23
sevgili günlük;
yine düştük ateşten yollara. "fazla avantaj yiğidi bozar" diye düşündüğümüzden mi bilemiyorum, rahat götüreceğimiz lig yarışında sıfıra sıfır kalıbı giydik üzerimize. hata yapınca esneyecek yerimiz de yenimiz de kalmadı. şundan veya bundan oldu farketmez. ünlü düşünür jack shephard'ın dediği gibi "what done is done", olan oldu yani. bundan sonrası için pür dikkat olmamız gerekiyor.
ne zaman avantaj kaybı, kilit sakatlıklar, taktik aksaklıklar üst üste gelse; eşdeğer bir arma aşkı oluşuyor ya kadromuzda ve taraftarımızda, bu açıklanamayan sırra güveniyorum en çok.
çok eskilere gitmeye gerek yok, 2006 ve 2008'de olanlar hala hafızalarımızın "son kullanılanlar" klasöründe. şartlar ne olursa olsun pes etmemeyi ben bu takımdan öğrendim. kafama kazıdılar. günlük hayatın sıkıntılarıyla yüzleştiğinde, taraftarı olduğu takımdan feyz alan, ibret alan kaç tane taraftar olabilir ki yeryüzünde? olanlar da sarı-kırmızılıdır.
avrupa yakasında işler yolunda gidiyor. ama işleri yolunda giden bir türk takımının değil; kendini aşan, kendinden taşan bir türk takımının yükselebileceği bir çekişme olduğu için, herbirimizi "2" ile çarpmak lazım bundan sonra. ülke yeni bir avrupa kupası bekliyor, bunu yapabilecek tek takım da biziz.
neyse günlük; önümüzdeki süreçte odaklanılmış bir lig yarışının kazanılmasına ve tarihsel görevimiz olan türk bayrağının uluslararası arenada taşınmasına adayız. en iyi şekilde yerine getireceğimizi düşünüyorum. hiç kimse umudunu eksik etmez ve staddan/ekran başından sinerji katkısını yerine getirirse, her maça 1-0 önde başlayacağımızı biliyorum.
ben payıma düşeni yapmazsam kulağımı sen çekeceksin günlük; öyle sayfalarını açıp "bakalım ne yazacak" diye bekleme yok. bas biraz sen de.
umudumuz pek, yolumuz aydın, bahtımız açık olsun.
yine düştük ateşten yollara. "fazla avantaj yiğidi bozar" diye düşündüğümüzden mi bilemiyorum, rahat götüreceğimiz lig yarışında sıfıra sıfır kalıbı giydik üzerimize. hata yapınca esneyecek yerimiz de yenimiz de kalmadı. şundan veya bundan oldu farketmez. ünlü düşünür jack shephard'ın dediği gibi "what done is done", olan oldu yani. bundan sonrası için pür dikkat olmamız gerekiyor.
ne zaman avantaj kaybı, kilit sakatlıklar, taktik aksaklıklar üst üste gelse; eşdeğer bir arma aşkı oluşuyor ya kadromuzda ve taraftarımızda, bu açıklanamayan sırra güveniyorum en çok.
çok eskilere gitmeye gerek yok, 2006 ve 2008'de olanlar hala hafızalarımızın "son kullanılanlar" klasöründe. şartlar ne olursa olsun pes etmemeyi ben bu takımdan öğrendim. kafama kazıdılar. günlük hayatın sıkıntılarıyla yüzleştiğinde, taraftarı olduğu takımdan feyz alan, ibret alan kaç tane taraftar olabilir ki yeryüzünde? olanlar da sarı-kırmızılıdır.
avrupa yakasında işler yolunda gidiyor. ama işleri yolunda giden bir türk takımının değil; kendini aşan, kendinden taşan bir türk takımının yükselebileceği bir çekişme olduğu için, herbirimizi "2" ile çarpmak lazım bundan sonra. ülke yeni bir avrupa kupası bekliyor, bunu yapabilecek tek takım da biziz.
neyse günlük; önümüzdeki süreçte odaklanılmış bir lig yarışının kazanılmasına ve tarihsel görevimiz olan türk bayrağının uluslararası arenada taşınmasına adayız. en iyi şekilde yerine getireceğimizi düşünüyorum. hiç kimse umudunu eksik etmez ve staddan/ekran başından sinerji katkısını yerine getirirse, her maça 1-0 önde başlayacağımızı biliyorum.
ben payıma düşeni yapmazsam kulağımı sen çekeceksin günlük; öyle sayfalarını açıp "bakalım ne yazacak" diye bekleme yok. bas biraz sen de.
umudumuz pek, yolumuz aydın, bahtımız açık olsun.