138
bugün yaptığı eleştirileri okudum ve yapıcılık, çözüm içermeyen düşene bir tekme anlayışını gördüm.
aynı seçim dönemindeki gibi, mevcut durumdan kurtulmak için tek çarenin adnan polat'ın gitmesi olduğunu anlatıp durmuş.
eee? sonra? ne olacak yani, gelip coşturacak mısınız, coşturacaksanız nasıl coşturacaksınız, aklınızda ne gibi planlar, projeler var?
yoksa siz de "biz bir enkaz devraldık" edebiyatına mı gireceksiniz adnan ağabey?
galatasaray'a başkan olarak gelecek kişinin, özellikle de sportif açıdan, ciddi atılım ve projeleri olması gerekir kanımca. madem ki bu kişiler böyle bir göreve talip olabilecek insanlar, o halde o takımın tarihine ve çapına yakışacak işler yapabileceklerinin de sinyalini versinler. adnan öztürk başkan olur ve seneye ligi 8. bitirirsek, "bakın ben peter kenyon gibi bir dahiyi getirdim kulübe ama olmadı, biz elimizden geleni yaptık, top teknik ekip ve futbolculardaydı" derse, nasıl hissedecek, ne düşüneceğiz?
öyle "o yanlış yapıldı, bu yanlış yapıldı, şu da yanlış, bu bile yanlış" demekle olmuyor. onları ben de görüyorum, sözlükteki herkes görüyor ama bir porto'nun, bir lyon'un, bir dortmund'un, bir villarreal'in, sevilla'nın gelişim, tabiri caizse kalkınma planları var. bizde bu yok, bizim başkanlarımız şirketlerine verdikleri kadar değer vermiyorlar kulüplerine. adnan öztürk bir ara peter kenyon diye tutturmuştu, kenyon'un yapacağı iki pahalı transfer takıma katkıda bulunmayınca ilk kimin kellesi alınırdı? ya teknik direktörün ya kenyon'un. bu konularda nasıl bir yol çizileceği hakkında bir bilgilendirme yok. sanki kenyon geldi dertler bitti olacak. biz bu kazığı çok yedik, adnan polat'ta, skibbe'de, rijkaard'da, yiğit şardan'da, elano'da, misimovic'te... sanki bunlar geldiğinde her şey olağanüstü güzel olacaktı. oldu mu peki?
şimdi kimse çıkıp demesin, "e adnan polat'tan iyidir!".
eğer böyle düşünürsek bir adım ileri atamayız. beteri beteri vardır ve bu kulübü yönetecek kişiler artık belli çıtaları aşmamızı sağlayabilecek kişiler olmalıdır. yoksa hep birlikte daha çoooook zırlarız...
aynı seçim dönemindeki gibi, mevcut durumdan kurtulmak için tek çarenin adnan polat'ın gitmesi olduğunu anlatıp durmuş.
eee? sonra? ne olacak yani, gelip coşturacak mısınız, coşturacaksanız nasıl coşturacaksınız, aklınızda ne gibi planlar, projeler var?
yoksa siz de "biz bir enkaz devraldık" edebiyatına mı gireceksiniz adnan ağabey?
galatasaray'a başkan olarak gelecek kişinin, özellikle de sportif açıdan, ciddi atılım ve projeleri olması gerekir kanımca. madem ki bu kişiler böyle bir göreve talip olabilecek insanlar, o halde o takımın tarihine ve çapına yakışacak işler yapabileceklerinin de sinyalini versinler. adnan öztürk başkan olur ve seneye ligi 8. bitirirsek, "bakın ben peter kenyon gibi bir dahiyi getirdim kulübe ama olmadı, biz elimizden geleni yaptık, top teknik ekip ve futbolculardaydı" derse, nasıl hissedecek, ne düşüneceğiz?
öyle "o yanlış yapıldı, bu yanlış yapıldı, şu da yanlış, bu bile yanlış" demekle olmuyor. onları ben de görüyorum, sözlükteki herkes görüyor ama bir porto'nun, bir lyon'un, bir dortmund'un, bir villarreal'in, sevilla'nın gelişim, tabiri caizse kalkınma planları var. bizde bu yok, bizim başkanlarımız şirketlerine verdikleri kadar değer vermiyorlar kulüplerine. adnan öztürk bir ara peter kenyon diye tutturmuştu, kenyon'un yapacağı iki pahalı transfer takıma katkıda bulunmayınca ilk kimin kellesi alınırdı? ya teknik direktörün ya kenyon'un. bu konularda nasıl bir yol çizileceği hakkında bir bilgilendirme yok. sanki kenyon geldi dertler bitti olacak. biz bu kazığı çok yedik, adnan polat'ta, skibbe'de, rijkaard'da, yiğit şardan'da, elano'da, misimovic'te... sanki bunlar geldiğinde her şey olağanüstü güzel olacaktı. oldu mu peki?
şimdi kimse çıkıp demesin, "e adnan polat'tan iyidir!".
eğer böyle düşünürsek bir adım ileri atamayız. beteri beteri vardır ve bu kulübü yönetecek kişiler artık belli çıtaları aşmamızı sağlayabilecek kişiler olmalıdır. yoksa hep birlikte daha çoooook zırlarız...