8
asıl sorun ne bir an onu düşündüm bu başlığı görünce, ilk bir kaç entryi okuyunca insan ister istemez düşünüyor.
burda esas sorun; hakan şükür değil, faşizim, dinin spora alet edilmesi vs falan değil.
sorun aslında birçoğumuzun dillendirmekten sakındığı apaçık bir gerçek.
biz aslında türkiye olarak, dini ile tam anlamıyla barışık bir ülke değiliz.
açık ve net.
din gibi, ırk gibi, atatürk gibi değerlerin, siyasi partilerin propaganda malzemesi haline gelmiş olması üzüntü verici.
yalnız eğer insanda beyin zerresi kalmışsa az da olsa, sömürülen maneviyata sırt çevirerek değil,
sahip çıkarak üstesinden gelmeyi çalışır bu tip değerlerin suistimalini.
kimseyi kandırmaya gerek yok ki, hakan şükür koyu bir akp sempatizanıdır, fethullah gülen sevdalısıdır.
bu yukarıda zikrettiğim birbiri ile içiçe geçmiş iki güruhu da günahım kadar sevmem.
tıpkı atatürk'ün zamanında kurulmuş diyanet işleri başkanlığının,
günümüzde, anti laik kurum ilan edip kaldırılmasını isteyen, atatürk'ten de laik(!) soldan çarklı işgüzarlar kadar...
milliyetçilikten dem vurarak, komando kampları kurup ülke çocuklarına birbirini kestiren kafatasçılar kadar sevmem...
ben kendimi ifade etmek için, herhangi bir siyasi partinin benim beynime biçtiği manifestoya gereksinim duymuyorum.
ben böyle iyiyim.
lakin siz de iyi olun kardeşim, sizler de az iyi olun.
allah yukarda, adolf hitler'den şeytanım dahi hazetmez.
ama onunla da mutabık olacağımız iki doğru vardır herhalde.
belki ikimiz de leonardo da vinci'nin gelmiş geçmiş en büyük ressam olduğunu düşünmüşüzdür. olamaz mı?
bu beni adolf mu yapar?
hakan şükür'ü de sevmeyebilirsin, siyasi görüşünü de sevmeyebilirsin.
ama öküzün altında buzağı olmadığı gerçeğini de kabul etmelisin güzel kardeşim.
artık, bir kişi laf ediyorsa sadece lafa bakın. kimin dediğine bu kadar takılmayın.
bak belki beni de sevmiyorsun sen şimdi, ama ikimizde galatasaraylıyız gülüm, dalım.
oluyor öyle arada, baksana.
burda esas sorun; hakan şükür değil, faşizim, dinin spora alet edilmesi vs falan değil.
sorun aslında birçoğumuzun dillendirmekten sakındığı apaçık bir gerçek.
biz aslında türkiye olarak, dini ile tam anlamıyla barışık bir ülke değiliz.
açık ve net.
din gibi, ırk gibi, atatürk gibi değerlerin, siyasi partilerin propaganda malzemesi haline gelmiş olması üzüntü verici.
yalnız eğer insanda beyin zerresi kalmışsa az da olsa, sömürülen maneviyata sırt çevirerek değil,
sahip çıkarak üstesinden gelmeyi çalışır bu tip değerlerin suistimalini.
kimseyi kandırmaya gerek yok ki, hakan şükür koyu bir akp sempatizanıdır, fethullah gülen sevdalısıdır.
bu yukarıda zikrettiğim birbiri ile içiçe geçmiş iki güruhu da günahım kadar sevmem.
tıpkı atatürk'ün zamanında kurulmuş diyanet işleri başkanlığının,
günümüzde, anti laik kurum ilan edip kaldırılmasını isteyen, atatürk'ten de laik(!) soldan çarklı işgüzarlar kadar...
milliyetçilikten dem vurarak, komando kampları kurup ülke çocuklarına birbirini kestiren kafatasçılar kadar sevmem...
ben kendimi ifade etmek için, herhangi bir siyasi partinin benim beynime biçtiği manifestoya gereksinim duymuyorum.
ben böyle iyiyim.
lakin siz de iyi olun kardeşim, sizler de az iyi olun.
allah yukarda, adolf hitler'den şeytanım dahi hazetmez.
ama onunla da mutabık olacağımız iki doğru vardır herhalde.
belki ikimiz de leonardo da vinci'nin gelmiş geçmiş en büyük ressam olduğunu düşünmüşüzdür. olamaz mı?
bu beni adolf mu yapar?
hakan şükür'ü de sevmeyebilirsin, siyasi görüşünü de sevmeyebilirsin.
ama öküzün altında buzağı olmadığı gerçeğini de kabul etmelisin güzel kardeşim.
artık, bir kişi laf ediyorsa sadece lafa bakın. kimin dediğine bu kadar takılmayın.
bak belki beni de sevmiyorsun sen şimdi, ama ikimizde galatasaraylıyız gülüm, dalım.
oluyor öyle arada, baksana.