defa ayak basacak iken , florya’dan hareket eden otobüse bir tek kişi binmemiş , özel arabası ile gelmeyi tercih etmişti. bu kişi galatasaray’ın kaptanı arda turan’dı.
şu güneş gözlüklerini çıkar.
akşam kaçta yattın?
02:00'de. ya başkan şu açılışları öğleden sonraya alsanız ya..
bu ne biçim kıyafet?
nesi var?
önüne gelen her şeyi giymişsin, rengarenk
başkanım beğenmedin mi?
beğenmedim. gardrop uzakta galiba.
başkanım bunu medyanın önünde konuşmasak (kahkahalarla güler).
(basın mensuplarına dönerek): arda hem entellektüel, hem mantalite olarak çok beğendiğim ve takdir ettiğim bir futbolcumuz.
yukarıdaki diyalog arda ile arda’nın kariyerini yönlendiren sayın polat arasında florya futbol akademisi hizmet binası açılışında geçmişti. arda’nın bu 2 önemli örnekle değerlendirilmesi , sorgulanması gerekirken , magazin yönü ile ele alındı küstürüldü ve belki de bu sebepten arda turan galatasaray’ın teklif ettiği rakamın daha azına razı olarak sarı-kırmızı hatıralarını bavuluna yükledi. yolun açık olsun kaptan…
--- alıntı ---
ılgaz çınar / hürriyet
http://www.hurriyet.com.tr/.../futbol/18458202.asp