18
ilkokul zamani agactan dusen kozalaklarla top oynardik. sonra elimiz biraz para gorunce plastik top alirdik patlayana kadar oynardik deli gibi. o plastik topu havaya atip sobu mu degil mi diye kontrol de ederdik. eger birinin gercek futbol topu varsa o gun bayram gibi gecerdi. fenerli arkadaslarin genelde sari lacivert galatasaraylilarin sari kirmizi futbol toplari olurdu. abanma denilen kavrami mahallede top oynarken kaleye gecen arkadastan duyardik beyler abanmak yok!. top bazen caddeye kacardi o zaman hayat bizim icin bir kac saniyeligine durur topun kaderini izlerdik. topu olan arkadas geldiginde annesine bagirir annesi de topu ucuncu kattan asagi atardi. mahallede top oynarken enteresan ekmek aralari da gorurduk. ekmek arasi dolma, ekmek arasi borek, ekmek arasi patates kizarmasi gibi... her mahallenin kuralsizlari olur, yasca buyuk , topu alir dikerlerdi. top agacta kalirken bu tipler donup giderler, topu almaya mahallede agaclarin efendisi olan cocuk giderdi. gece inip minyatur kale maclari yapardik.