2748
bir zamanlar sana tapan insanlar topluluğu tarafından kovulurcasına gönderildin. sana komisyoncu diyenler oldu galatasarayın sözlüğünde, galatasarayın stadında. sana küfrettiklerini duydum. tek başına ceketini alıp gittin bu ülkeden. hayal kırıklığına uğramıştın servet çetin, adnan sezgin gibi adamları kulüpte görünce, statta koskoca hagi varken misimoviiiiiiç misimoviiiiiiç oley oley oley diye bağıran taraftarlar yüreğini sıkıştırdı. bu yüzden giderken kulüp eski havasını kaybetmiş, o eski büyük galatasaray gitmiş derken bize bunu anlatıyordun. floryada olan en ufak bir olayın hemen basına sızmasını gördüğünde hayretler içinde kalmıştın.
senin gideceğini hissetmiştim ama böyle kovulurcasına gideceğini asla tahmin etmezdim. son maçında bile "i love you hagi" diyen bir taraftar bile yoktu statta. bir kaç kez i love you hagi dedim, kimse eşlik etmedi. çok şaşırmıştım, "ulan bizim taraftar artık hagi'yi sevmiyor mu" diye sormuştum kendi kendime..
sen bize teknik direktörlüğünde de, futbolculuğunda da verebileceğinin en fazlasını verdin. sen sahada futbolcuyken kimsenin seni satmaya götü yemezdi, satsalarda çakardın 40 metreden golünü zaten. seni sen teknik direktörken tribünde ve sahada satanlar utansın hagi! ve yine söylüyorum "i love you hagi!".
senin gideceğini hissetmiştim ama böyle kovulurcasına gideceğini asla tahmin etmezdim. son maçında bile "i love you hagi" diyen bir taraftar bile yoktu statta. bir kaç kez i love you hagi dedim, kimse eşlik etmedi. çok şaşırmıştım, "ulan bizim taraftar artık hagi'yi sevmiyor mu" diye sormuştum kendi kendime..
sen bize teknik direktörlüğünde de, futbolculuğunda da verebileceğinin en fazlasını verdin. sen sahada futbolcuyken kimsenin seni satmaya götü yemezdi, satsalarda çakardın 40 metreden golünü zaten. seni sen teknik direktörken tribünde ve sahada satanlar utansın hagi! ve yine söylüyorum "i love you hagi!".
