4
bence doğruluk payı olan, üzerine düşünülmesi gereken ilişkidir. eskiler, abilerimiz, babalarımız daha farklı seviyorlar bu klübü, daha bi bağlılar, başka görüyorlar renkleri...
onlar gibi anlamamız, onlar gibi yaşamamız zor galatasaray'ı... gerçekten zor.
yaşları küçüldükçe görünen o ki şımarıklaşıyor taraftarımız. maalesef özentileşiyor. başka şeyler istiyor, başka şeylerle tatmin oluyorlar. yıldızlar isteniyor, başarılar bi başına maçlara indirgeniyor bazen. modernize formalar, stadlar, binalar, tesisler, markalar isteniyor klübe. istenmesin mi? tabiki hayır lakin bunları özümüze uyarlamak, bağdaştırmak yerine kimliğimizi onlara uydurmaya çalışıyor yeni taraftarlarımız sanki...
isimlere tav oluyoruz. endüstriyelleşen futbolda kendimizi kaybediyoruz.
parçalımız artık son model kumaşlarla dikiliyor, ne güzel. yetmiyor fakat, çeşit çeşit formalar istiyoruz... armadan başka şeyler yazıyoruz formalara, şımarık taraftarı doyurcak kaynaklar yaratmak için. kurucumuzun ismini sponsorun arkasına yazıyoruz mabedin kapısında. sebebi basit aslında. kitlesinin isteklerini karşılayabilmek için geleneklerini 2. plana bırakıyor galatasaray.
bana anlatılan galatasaray'da hiç hatırlamıyorum ben transferlerle övünüldüğünü, "bi abimiz vardı şöyle efendiydi, şöyle güzel vururdu topa", "bi kardeşimiz vardı öyle saygılıydı ama koşarken ezerdi abi dinlemez" derlerdi. evet hep önce iyi insan, bir abi, bir kardeş, sonra yetenekli futbolculardı bizimkiler... konu dağılıyor ama eskilerin galatasaray'ı başkaymış be abi, onu demeye çalışıyorum.
ben istemiyorum arkadaş sohbetinde "ulen ne adam aldık, parasıyla değil mi amk" demek.
ben abilerimizin, babalarımızın galatasaray'ını kaybetmelerini izlemeyi istemiyorum, hele de ben bulamadan... onlar kadar sevemeden daha...
bence eskiler daha iyi bilir galatasaray sevgisini...
edit: iş bu girdi, sadece başlığa istinaden, altında yazılan diğer girdilerden bağımsız olarak yazılmıştır. demem o ki kimse için doğacak bir cevap hakkı içermemektedir. öyle, kendi halinde bi girdi yani...
onlar gibi anlamamız, onlar gibi yaşamamız zor galatasaray'ı... gerçekten zor.
yaşları küçüldükçe görünen o ki şımarıklaşıyor taraftarımız. maalesef özentileşiyor. başka şeyler istiyor, başka şeylerle tatmin oluyorlar. yıldızlar isteniyor, başarılar bi başına maçlara indirgeniyor bazen. modernize formalar, stadlar, binalar, tesisler, markalar isteniyor klübe. istenmesin mi? tabiki hayır lakin bunları özümüze uyarlamak, bağdaştırmak yerine kimliğimizi onlara uydurmaya çalışıyor yeni taraftarlarımız sanki...
isimlere tav oluyoruz. endüstriyelleşen futbolda kendimizi kaybediyoruz.
parçalımız artık son model kumaşlarla dikiliyor, ne güzel. yetmiyor fakat, çeşit çeşit formalar istiyoruz... armadan başka şeyler yazıyoruz formalara, şımarık taraftarı doyurcak kaynaklar yaratmak için. kurucumuzun ismini sponsorun arkasına yazıyoruz mabedin kapısında. sebebi basit aslında. kitlesinin isteklerini karşılayabilmek için geleneklerini 2. plana bırakıyor galatasaray.
bana anlatılan galatasaray'da hiç hatırlamıyorum ben transferlerle övünüldüğünü, "bi abimiz vardı şöyle efendiydi, şöyle güzel vururdu topa", "bi kardeşimiz vardı öyle saygılıydı ama koşarken ezerdi abi dinlemez" derlerdi. evet hep önce iyi insan, bir abi, bir kardeş, sonra yetenekli futbolculardı bizimkiler... konu dağılıyor ama eskilerin galatasaray'ı başkaymış be abi, onu demeye çalışıyorum.
ben istemiyorum arkadaş sohbetinde "ulen ne adam aldık, parasıyla değil mi amk" demek.
ben abilerimizin, babalarımızın galatasaray'ını kaybetmelerini izlemeyi istemiyorum, hele de ben bulamadan... onlar kadar sevemeden daha...
bence eskiler daha iyi bilir galatasaray sevgisini...
edit: iş bu girdi, sadece başlığa istinaden, altında yazılan diğer girdilerden bağımsız olarak yazılmıştır. demem o ki kimse için doğacak bir cevap hakkı içermemektedir. öyle, kendi halinde bi girdi yani...