6
bildiğin kepazeliktir. kombine alıp, storedan alışveriş yapmayla futbolcuya sövme hakkı kazandığımızı zannediyoruz. şunun farkına varmak lazım, biz taraftarız yani tarafız. galatasaray tarafındayız. orada sövdüğün arda da, haklı ya da haksız klavye başında yedi sülalesine geçirdiğin mustafa sarp da seninle aynı tarafta. protesto et, ıslıkla ya da beyaz mendil salla ne bileyim medeni şartlar içinde yap bir şeyler ama hakareti, küfrü işin içine sokunca sanki yaptığın iş mübahmış gibi bir de kendini savunup şaklabanlık yapma gözünü seveyim. işine gelen güzel kısımlarını alıp, beğenmediğin tarafları çöpe atmazsın. kupa kazanırken "en büyük gassaray" deyip sonra da kendine pay biçiyorsun. maç kaybedince medyaya, ona, buna bırakmadan ilk önce sen satıyorsun teknik direktörünü, futbolcunu. taraftarlık böyle bir şey değil ya da değildi diyeyim, daha doğru olacak. sanki kulübün sahibi gibi davranıyoruz ama ne yazık ki değiliz. kulübün sahibi de karar mekanizması da genel kurul. biz taraftarız, adı üzerinde taraftar. yani galatasaray'ın tarafındayız. ingilizcesi supporter yani desteklemeden geliyor. var mı bizde destek falan? hani kıskanarak bakıyoruz ya yabancılara ne güzel destekliyorlar diye. sen en son ne zaman takım mağlup olduğunda bırak alkışlayıp destek vermeyi, yuhalamadan yolladın soyunma odasına? önce biz vazifemizi yapalım da, sonra insanlardan hesap sormaya yüzümüz olsun...