44
fenerbahçe – bursaspor : 0-0 şeytan ayrıntıda gizlidir
fenerbahçe, bursa’yla berabere kaldı ve trabzon’un 2 puan gerisine düştü. maç öncesi bakıldığında, fenerbahçe’nin bursa maçında puan kaybetmesi sürpriz değil. ama maça bakılırsa kaybetmeyebilirdi.
birinci devre fenerbahçe ağırlıklı bir futbol izlemekle birlikte, bursa’nın da etkili ataklarını gördük. özellikle fenerbahçe’nin sol kanadından volkan şen ve ali tandoğan ile geldi. fenerbahçe, daha öne çıkmasına rağmen pozisyon bulamamasına rağmen bursa daha iyi pozisyonlar yakaladı. ama ilk devre gol çıkmadı. çatır çatır maç oldu.
ikinci devre oyun tamamen tek taraflı hale geldi. fenerbahçe ikinci devre başladıktan sonra, oyunu bursa yarı sahasına yıktı. yüklendikçe yüklendi. aslında bursa’nın işine gelirdi bu baskı, eğer kontra yapmayı becerebilseydi. 1-2 kez iyi kontra şansları da yakaladılar ama en önemlilerinden birinde 30.cmlik pas hatası, diğerinde de volkan şen’in ne yazık ki kafasının çalışmaması sebebiyle bu şansı kullanamadılar.
tam burada volkan şen dosyasını açıyorum (uğur dündar stayla). volkan’ı beğenirdim, hızlı, yetenekli bir oyuncu olduğunu, geçen seneki bursa şampiyonluğunda büyük payı olduğunu bilirdim. ama böyle bir yetenekten ne yazık ki, büyük bir futbolcu olmayacak. mental olarak o kadar zayıf ki. bu geceki maçın 55.dakikasında 3’e 3 kontra yakaladılar, bu işi en iyi yapacak volkan’a topu attılar. volkan, dos santos’un yanından geçti, bir darbe geldi ve kendini yere bıraktı, dos santos sarı kart gördü. güzel. ama ya kendini yere bırakmasaydı, fener savunmasını 3’e 2 yakalayacaklardı. bu fırsatı değerlendirmek yerine kendini yere bırakan adamdan hiçbir şey olmaz. futbolcu, özellikle orta sahada önce ayakta kalmayı deneyecek, ceza sahası içinde, civarında ne istersen yap. orta sahada kendini bırakırsan ve hakem faulü de çalmazsa, senin takımına verdiğin zararı rakibin veremez. aynı çerçevede ilk yarıda yere düşüp topu eliyle tutması var, sarı kartı gördü. sürekli bunu yapıyor. galatasaray maçında aynı şeyi yapmış, hakem kart göstermemişti. özetle, bu volkan şen, büyük mucize olmazsa büyük futbolcu olamayacak.
ikinci devredeki oyuna bakınca bursaspor beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. çok daha fazla kontra denemelilerdi. kontra denemek, gol yapılamasa bile, rakibin bütün adamlarıyla üstüne gelmesine izin vermez. daha temkinli, daha kontrollü oynamak zorunda bırakır rakibi.
fenerbahçe maçı çok istedi, çok zorladı. rakibin direncini geçmekte zorlandılar. bursa’nın fizik ve kondisyon olarak çok iyi durumda olduğunu unutmamak gerek. ligin en sağlam takımlarından biri. fenerbahçe yine de pozisyon buldu ikinci devre. ama o kadar zorlama pozisyonlardı ki, bir kez bile topa rahatça vuracak pozisyon bulamadılar. emre belözoğlu’nun olmayışı fenerbahçe’yi çok etkilemiş, doğal olarak. maçın hakemi ise, standart türk hakemi maçı yönetti. futbol oyununun detaylarını bilmeyenler hakem olunca böyle oluyor işte. hakemin futbol oynamış olması, teknik direktörün futbol oynamış olmasından daha önemli . ama kime anlatacağız ki bunu.
şampiyonluk denen şey, zaten hep böyle milimlik hesaplarla gelir ya da gider. şeytan ayrıntıda gizlidir.
fenerbahçe, bursa’yla berabere kaldı ve trabzon’un 2 puan gerisine düştü. maç öncesi bakıldığında, fenerbahçe’nin bursa maçında puan kaybetmesi sürpriz değil. ama maça bakılırsa kaybetmeyebilirdi.
birinci devre fenerbahçe ağırlıklı bir futbol izlemekle birlikte, bursa’nın da etkili ataklarını gördük. özellikle fenerbahçe’nin sol kanadından volkan şen ve ali tandoğan ile geldi. fenerbahçe, daha öne çıkmasına rağmen pozisyon bulamamasına rağmen bursa daha iyi pozisyonlar yakaladı. ama ilk devre gol çıkmadı. çatır çatır maç oldu.
ikinci devre oyun tamamen tek taraflı hale geldi. fenerbahçe ikinci devre başladıktan sonra, oyunu bursa yarı sahasına yıktı. yüklendikçe yüklendi. aslında bursa’nın işine gelirdi bu baskı, eğer kontra yapmayı becerebilseydi. 1-2 kez iyi kontra şansları da yakaladılar ama en önemlilerinden birinde 30.cmlik pas hatası, diğerinde de volkan şen’in ne yazık ki kafasının çalışmaması sebebiyle bu şansı kullanamadılar.
tam burada volkan şen dosyasını açıyorum (uğur dündar stayla). volkan’ı beğenirdim, hızlı, yetenekli bir oyuncu olduğunu, geçen seneki bursa şampiyonluğunda büyük payı olduğunu bilirdim. ama böyle bir yetenekten ne yazık ki, büyük bir futbolcu olmayacak. mental olarak o kadar zayıf ki. bu geceki maçın 55.dakikasında 3’e 3 kontra yakaladılar, bu işi en iyi yapacak volkan’a topu attılar. volkan, dos santos’un yanından geçti, bir darbe geldi ve kendini yere bıraktı, dos santos sarı kart gördü. güzel. ama ya kendini yere bırakmasaydı, fener savunmasını 3’e 2 yakalayacaklardı. bu fırsatı değerlendirmek yerine kendini yere bırakan adamdan hiçbir şey olmaz. futbolcu, özellikle orta sahada önce ayakta kalmayı deneyecek, ceza sahası içinde, civarında ne istersen yap. orta sahada kendini bırakırsan ve hakem faulü de çalmazsa, senin takımına verdiğin zararı rakibin veremez. aynı çerçevede ilk yarıda yere düşüp topu eliyle tutması var, sarı kartı gördü. sürekli bunu yapıyor. galatasaray maçında aynı şeyi yapmış, hakem kart göstermemişti. özetle, bu volkan şen, büyük mucize olmazsa büyük futbolcu olamayacak.
ikinci devredeki oyuna bakınca bursaspor beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. çok daha fazla kontra denemelilerdi. kontra denemek, gol yapılamasa bile, rakibin bütün adamlarıyla üstüne gelmesine izin vermez. daha temkinli, daha kontrollü oynamak zorunda bırakır rakibi.
fenerbahçe maçı çok istedi, çok zorladı. rakibin direncini geçmekte zorlandılar. bursa’nın fizik ve kondisyon olarak çok iyi durumda olduğunu unutmamak gerek. ligin en sağlam takımlarından biri. fenerbahçe yine de pozisyon buldu ikinci devre. ama o kadar zorlama pozisyonlardı ki, bir kez bile topa rahatça vuracak pozisyon bulamadılar. emre belözoğlu’nun olmayışı fenerbahçe’yi çok etkilemiş, doğal olarak. maçın hakemi ise, standart türk hakemi maçı yönetti. futbol oyununun detaylarını bilmeyenler hakem olunca böyle oluyor işte. hakemin futbol oynamış olması, teknik direktörün futbol oynamış olmasından daha önemli . ama kime anlatacağız ki bunu.
şampiyonluk denen şey, zaten hep böyle milimlik hesaplarla gelir ya da gider. şeytan ayrıntıda gizlidir.
