• 17
    --- alıntı ---
    dougie brimson avrupa'daki taraftar gruplarını incelediği euro trashed 'de olayların ingilizler cephesinden birkaç ayrıntısını anlatır: galatasaray- leeds united (6 nisan 2000) maçı öncesinde iki ingilizin hayatın kaybetmesi sonrasında leeds united tribünlerinin kafa takımı arsenallilerle ortak plan yapar. kopenhag'da meydandaki kavgalarda çıktıkları sokaklar, kovalamacaların hepsi planlı programlıdır. kopenhang takımlarının taraftar gruplarıyla finalden önce irtibat kurup, şehir planını alır ve 3 gün önce kopenhag'a giriş yaparlar.

    finalden bir gece barlarda yaşananlar münferittir ta ki 1-2 türk televizyoncunun çoğunlukla almanya'dan gelen gurbetçileri alenen gazlamasıyla, kendilerini akıncılar birliği sanan bir türk grup ingilizlerin doldurduğu bir bara girer. çıkışları ayakta olmaz elbet. final günü sabahtan itibaren tivoli parkı çevresinde, tren istasyonu karşısında ve sahile çıkan uzun caddede içen ingilizler meydana sağlam baskın yaparlar. özellikle köşesinde burger king'in olduğu meydana açılan en büyük caddeden en sağlam grup gelir. ingilizlerin alayı sokak kavgası peşindedir. dougie brimson'ın da kitapta özellikle yer verdiği üzere tivoli meydan muharebesinde bıçak kullanan ne yazık ki türk taraftarlardır. ingilizlerin derdi öldürmek değil perişan etmek, iki seksen uzatmaktır.

    final dönüşünde "abi herife vuruyorum, vuruyorum inmiyor", "sabahtan beri pizlenmişler, önlerini görmüyorlardı, bir koydum ayıya yıkıldı" gibi farklı hikayeler anlatıldı durdu.
    günün en sağlam dayağını o dönem akşam gazetesinde çalışan magazinci aykut işıklar, bir kaldırım kenarında kahvesini yudumlarken yedi. kaldırım kenarında altta kalanın canı çıksınla sağlam dövdüler işıklar'ı. sanırım gazetesi kopenhag'da ilgilenmedi bir zaman sonra döndüğünde istifa etti. istanbul'dan finale gidenler "şöyle kavga ettik böyle vurduk" diye anlatır dururlar lakin kavganın göbeğinde olan istanbullu sayısı en fazla 20-30'dur. istanbul'dan gelenler tivoli parkında hedefi vurmak, lunaparkın nimetlerinden yararlanmak, deniz kenarındaki lokantalarda keyif çatmakla ve kafayı çekmekle meşgüldü.

    danimarka polisi aldığı ihbarlara ve bir gece olanlara rağmen ihmalkarlığının cezasını ödedi. avrupa'ya madara oldular. bugün 17 mayıs 2000'den yıllar sonra tivoli meydanına gidenler ingilizin kafasını kırdım ya da hayvanın teki sandalyeyi burda kafama gömdü dediği yerde şilili, ekvatorlu sokak satıcılarından bileklik, kolye alabilirler.
    --- alıntı ---

    http://acetobalsamico.blogspot.com/...ydan-muharebesi.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın