3394
duruşuna, karizmasına ve futbolculuğuna hayran olduğum eski teknik direktörümüz. gitmesini hiç istemedim kendisi takımın başındayken ben sözlükte yoktum fakat galatasaray adına kurulmuş bilumum forumlarda, facebook sayfalarında bunu sürekli yazdım. rijkaardın gitmesi demek tozları halının altına süpürmek demekti. rijkaard demek başlı başına bir felsefe demek. kendisinin başarılarını ve hocalığını kimseyle tartışmam. hıncal uluç bir söz söylemişti bozuk saat misali doğru da söylemişti '' rijkaard'ın yardımcısı neeskens fenerbahçe'nin teknik direktörü olsalardı ne kadar mutlu olurlardı bu neeskens şimdi galatasaray'ın yardımcı antrenörü '' . bu cümleyi duyunca hissettiğim duyguları anlatmam mümkün değil. hele ki hıncal uluç gibi bir insandan. tabi rijkaard için daha sonra dediklerini klasik hıncal vakası olarak adlandırmak yeterli olsa gerek. gelelim kısa süreli galatasaray kariyerine. sezonu çok erken açan ve sezona fırtına gibi giren galatasaray 6 da 6 yapar ve şaha kalkar. sonrasında oyuncuların bir kısmında anlamsız performans düşüklükleri ve beraberinde oluşan revizyon ve kadro derinliği sorunları peş peşe puan kayıplarına neden oldu. keita'nın kupa maçlarına gitmesi dönüşünün sancılı olması mehmet topal'ın bir türlü istikrarı yakalayamaması, barış ve ayhan'ın son derece kötü performansları da bu kötü gidişe eklenince üst üste puan kayıpları kaçınılmaz oldu. rijkaard'ın bir türlü basınla sağlıklı iletişim kuramaması, kamp yapmamasının büyük basın tarafından büyük sorun olarak gündeme getirilmesi ve basının bu konuda yönetimi etkilemesi, kewell ve baros un kronik sakatlıkları devre arasında herkesin '' kumar '' olarak adlandırdığı fakat son derece mantıklı bir girişimle jo ve santos'un getirilmesi ve fakat transferlerin tutmaması başarısızlığın devamında gelişen olaylardı. tabi elano dan bir türlü randıman alamamak, nonda nın zamansız yere gönderilmesi ve sürekli tartışılan bir kalecinin olması huzursuz bir ortam yaratmıştı. tabi son servet çetin-rijkaard gerilimi bardağı taşıran son damlaydı ki malum ankaragücü maçından sonra olanlar olmuştu. tabi bu yazdığım olayların oluş zamanlarını dağınık olarak yazdım fakat bu olayları harmanladığımız ve şapkayı öne koyduğumuz vakit rijkaard'a sonuna kadar hak vermemiz gerekiyor. '' kadrom kalitesiz '' evet frank kadron kalitesiz. mustafa sarp kalitesiz, ayhan kalitesiz, barış kalitesiz, kewell ve baros istikrarsız ve sakat, kalecin yok, ön liberon yok deniliyor ki bu kadro bıbıbıdının elinde olsa belki şampiyon yapardı. belki rijkaard da yapardı feldkamlaşmak istediği zaman fakat uzun süre direndi ama o da baskılara dayanamayıp rijkaardlıktan çıkarak elindeki malzemeyle bir anadolu takımı kurmaya çalıştı. son dakikada yediğimiz sivasspor maçındaki orta saha hala aklımdan gitmiyor.
rijkaard felsefesini bilen bir yönetimimiz olsaydı şuanda bazı taşlar oturmuştu belki de.
edit: feldkamplaşmaktan kastım kallinin düz orta saha oyuncularından randıman almak istemesi ve bunu bir türlü başarması bazen başaramaması.
rijkaard da bu yola başvurdu gelen baskılarla fakat kendi sisteminden çıktığı vakit işler hepten karışmıştı.
rijkaard felsefesini bilen bir yönetimimiz olsaydı şuanda bazı taşlar oturmuştu belki de.
edit: feldkamplaşmaktan kastım kallinin düz orta saha oyuncularından randıman almak istemesi ve bunu bir türlü başarması bazen başaramaması.
rijkaard da bu yola başvurdu gelen baskılarla fakat kendi sisteminden çıktığı vakit işler hepten karışmıştı.