6
üzülmesinden yeğdir demek istiyorum. fakat bunu diyerek kaçamıyorum bir türlü bu başlıktan.
kaçmak mı? evet kaçmak! zira hatırlamak istemiyorum 3 haziran 2002 türkiye brezilya maçı'ndaki o kötü sahneyi. yok efendim mağlubiyetten bahsetmiyorum ben, şöyle bir anı formatında anlatayım en iyisi...
evet bahse konu maç oynanacak, ilk kez bir dünya kupasında milli takımımızı izleme şerefine nail olacaz. hem de rakip sambacı brezilya. türkiye'de hayat duruyor, herkes bu maça kilitleniyor, iddiamız galibiyet değil, brezilya ile dünya kupasında karşılaşmak bile bizim için bir rüya. maç başlıyor ve türkiye resmen başa baş mücadele ediyor, milletçe şaşırıyoruz hatta şaşırmakla kalmayıp ilk yarının sonlarına doğru hasan şaş'ın golüyle çıldırıyoruz! ama o da ne? hasan şaş sevinmiyor bile, yılların deli hasan'ı, gol attığında reklam panolarını tekmeleyen bizim hasan, brezilya'ya dünya kupasında gol atıyor ve kafasını öne eğerek kendinden emin, cool bir tavırla sahasına doğru temposunu bozmayarak geliyor. allah'ım biz ne zamandır böyle şeyleri sindirmeye başladık, yoksa bir ben mi kaldım dışarıda diyorum içimden.
neyse, maçı 2-1 brezilya alıyor ama ben hiç üzülmüyorum, maçta en az brezilya kadar top oynamışız, üstelik tek golümüzün sahibi hasan sanki brezilya'ya değil de o golü oftaş'a atmış gibi, siklemeyerek kutlamıştı, bu bile yetmişti bana.
fakat gel gelelim ertesi gün okuğum bir gazete haberine, bilmiyorum ne kadar doğru ama özü itibariyle şöyle bir haberdi; hasan'a soruyorlar: hasan brezilya'ya güzel gol attın ve pek de sevinmedin?
hasan'ın cevabı şuna benzer bir şey: abi şoktaydım ben o sıra...
kaçmak mı? evet kaçmak! zira hatırlamak istemiyorum 3 haziran 2002 türkiye brezilya maçı'ndaki o kötü sahneyi. yok efendim mağlubiyetten bahsetmiyorum ben, şöyle bir anı formatında anlatayım en iyisi...
evet bahse konu maç oynanacak, ilk kez bir dünya kupasında milli takımımızı izleme şerefine nail olacaz. hem de rakip sambacı brezilya. türkiye'de hayat duruyor, herkes bu maça kilitleniyor, iddiamız galibiyet değil, brezilya ile dünya kupasında karşılaşmak bile bizim için bir rüya. maç başlıyor ve türkiye resmen başa baş mücadele ediyor, milletçe şaşırıyoruz hatta şaşırmakla kalmayıp ilk yarının sonlarına doğru hasan şaş'ın golüyle çıldırıyoruz! ama o da ne? hasan şaş sevinmiyor bile, yılların deli hasan'ı, gol attığında reklam panolarını tekmeleyen bizim hasan, brezilya'ya dünya kupasında gol atıyor ve kafasını öne eğerek kendinden emin, cool bir tavırla sahasına doğru temposunu bozmayarak geliyor. allah'ım biz ne zamandır böyle şeyleri sindirmeye başladık, yoksa bir ben mi kaldım dışarıda diyorum içimden.
neyse, maçı 2-1 brezilya alıyor ama ben hiç üzülmüyorum, maçta en az brezilya kadar top oynamışız, üstelik tek golümüzün sahibi hasan sanki brezilya'ya değil de o golü oftaş'a atmış gibi, siklemeyerek kutlamıştı, bu bile yetmişti bana.
fakat gel gelelim ertesi gün okuğum bir gazete haberine, bilmiyorum ne kadar doğru ama özü itibariyle şöyle bir haberdi; hasan'a soruyorlar: hasan brezilya'ya güzel gol attın ve pek de sevinmedin?
hasan'ın cevabı şuna benzer bir şey: abi şoktaydım ben o sıra...