16
bugun boston'da liverpool taraftari iki irish ile kisa bir muhabbet sansi buldum. anladim ki en azindan "buyuk ile kucugu" ayirt edebiliyorlar. pizzacida yan masamda oturan ve ustunde liverpool formasi gordugum elemanin, ingilizceyi britanya aksanli konusmasi ile guzel bir futbol sohbeti yapma aski beliriverdi bunyede. kendisi ve arkadasiyla yaptigim sohbette yakinda yapacagimiz "friendly game" ile actik sohbeti. yeni stadimizdan bahsedince "ataturk mu?" dedi. o sizin icin onemli biliyorum ama bizim hic hatirlamak istemedigimiz bir yer dedim fazla da uzatmadan. yeni stadin cok harika bir futbol stadi oldugunu soyledim tabi ki. arkasindan "galatasaray turkiye'nin en buyuk kulubu di mi? en populer ve en cok taraftara sahip olani?" diye bir soru daha soruverdiler. "yahu" dedim "herildin yani". fenerbahce ile bir "rival" durumumuz var ama "kendilerini her kupada geride biraktigimiz gibi, avrupa'da onlarin sadece bir ceyrek finali varken, bizim kupalarimiz yari finallerimiz girla". onlarin tek gurur vesilesi aramizdaki maclarda bizi daha fazla yenmis olmalaridir!. buna cok gulduler -zaten sadece bundan ibaret bir gurur vesilesine ancak gulunur-. yakinda da secon division'a gitme durumu var, cheat yapmis ibneler diye bilgilendirdim arkadaslari. "wow it's a scandal ha!?" tepkisini verdiler. muhabbetimizi besiktas ile kapattik. 8 gol sayesinde cok guldurdunuz bizi yahu deyince keyiflendi cocuklar. ayrilirken son bir soru sordum: "yalniz mi yuruyceksiniz ?" "evet" dediler maksadimi anlamadan. dedim "yalniz olur mu hic "you'll never walk alone".