412
bugün yazmış olduğu yazı sayesinde, bir sözlük efsanesi olan sandalyeden düşme'li gülme eylemini gerçekleştirdim. kendisine teşekkürü bir borç bilirim. * özet geçerek şaheseri heba edemem. ısrarla okuyunuz okutturunuz.
--- alıntı ---
uçağı işıl indirdi (!)
aşağıda okuyacağınız yazı 11 saatlik polonya seyahatini içeriyor..
belki bugün türk basınının hemen hemen hemen tüm gazetelerini okudunuz, belki bir fırsatını buldunuz televizyonları da izlediniz..
ancak eminim bu bilgileri hiç bir yerde göremediniz..
o zaman başlayalım;
2 temmuz cumartesi günü basketbol milli takım menaceri barbaros akkaş aradı;
-''abi yarın potanın perileri'nin final maçını izlemeye gidiyoruz.. sende geliyorsun..''
polonya uçakla 2 saatlik bir yer..
''evet'' dedim, ve ekledim;
-''ama yalnız gelmiyorum.. haber koordinatörümüz oğuz güven de geliyor..''
ertesi gün, yani final maçının oynanacağı pazar günü sabah bir kalktım..
kalkmaz olaydım;
haber patladı;
-''fenerbahçe başkanı aziz yıldırım ile bazı yönetici ve futbolcular şike yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındı..''
gel de şimdi polonya'ya git..
konuyu yayın yönetmenimiz fatih çekirge ile paylaştık..
o da bize ''siz işinize bakın.. çocuklar gayet güzel halleder'' deyince, oğuz güven ile birlikte saat 11.00'de havaalanında olduk..
uçağa bindik, 2 saat sonra lodz'a indik..
soluğu direkt kadın milli takımımız'ın kamp yaptığı otelde aldık..
size otel anılarını anlatmadan önce kısa bir not vereyim ki, bizim ülkemizin kıymetini bilelim..
buranin inekleri çok şansli!
polonya'nın lodz kenti bildiğin bolu (!)
küçücük, yemyeşil bir yer..
hareket, sadece şehrin orta yerinde, milli takımın da kamp yaptığı otelin orada var..
gerisi fasa fiso..
hatta ben otobüsle hava alanından otele giderken minik de bir espri yaptım;
-''buranın inekleri çok şanslıdır.. baksana her taraf yemyeşil..''
işin kötüsü bu espriye fazla gülen de çıkmadı.
neyse. otele geldik.. bakan faruk özak, gençlik ve spor genel müdürü yunus akgül, basketbol federasyonu başkanı turgay demirel başta olmak üzere önemli bir kalabalık orada.
ama konuşulan konu farklı..
milli takımın rusya ile oynayacağı maçtan çok, türkiye'deki şike operasyonu konuşuluyor.
ve herkesin merak ettiği konu şu;
-''fenerbahçe küme düşürülür mü?..''
fenerli oyuncular etkilendi
şimdi burada bir gerçeğe parmak basmak istiyorum..
bence türkiye'de yapılan bu operasyon dün gece kadın basketbol milli takımımız'ı da yakından etkiledi..
özellikle de takımın fenerbahçe patentli oyuncularını.
size bir örnek vereyim;
şampiyona boyunca üstün bir başarı gösteren birsel, fransa ile oynanan tarihi yarı final maçında 14 sayı 3 ribaunt, 3 asist, nevriye 17 sayı, 11 ribaunt ve 3 asist, nevin nevlin ise 23 sayı, 8 ribaunt ile sahada boy göstermişti.. yani 3 oyuncu uzatmaya giden maçta 68 sayımızın 54'üne imza atmıştı..
gelelim dünkü rusya maçına;
bakalım bu 3 fenerli oyuncu ne yapmış?.
birsel; 10 sayı, 3 ribaunt, 3 asist..
nevin nevlin: 5 sayı, 2 ribaunt..
nevriye; 6 sayı, 5 ribaunt..
milli takım rusya'ya 42 sayı atabilmiş, bu 3 oyuncu 21 sayıda kalmış..
ribauntları fransa karşılaşmasıyla kıyaslamıyorum bile..
bu tabii benim gözlemim..
ne birsel, ne de nevriye
gelelim bir başka önemli nota..
kim ne derse desin, gerek saç tipiyle, gerekse hareketleriyle ve cool havasıyla bu takımın yıldızı işıl alben.
ne nevriye, ne birsel, ne de başka biri..
işıl alben..
tamam bütün önemli işleri belki başkaları yapıyor ama, alkışı da işıl alıyor, ilgiyi de işıl görüyor..
dün gece seromonide oyuncuların isimleri okunurken en büyük alkışı işıl alben aldı..
maç bitti, hemen alana gittik..
bizi lodz'a götüren balıkesir isimli airbus 310 tipi uçakla istanbul'a dönüyoruz..
işıl uçağa bir bindi, muhteşem bir alkış tufanı koptu.
işıl uçağın içinde bir o yana, bir bu yana giderken hep çağrılan, arkasından seslenilen, en çok forma imzalatılan da isimdi..
kısacası dönüş uçağının da yıldızı işıl'dı..
gecenin starı işıl, yolculuğun büyük bir bölümünü kokpitte gerçekleştirdi..
ama yolculuğu öyle büyük bir finalle noktaladı ki, bu özel haberi de yazmak bana nasip oldu..
uçakta işil alben şov
istanbul'a indik, bizi terminale götürecek otobüse bindik. o sırada işıl da geldi..
başkan turgay demirel, işıl'a ''sen hep kokpitteydin'' dedi..
milli oyuncu, ''o da bir şey mi, uçağı da piste ben indirdim'' cevabını verdi..
demirel'in şaşkınlığı biraz daha arttı..
işıl devam etti;
-''kaptan inerken kolu bana çektirdi.. hem de 2 kez.. uçağı piste ben indirdim'' diye ekledi..
turgay demirel son noktayı koydu;
-''allah'tan şansına hava da karanlıktı.. uçağın gece inmesi daha güzel oluyor..''
işıl ''evet muhteşemdi'. ben bunu ikinci kez deniyorum' diyerek mutluluğunu pekiştirdi..
bu haberi daha sonra haber koordinatörümüz oğuz güven'e de anlattım..
onun da cevabı şu oldu;
-''tevekkeli değil, uçak piste inerken sarsıldı..''
işte size 11 saatlik lodz yolculuğunun perde arkası..
sanırım aklınızda kalan tek olay, uçağı işıl'ın istanbul'a indirmesiydi..
nasıl yaptı, anlayamadık..
işil bence kafa yapmiş!
o yüzden bu olayı bir havacılık uzmanına sormaya karar verdim..
o da bana şunları söyledi;
-''böyle bir şey mümkün değil.. herhalde kız orada kafa yapmaya çalıştı. çünkü böyle bir durumda uçağın pilotları hakkında soruşturma açılabileceği gibi, yolcuların hayatını tehlikeye atmaktan, haklarında soruşturma da açılır. kolay değil. 100 milyon dolarlık uçaklar bunlar.. bir aletine bile zarar gelemez..''
--- alıntı ---
http://www.hurriyet.com.tr/...arid=380&gid=377
--- alıntı ---
uçağı işıl indirdi (!)
aşağıda okuyacağınız yazı 11 saatlik polonya seyahatini içeriyor..
belki bugün türk basınının hemen hemen hemen tüm gazetelerini okudunuz, belki bir fırsatını buldunuz televizyonları da izlediniz..
ancak eminim bu bilgileri hiç bir yerde göremediniz..
o zaman başlayalım;
2 temmuz cumartesi günü basketbol milli takım menaceri barbaros akkaş aradı;
-''abi yarın potanın perileri'nin final maçını izlemeye gidiyoruz.. sende geliyorsun..''
polonya uçakla 2 saatlik bir yer..
''evet'' dedim, ve ekledim;
-''ama yalnız gelmiyorum.. haber koordinatörümüz oğuz güven de geliyor..''
ertesi gün, yani final maçının oynanacağı pazar günü sabah bir kalktım..
kalkmaz olaydım;
haber patladı;
-''fenerbahçe başkanı aziz yıldırım ile bazı yönetici ve futbolcular şike yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alındı..''
gel de şimdi polonya'ya git..
konuyu yayın yönetmenimiz fatih çekirge ile paylaştık..
o da bize ''siz işinize bakın.. çocuklar gayet güzel halleder'' deyince, oğuz güven ile birlikte saat 11.00'de havaalanında olduk..
uçağa bindik, 2 saat sonra lodz'a indik..
soluğu direkt kadın milli takımımız'ın kamp yaptığı otelde aldık..
size otel anılarını anlatmadan önce kısa bir not vereyim ki, bizim ülkemizin kıymetini bilelim..
buranin inekleri çok şansli!
polonya'nın lodz kenti bildiğin bolu (!)
küçücük, yemyeşil bir yer..
hareket, sadece şehrin orta yerinde, milli takımın da kamp yaptığı otelin orada var..
gerisi fasa fiso..
hatta ben otobüsle hava alanından otele giderken minik de bir espri yaptım;
-''buranın inekleri çok şanslıdır.. baksana her taraf yemyeşil..''
işin kötüsü bu espriye fazla gülen de çıkmadı.
neyse. otele geldik.. bakan faruk özak, gençlik ve spor genel müdürü yunus akgül, basketbol federasyonu başkanı turgay demirel başta olmak üzere önemli bir kalabalık orada.
ama konuşulan konu farklı..
milli takımın rusya ile oynayacağı maçtan çok, türkiye'deki şike operasyonu konuşuluyor.
ve herkesin merak ettiği konu şu;
-''fenerbahçe küme düşürülür mü?..''
fenerli oyuncular etkilendi
şimdi burada bir gerçeğe parmak basmak istiyorum..
bence türkiye'de yapılan bu operasyon dün gece kadın basketbol milli takımımız'ı da yakından etkiledi..
özellikle de takımın fenerbahçe patentli oyuncularını.
size bir örnek vereyim;
şampiyona boyunca üstün bir başarı gösteren birsel, fransa ile oynanan tarihi yarı final maçında 14 sayı 3 ribaunt, 3 asist, nevriye 17 sayı, 11 ribaunt ve 3 asist, nevin nevlin ise 23 sayı, 8 ribaunt ile sahada boy göstermişti.. yani 3 oyuncu uzatmaya giden maçta 68 sayımızın 54'üne imza atmıştı..
gelelim dünkü rusya maçına;
bakalım bu 3 fenerli oyuncu ne yapmış?.
birsel; 10 sayı, 3 ribaunt, 3 asist..
nevin nevlin: 5 sayı, 2 ribaunt..
nevriye; 6 sayı, 5 ribaunt..
milli takım rusya'ya 42 sayı atabilmiş, bu 3 oyuncu 21 sayıda kalmış..
ribauntları fransa karşılaşmasıyla kıyaslamıyorum bile..
bu tabii benim gözlemim..
ne birsel, ne de nevriye
gelelim bir başka önemli nota..
kim ne derse desin, gerek saç tipiyle, gerekse hareketleriyle ve cool havasıyla bu takımın yıldızı işıl alben.
ne nevriye, ne birsel, ne de başka biri..
işıl alben..
tamam bütün önemli işleri belki başkaları yapıyor ama, alkışı da işıl alıyor, ilgiyi de işıl görüyor..
dün gece seromonide oyuncuların isimleri okunurken en büyük alkışı işıl alben aldı..
maç bitti, hemen alana gittik..
bizi lodz'a götüren balıkesir isimli airbus 310 tipi uçakla istanbul'a dönüyoruz..
işıl uçağa bir bindi, muhteşem bir alkış tufanı koptu.
işıl uçağın içinde bir o yana, bir bu yana giderken hep çağrılan, arkasından seslenilen, en çok forma imzalatılan da isimdi..
kısacası dönüş uçağının da yıldızı işıl'dı..
gecenin starı işıl, yolculuğun büyük bir bölümünü kokpitte gerçekleştirdi..
ama yolculuğu öyle büyük bir finalle noktaladı ki, bu özel haberi de yazmak bana nasip oldu..
uçakta işil alben şov
istanbul'a indik, bizi terminale götürecek otobüse bindik. o sırada işıl da geldi..
başkan turgay demirel, işıl'a ''sen hep kokpitteydin'' dedi..
milli oyuncu, ''o da bir şey mi, uçağı da piste ben indirdim'' cevabını verdi..
demirel'in şaşkınlığı biraz daha arttı..
işıl devam etti;
-''kaptan inerken kolu bana çektirdi.. hem de 2 kez.. uçağı piste ben indirdim'' diye ekledi..
turgay demirel son noktayı koydu;
-''allah'tan şansına hava da karanlıktı.. uçağın gece inmesi daha güzel oluyor..''
işıl ''evet muhteşemdi'. ben bunu ikinci kez deniyorum' diyerek mutluluğunu pekiştirdi..
bu haberi daha sonra haber koordinatörümüz oğuz güven'e de anlattım..
onun da cevabı şu oldu;
-''tevekkeli değil, uçak piste inerken sarsıldı..''
işte size 11 saatlik lodz yolculuğunun perde arkası..
sanırım aklınızda kalan tek olay, uçağı işıl'ın istanbul'a indirmesiydi..
nasıl yaptı, anlayamadık..
işil bence kafa yapmiş!
o yüzden bu olayı bir havacılık uzmanına sormaya karar verdim..
o da bana şunları söyledi;
-''böyle bir şey mümkün değil.. herhalde kız orada kafa yapmaya çalıştı. çünkü böyle bir durumda uçağın pilotları hakkında soruşturma açılabileceği gibi, yolcuların hayatını tehlikeye atmaktan, haklarında soruşturma da açılır. kolay değil. 100 milyon dolarlık uçaklar bunlar.. bir aletine bile zarar gelemez..''
--- alıntı ---
http://www.hurriyet.com.tr/...arid=380&gid=377