266
şimdi bu adamla lebron'un bu noktalara geliş hikayeleri farklı. lebron kahraman, kobe antikahraman olarak geldiler buralara. lebron denen adamın daha lisedeyken maçları ulusal kanallarda yayınlanıyordu. bakın lise diyorum, sadece lebron ismi yüzünden. adam nba'e geldiğinde zaten kahraman, idol ne derseniz o sıfatları taşıyordu. tv'lerde, gazetelerde, dergilerde bu kadar reklamını yapılması yani gayet doğaldı. lebron cleveland-miami tercihiyle ilk defa böyle bir tepkiye maruz kaldı kariyerinde.
kobe ise lebron'un tam tersi. kobe zaten kariyerinin ilk bölümünü belki de nba tarihinin en dominant 3-5 adamından birinin gölgesinde geçirdi. ona rağmen adı allen iverson, vince carter, t-mac gibi adamlarla ligin süperstarları arasında geçiyordu. kobe'nin daha fazla 2. adam olmak istememesi, lakers'ın 3 sene üst üste şampiyon olduktan sonra yine en büyük favoriyken şampiyon olunamamasında en büyük faktör olarak gösterilmişti. hele ki tek şampiyonluk yüzüğü için utah'ı bırakıp gelen karl malone'un ve yine gary payton'ın ellerinin boş kalmasının faturası da kendisine çıktı. shaq takımdan ayrılmak zorunda kalıp miami'ye gitti ve orada da şampiyon olunca kobe dillerden düşmedi. ve belki de kendisini en yaralayan olay sonunda düşmesine rağmen tecavüz davası oldu. gittiği her yerde yuhalandı, tepki gördü, manşetlerden inmedi. bir nevi izi kaldı davanın.
tüm bunlara rağmen kobe bütün bu olaylara basketbol oynayarak cevap verdi. son 3-4 yıldır olağanüstü bir performans gösteriyor. almadığı ünvan kalmadı, tek maçta 81 sayı attı, mvp ödüllerini aldı, şampiyonluklar yaşadı. kariyerinin bu son yıllarında az enerjiyle yine mükemmel işler yapıyor. oyununun diğer yönelerini şu yaşında bile ilerletiyor hatta mükemmelleştiriyor. işte böyle adamların egoları tükenmez. zaten onları bu seviyede tutan da budur. o yüzden kızmıyorum kendisine. şimdilerde ise lebron james ile kıyaslanıyor ancak net bir şekilde ondan bir adım ilerde kobe. lebron'un hala kanıtlaması gereken bir şeyler var. kobe hala bu oyunun kralı.
kobe ise lebron'un tam tersi. kobe zaten kariyerinin ilk bölümünü belki de nba tarihinin en dominant 3-5 adamından birinin gölgesinde geçirdi. ona rağmen adı allen iverson, vince carter, t-mac gibi adamlarla ligin süperstarları arasında geçiyordu. kobe'nin daha fazla 2. adam olmak istememesi, lakers'ın 3 sene üst üste şampiyon olduktan sonra yine en büyük favoriyken şampiyon olunamamasında en büyük faktör olarak gösterilmişti. hele ki tek şampiyonluk yüzüğü için utah'ı bırakıp gelen karl malone'un ve yine gary payton'ın ellerinin boş kalmasının faturası da kendisine çıktı. shaq takımdan ayrılmak zorunda kalıp miami'ye gitti ve orada da şampiyon olunca kobe dillerden düşmedi. ve belki de kendisini en yaralayan olay sonunda düşmesine rağmen tecavüz davası oldu. gittiği her yerde yuhalandı, tepki gördü, manşetlerden inmedi. bir nevi izi kaldı davanın.
tüm bunlara rağmen kobe bütün bu olaylara basketbol oynayarak cevap verdi. son 3-4 yıldır olağanüstü bir performans gösteriyor. almadığı ünvan kalmadı, tek maçta 81 sayı attı, mvp ödüllerini aldı, şampiyonluklar yaşadı. kariyerinin bu son yıllarında az enerjiyle yine mükemmel işler yapıyor. oyununun diğer yönelerini şu yaşında bile ilerletiyor hatta mükemmelleştiriyor. işte böyle adamların egoları tükenmez. zaten onları bu seviyede tutan da budur. o yüzden kızmıyorum kendisine. şimdilerde ise lebron james ile kıyaslanıyor ancak net bir şekilde ondan bir adım ilerde kobe. lebron'un hala kanıtlaması gereken bir şeyler var. kobe hala bu oyunun kralı.