315
görünen o ki yıllar geçecek, çağlar değişecek ama bu laf hala tartışılmaya devam edecek. ben de bi şey değiştiremeyeceğini bilsem de kısır döngüyü çok seven bu konuda bi iki kelam edeyim.
tribün pankartlarının özelliği nedir diye düşündüğümde, benim aklıma en başta yaratıcı olmaları geliyor. tribünlerin duruma göre sinirle, hezeyanla bağırdıkları tezahüratlardan bir farkı vardır pankartların. balon köpüğü değillerdir, kalıcılardır. haliyle biraz üzerine düşünülmesi gerekir, beyin işi gerekir, görenin aklında kalması icap eder. illa bu olmalı diye demiyorum ama, benim aklıma tribün pankartı deyince bu gelir işte. cobarde gallina ortega gelir, kallon'un doping testinin ardından milan taraftarının astığı "inter'de 15 yıldır ilk kez bir şey pozitif" gelir, bizim tribünleri bir zaman süsleyen "hayallerinizin bittiği yerde bizim gerçeklerimiz başlar" gelir. bir koca taraftarın rakip için "ne kadar fenerli varsa anasını s....." diye pankart açması, en azından yaratıcılık açısından sınıfta kalıyor. hani güncel tabirle "ilkokul terk" kalıyor. içinde yaratıcılık adına kırıntı seviyesinde değerlendirebileceğimiz bir şey varsa da bu sözün kısaltma olarak yazılmış olması. durum o kadar vahim yani.
başka ne boyutu var, ahlak boyutu var. bu pankarta karşı olanların, olayı ahlak boyutunda ele alırken artık bir klasik haline gelmiş "ana bacı argümanı"ndan kendilerini alıkoyamadıklarını görüyoruz. ne deniyor, "ya sizin de fenerli akrabanız varsa." o zaman yanlış oldu bak kendi akrabana küfretmiş oldun. e peki yoksa? bi adamın hiçbir fenerli akrabası, anası bacısı tanıdığı yoksa? o zaman hakkındır abi, istediğin kadar ana bacı git sen, güne nkfvas ile başla mı diyeceğiz? "senin anana deseler ne yaparsın," gerçekten türkiye'de geçerliliğini ve vuruculuğunu yitirmeyecek bir yöneltme ama her zaman işe yarayacak diye düşünmeyelim, bir şeye karşıysak kişilerden ayıklayıp biraz daha temellendirerek karşı çıkalım. bence yani.
ve favorime geldik. bu lafı gururla söyleyen güruh, yanlış içerisinde olduğunu kabul etmiyor ve birbirinden klas savunmalar üretiyor. savunmaların iki tanesi en popüler. ikinci favorim, "ya bi yere elini sıkıştırdığında ananskyim dersin ya, bu da öyle bi şey, küfür olarak algılamayın." bir noktalama işareti olarak ananı s... denildiği iddia ediliyor. gerçekten böyle mi? bunu laboratuvar ortamına deneme şansımız var. ya da kahvehane ortamında diyelim. girelim bi ordulular kahvesine (ordu ismini rastgele seçtim, zaten alınacak bi şey yok). önce bi at yarışı izleyelim mesela. sonucunda ne olursa olsun, yüksek sesle "tüh ya, yine yattık amına koyayım" diyelim. etrafa bakalım, tepkileri ölçelim. noktamala işareti sonuçta, pek tepki çekeceğini sanmam. heh sonra diğer noktamala işaretini deneyelim, yine yüksek sesle "burada ne kadar ordulu varsa a... k......" diyelim. bence yine sıkıntı olmaz, arada pek bi fark yok nasılsa.
birinci favorim ise pek tabii ki "biz orada anasını skeyim derken, gerçekten anneleriyle halvet olmayı kastetmiyoruz" cümlesi. oha ya, oha. e abi, bi de onu kastetseydiniz? bi de onu kastetseydiniz be? gerçekten anneleriyle yatmayı düşlemiyoruz ne demektir? şimdi biri çıkıp dese ki, "bu nkfvas lafını ne kadar savunan varsa ağzına sıçayım." bu kişiye kızar mısınız? e abi kızarsınız kandırmayalım birbirimizi. ben de kızarım yani kabullenilecek şey değil. aynı kişi sonradan çıkıp "yok yanlış anladınız, ben ağzınıza sıçayım derken, donumu indirip literal olarak ağzınıza hacetimi gidermeyi kastetmiyordum" dese, söylediği ilk lafı farklı algılamamızı sağlayan herhangi bir şey söylemiş olur mu. küfür bu demektir zaten ya çocuk musunuz, adı üstünde, bana küfretti diyoruz di mi, bana gelecek planlarından bahsetti ya da beni tehdit etti derdik yoksa. gerçekten anneleriyle yatmayı düşünmüyoruz ne demektir abi dalga mı geçiyorsunuz?
her neyse, çok daha uzun şeyler yazasım vardı, birkaç farklı boyuttan da ele alınırdı ama, bir önceki paragrafta biraz şirazeden çıktım görünen o ki. daha da bozmamak için kısa kesiyorum o yüzden. olayın özetini geçeyim:
küfretmeniz, herhangi birine ya da bir güruha ana bacı gitmeniz benim umrumda değil. taraftarın topluca küfretmesi de benim umrumda değil. hiçbirinizin terbiyesini ben vermedim, kararlarınızı alacak yaştasınız ve küfretmek istiyorsanız, edersiniz. birisi sizi dava edip içeri attırmadıkça, ya da birisi sinirlenip size fiziksel zarar vermedikçe istediğiniz gibi küfür savurabilirsiniz ve iyi bildiğiniz gibi beni de zerre kadar alakadar etmez.
ama ey nkfvas savunucuları (yazar olanından bahsetmiyorum), ey inadına nkfvas deyip, bu mesaja da inadına nkfvas tadında cevaplar verip yaptığı şeyden memnun olacak olan topluluk (bu arada konuyla ilgili gelen mesajları cevaplayamayacağımı şimdiden üzülerek bildiririm), ey bu lafı her fırsatta gururla söyleyen güruh, şunu bilin ki dilediğinize küfredebilirsiniz, kendi adıma skimde bile değil. ama şu ettiğiniz lafın, ilkokul ikinci sınıfta, diğer sınıflardaki veletlerden dayak yemiş bir çocuğun, en ezik haliyle söylediği "hepinizin anasını skeyim" sözünden "zerre" farklı olduğunu, zerre daha yaratıcı olduğunu, gram daha normal olduğunu, bi parça bile olsa daha ahlaklı olduğu iddia etmeyin. çünkü değil anasını satayım* değil. akılsızlık, ahlaksızlıktan daha sinir bozucu. tutamadım kendimi kusura bakmayın. sözlükten atılacaksam da başım üstüne tabii.
*noktalama işareti olarak kullanım böyle oluyor işte, öteki türlü değil.
tribün pankartlarının özelliği nedir diye düşündüğümde, benim aklıma en başta yaratıcı olmaları geliyor. tribünlerin duruma göre sinirle, hezeyanla bağırdıkları tezahüratlardan bir farkı vardır pankartların. balon köpüğü değillerdir, kalıcılardır. haliyle biraz üzerine düşünülmesi gerekir, beyin işi gerekir, görenin aklında kalması icap eder. illa bu olmalı diye demiyorum ama, benim aklıma tribün pankartı deyince bu gelir işte. cobarde gallina ortega gelir, kallon'un doping testinin ardından milan taraftarının astığı "inter'de 15 yıldır ilk kez bir şey pozitif" gelir, bizim tribünleri bir zaman süsleyen "hayallerinizin bittiği yerde bizim gerçeklerimiz başlar" gelir. bir koca taraftarın rakip için "ne kadar fenerli varsa anasını s....." diye pankart açması, en azından yaratıcılık açısından sınıfta kalıyor. hani güncel tabirle "ilkokul terk" kalıyor. içinde yaratıcılık adına kırıntı seviyesinde değerlendirebileceğimiz bir şey varsa da bu sözün kısaltma olarak yazılmış olması. durum o kadar vahim yani.
başka ne boyutu var, ahlak boyutu var. bu pankarta karşı olanların, olayı ahlak boyutunda ele alırken artık bir klasik haline gelmiş "ana bacı argümanı"ndan kendilerini alıkoyamadıklarını görüyoruz. ne deniyor, "ya sizin de fenerli akrabanız varsa." o zaman yanlış oldu bak kendi akrabana küfretmiş oldun. e peki yoksa? bi adamın hiçbir fenerli akrabası, anası bacısı tanıdığı yoksa? o zaman hakkındır abi, istediğin kadar ana bacı git sen, güne nkfvas ile başla mı diyeceğiz? "senin anana deseler ne yaparsın," gerçekten türkiye'de geçerliliğini ve vuruculuğunu yitirmeyecek bir yöneltme ama her zaman işe yarayacak diye düşünmeyelim, bir şeye karşıysak kişilerden ayıklayıp biraz daha temellendirerek karşı çıkalım. bence yani.
ve favorime geldik. bu lafı gururla söyleyen güruh, yanlış içerisinde olduğunu kabul etmiyor ve birbirinden klas savunmalar üretiyor. savunmaların iki tanesi en popüler. ikinci favorim, "ya bi yere elini sıkıştırdığında ananskyim dersin ya, bu da öyle bi şey, küfür olarak algılamayın." bir noktalama işareti olarak ananı s... denildiği iddia ediliyor. gerçekten böyle mi? bunu laboratuvar ortamına deneme şansımız var. ya da kahvehane ortamında diyelim. girelim bi ordulular kahvesine (ordu ismini rastgele seçtim, zaten alınacak bi şey yok). önce bi at yarışı izleyelim mesela. sonucunda ne olursa olsun, yüksek sesle "tüh ya, yine yattık amına koyayım" diyelim. etrafa bakalım, tepkileri ölçelim. noktamala işareti sonuçta, pek tepki çekeceğini sanmam. heh sonra diğer noktamala işaretini deneyelim, yine yüksek sesle "burada ne kadar ordulu varsa a... k......" diyelim. bence yine sıkıntı olmaz, arada pek bi fark yok nasılsa.
birinci favorim ise pek tabii ki "biz orada anasını skeyim derken, gerçekten anneleriyle halvet olmayı kastetmiyoruz" cümlesi. oha ya, oha. e abi, bi de onu kastetseydiniz? bi de onu kastetseydiniz be? gerçekten anneleriyle yatmayı düşlemiyoruz ne demektir? şimdi biri çıkıp dese ki, "bu nkfvas lafını ne kadar savunan varsa ağzına sıçayım." bu kişiye kızar mısınız? e abi kızarsınız kandırmayalım birbirimizi. ben de kızarım yani kabullenilecek şey değil. aynı kişi sonradan çıkıp "yok yanlış anladınız, ben ağzınıza sıçayım derken, donumu indirip literal olarak ağzınıza hacetimi gidermeyi kastetmiyordum" dese, söylediği ilk lafı farklı algılamamızı sağlayan herhangi bir şey söylemiş olur mu. küfür bu demektir zaten ya çocuk musunuz, adı üstünde, bana küfretti diyoruz di mi, bana gelecek planlarından bahsetti ya da beni tehdit etti derdik yoksa. gerçekten anneleriyle yatmayı düşünmüyoruz ne demektir abi dalga mı geçiyorsunuz?
her neyse, çok daha uzun şeyler yazasım vardı, birkaç farklı boyuttan da ele alınırdı ama, bir önceki paragrafta biraz şirazeden çıktım görünen o ki. daha da bozmamak için kısa kesiyorum o yüzden. olayın özetini geçeyim:
küfretmeniz, herhangi birine ya da bir güruha ana bacı gitmeniz benim umrumda değil. taraftarın topluca küfretmesi de benim umrumda değil. hiçbirinizin terbiyesini ben vermedim, kararlarınızı alacak yaştasınız ve küfretmek istiyorsanız, edersiniz. birisi sizi dava edip içeri attırmadıkça, ya da birisi sinirlenip size fiziksel zarar vermedikçe istediğiniz gibi küfür savurabilirsiniz ve iyi bildiğiniz gibi beni de zerre kadar alakadar etmez.
ama ey nkfvas savunucuları (yazar olanından bahsetmiyorum), ey inadına nkfvas deyip, bu mesaja da inadına nkfvas tadında cevaplar verip yaptığı şeyden memnun olacak olan topluluk (bu arada konuyla ilgili gelen mesajları cevaplayamayacağımı şimdiden üzülerek bildiririm), ey bu lafı her fırsatta gururla söyleyen güruh, şunu bilin ki dilediğinize küfredebilirsiniz, kendi adıma skimde bile değil. ama şu ettiğiniz lafın, ilkokul ikinci sınıfta, diğer sınıflardaki veletlerden dayak yemiş bir çocuğun, en ezik haliyle söylediği "hepinizin anasını skeyim" sözünden "zerre" farklı olduğunu, zerre daha yaratıcı olduğunu, gram daha normal olduğunu, bi parça bile olsa daha ahlaklı olduğu iddia etmeyin. çünkü değil anasını satayım* değil. akılsızlık, ahlaksızlıktan daha sinir bozucu. tutamadım kendimi kusura bakmayın. sözlükten atılacaksam da başım üstüne tabii.
*noktalama işareti olarak kullanım böyle oluyor işte, öteki türlü değil.
