24
dünkü yazıda eksikler vardı, eklemek lazım. özellikle bu paraları kim nasıl teslim eder, nasıl bölüşülür konusunu yazmamışım.
bağlantıları kuran, paraları taşıyan, pazarlıkları yapan “asalak” dediğim tiplerdir. şike için futbolcunun yakınlarından biriyle bağlantıya geçilir. bu akraba da olur, bir “abi” de, menajer de.
şike bütün takımla konuşarak olmaz diye dün söylemiştim, istisnalar hariç. şike yapan oyuncu sayısı azdır, adamlar belirlenir ve kelimenin tam anlamıyla “satın alınır”.
böyle şerefsizce iş olur mu, oluyor işte. ve kimin ne kadar alacağı da bellidir. “ben bu paraya yapmam” diyen futbolcu da görülmüştür, pazarlık yapılır, çoğunlukla anlaşılır. zaten parayı veren adamın hem parası çoktur hem de karanlık tiplerdir bunlar. bazen para vermeden işlerini hallettikleri bile görülür, tabii ki tehditle.
maç biter, o akşam para teslim edilir. çoğunlukla maçtan önce güvenilen ortak birine emaneten bırakılır para, futbolcu gidip bankadan çeker gibi alır.
parayı saklayan, konuyu bilen, şöförlüğü yapanların bahşişleri unutulmaz !
teşvik primi vermek biraz daha kolaydır. takımın papazlarından biriyle bağlantıya geçilir genellikle, kaptan olması şart değil. yılların kaşarları bu iş için idealdir. adam zaten yıllardır futbolcu, tanımadığı onu da tanımayan yok. eh, biraz da bu işlere meyilli olması lazım bağlantı kurmak için tabii ki.
teşvik primi ilk idmanda ya da yöneticilerin haberi olmayan bir buluşmada bütün takıma dağıtılır. dağıtım çok adaletlidir. bütün takım aynı parayı alır. buna masör, malzemeci, çaycı, çorbacı, oynayan, oynamayan dahildir. kulübün verdiği primler, ilk 11, sonradan oyuna girenler ve oyuna girmese bile yedek kaleci tam prim, oyuna girmeyen yedekler yarım prim alırken, teşvik primi herekes eşit dağıtılır.
kulüp teşvik primi alındığını öğrenirse ilk tepki, kendi dağıtacağı primlerden vazgeçmek olur:) genellikle başka bir yaptırım da uygulanmaz.
önemli noktalardan biri de, şike tek bir takımdan gelirken teşvik primi birden fazla takımdan gelebilir. öyle ya, şampiyonluğa giden veya düşmemeye oynayan bir çok takım varsa. karlı iştir.
unutmadan, bu asalak dediğim mafyöz tipler godfather filmlerindeki gibi racon falan da bilmez.
bağlantıları kuran, paraları taşıyan, pazarlıkları yapan “asalak” dediğim tiplerdir. şike için futbolcunun yakınlarından biriyle bağlantıya geçilir. bu akraba da olur, bir “abi” de, menajer de.
şike bütün takımla konuşarak olmaz diye dün söylemiştim, istisnalar hariç. şike yapan oyuncu sayısı azdır, adamlar belirlenir ve kelimenin tam anlamıyla “satın alınır”.
böyle şerefsizce iş olur mu, oluyor işte. ve kimin ne kadar alacağı da bellidir. “ben bu paraya yapmam” diyen futbolcu da görülmüştür, pazarlık yapılır, çoğunlukla anlaşılır. zaten parayı veren adamın hem parası çoktur hem de karanlık tiplerdir bunlar. bazen para vermeden işlerini hallettikleri bile görülür, tabii ki tehditle.
maç biter, o akşam para teslim edilir. çoğunlukla maçtan önce güvenilen ortak birine emaneten bırakılır para, futbolcu gidip bankadan çeker gibi alır.
parayı saklayan, konuyu bilen, şöförlüğü yapanların bahşişleri unutulmaz !
teşvik primi vermek biraz daha kolaydır. takımın papazlarından biriyle bağlantıya geçilir genellikle, kaptan olması şart değil. yılların kaşarları bu iş için idealdir. adam zaten yıllardır futbolcu, tanımadığı onu da tanımayan yok. eh, biraz da bu işlere meyilli olması lazım bağlantı kurmak için tabii ki.
teşvik primi ilk idmanda ya da yöneticilerin haberi olmayan bir buluşmada bütün takıma dağıtılır. dağıtım çok adaletlidir. bütün takım aynı parayı alır. buna masör, malzemeci, çaycı, çorbacı, oynayan, oynamayan dahildir. kulübün verdiği primler, ilk 11, sonradan oyuna girenler ve oyuna girmese bile yedek kaleci tam prim, oyuna girmeyen yedekler yarım prim alırken, teşvik primi herekes eşit dağıtılır.
kulüp teşvik primi alındığını öğrenirse ilk tepki, kendi dağıtacağı primlerden vazgeçmek olur:) genellikle başka bir yaptırım da uygulanmaz.
önemli noktalardan biri de, şike tek bir takımdan gelirken teşvik primi birden fazla takımdan gelebilir. öyle ya, şampiyonluğa giden veya düşmemeye oynayan bir çok takım varsa. karlı iştir.
unutmadan, bu asalak dediğim mafyöz tipler godfather filmlerindeki gibi racon falan da bilmez.