234
19 yaşındaki futbolcumuz. bizim futbolcumuz. altyapımızda yetişen, belki de 15 sene bizim formamızı terletecek olan adam. cem sultan...
küçük yaşlardan beri burada olan, bazı kavramları ve galatasaraylılığı anlamaya çalışan bir adam. taraftarın çok şeyler beklediği, her fırsatta " neden bu çocuk oynamıyor? " diye veryansın ettiği adam o.
gelelim esas konumuza, servet ile kötü bir şeyler yaşamış. haketmediği, hiç ummadığı bir tepkiyle karşılaşmış. idmanda, sert bir ikili mücadele her şeyin nedeni. evet, bu. yani, bu çocuğun küfür işitmesine ve tokat yemesine neden olan tek şey, idmanda servet denen çam yarmasıyla kafa kafaya mücadele etmesi. var mı başka nedeni, biz mi bilmiyoruz?
twitter'da içini dökmeye çalışıyor şimdi. kimisi diyor ki " bırakın adamı; haklı zaten, söylesin açılsın. ", diğer kesim de " galatasaraylılık nedir bilmiyor bu, asalım. " birbirine zıt 2 düşünce ve 19 yaşındaki genç bir adam karşı karşıya.
sizlerden tek bir istirhamım olacak, ne olursunuz 1 saniye için kendinizi cem'in yerine koyun. biraz empati. 19 yaşındasınız, profesyonel olarak artık sizden bir şeyler bekleniyor, çıkıyorsunuz a takıma. heyecanlısınız. ee kolay mı, koskoca galatasaray'da gözünün içine bakılan adamsınız. gözler sizin üzerinizde. idmandasınız. bir an önce hocanın gözüne girmeli, forma kapmalısınız. " ben de buradayım " deme fırsatı ayaklarınıza kadar gelmiş. hırslısınız, yıllarca böyle anlar için çalışmışsınız. bir an önce ilk a takım deneyiminizi yaşamak ve taraftarın önüne çıkmak en büyük amacınız. ama işte dedik ya tek yol, hocanın gözüne girmekten geçiyor. bir pozisyon sırasında, takımın en güçlü adamlarından birisiyle mücadele ediyorsunuz ve yılmıyorsunuz. daha güçlü çıkıyorsunuz. harika. 1 - 2 pozisyon daha oluyor ve karşınızdaki, 30 yaşındaki, kaç yıldır profesyonel olarak top oynayan, a milli formayı giymiş olan kişi size parmak sallıyor. adeta bir tehdit " sen görürsün ". ne düşünürsün o anda? ne yaparsın?
cem; bu olayların ardından, servet'in ayaklarına kadar gidiyor ve özür dileyip, barışmak istediğini söylüyor. karşılığında küfür ve tokat yiyor. ne demek bu? ne demek? siz olsanız ne yaparsınız? twitter'da birkaç şey yazıp yetinir miydiniz? içiniz dolup taşmaz mıydı? o servet'e gidip dalmak istemez miydiniz? ben isterdim. zaten belli ki kimse de cem ile bir şey konuşmamış. " bak oğlum, servet hatalı; biz ona gerekeni yapacağız. " bile denmemiş ki bu çocuk bu kadar sinirli. ne olur, tahayyül edin birazcık.
ne olursa olsun, ben cem'in arkasındayım. eğer ki olay tam olarak böyle cereyan ettiyse her türlü desteğim onunla. zaten adı daha önce iğrençliğe bulaşmış bir adamı mı, yoksa 15 sene boyunca galatasaray formasını terletmesi mümkün olan bir genci mi seçerdiniz?
edit: imla.
küçük yaşlardan beri burada olan, bazı kavramları ve galatasaraylılığı anlamaya çalışan bir adam. taraftarın çok şeyler beklediği, her fırsatta " neden bu çocuk oynamıyor? " diye veryansın ettiği adam o.
gelelim esas konumuza, servet ile kötü bir şeyler yaşamış. haketmediği, hiç ummadığı bir tepkiyle karşılaşmış. idmanda, sert bir ikili mücadele her şeyin nedeni. evet, bu. yani, bu çocuğun küfür işitmesine ve tokat yemesine neden olan tek şey, idmanda servet denen çam yarmasıyla kafa kafaya mücadele etmesi. var mı başka nedeni, biz mi bilmiyoruz?
twitter'da içini dökmeye çalışıyor şimdi. kimisi diyor ki " bırakın adamı; haklı zaten, söylesin açılsın. ", diğer kesim de " galatasaraylılık nedir bilmiyor bu, asalım. " birbirine zıt 2 düşünce ve 19 yaşındaki genç bir adam karşı karşıya.
sizlerden tek bir istirhamım olacak, ne olursunuz 1 saniye için kendinizi cem'in yerine koyun. biraz empati. 19 yaşındasınız, profesyonel olarak artık sizden bir şeyler bekleniyor, çıkıyorsunuz a takıma. heyecanlısınız. ee kolay mı, koskoca galatasaray'da gözünün içine bakılan adamsınız. gözler sizin üzerinizde. idmandasınız. bir an önce hocanın gözüne girmeli, forma kapmalısınız. " ben de buradayım " deme fırsatı ayaklarınıza kadar gelmiş. hırslısınız, yıllarca böyle anlar için çalışmışsınız. bir an önce ilk a takım deneyiminizi yaşamak ve taraftarın önüne çıkmak en büyük amacınız. ama işte dedik ya tek yol, hocanın gözüne girmekten geçiyor. bir pozisyon sırasında, takımın en güçlü adamlarından birisiyle mücadele ediyorsunuz ve yılmıyorsunuz. daha güçlü çıkıyorsunuz. harika. 1 - 2 pozisyon daha oluyor ve karşınızdaki, 30 yaşındaki, kaç yıldır profesyonel olarak top oynayan, a milli formayı giymiş olan kişi size parmak sallıyor. adeta bir tehdit " sen görürsün ". ne düşünürsün o anda? ne yaparsın?
cem; bu olayların ardından, servet'in ayaklarına kadar gidiyor ve özür dileyip, barışmak istediğini söylüyor. karşılığında küfür ve tokat yiyor. ne demek bu? ne demek? siz olsanız ne yaparsınız? twitter'da birkaç şey yazıp yetinir miydiniz? içiniz dolup taşmaz mıydı? o servet'e gidip dalmak istemez miydiniz? ben isterdim. zaten belli ki kimse de cem ile bir şey konuşmamış. " bak oğlum, servet hatalı; biz ona gerekeni yapacağız. " bile denmemiş ki bu çocuk bu kadar sinirli. ne olur, tahayyül edin birazcık.
ne olursa olsun, ben cem'in arkasındayım. eğer ki olay tam olarak böyle cereyan ettiyse her türlü desteğim onunla. zaten adı daha önce iğrençliğe bulaşmış bir adamı mı, yoksa 15 sene boyunca galatasaray formasını terletmesi mümkün olan bir genci mi seçerdiniz?
edit: imla.
