3391
kendisi hakkında bir çok kelime kullanabiliriz. büyük hoca, büyük insan, üstad .. ama ben en çok üstadı seviyorum. üstad, hıçkırıklarla ağlaya ağlaya gönderilişini izlediğim büyük üstad ..
bundan 2 sene önce ramazanın ilk günüydü. oruçlu oruçlu sabahın 6'sında kalkıp bütün istanbulu gezesim tutmuş. neyse beyazıtta ki feneriumla yan yana olan store'a da girdik. öyle küçük ama samimi bir yer. saat 12 olmuş susuzluktan ölüyorum turistler ellerinde kolalarla giriyor dövesim geliyor falan. sonra orta yaşlı 2 turist girdi içeri. bizde de adettir ya sorarız hemen where are you from ? diye. biz de sorduk; barcelona, barcelona! dediler. biz de ooo barcelona taraftarısınız o zaman diye cevap verdik hemen. aslında onların tam yanında fenerium olmasına rağmen galatasaray store'yi seçmesinde ki amaç belliydi. biz sormadık üstadı onlarda o zaman bir şey demediler. store'daki abide hafiften dalga geçiyor bütün turistlerle. "bunlar real madrid'li madrid'li" yapıyor. orta yaşlı katalan amcanın elinden dayak yemekten zor kurtuluyoruz. kadın bu kızlar neden böyle hep gülüyor diyor. abi sallıyor arkanızdan haberiniz yok diyeceğim katalan amcanın az önceki çıkışından dolayı korkuyorum. katalan amca barcelona çok büyük takım. galatasaray'da büyük ama az. barcelona çok büyük çok diyor bozuk ingilizcesiyle.
neyse ayak üstü ordan hemen 2 tane parçalı kaptılar o arada. parayı öderken lafı üstada getirdiler. "frank rijkaard galatasaray'ın teknik direktörü . rijkaard çok iyi. onu çok seviyoruz. formaları da onun için aldık" diyorlar. lafı "rijkaard is good.but pep is the best" diye de bitiriyorlar o ayrı.
o zaman güldük eğlendik ama şimdi aklıma geliyor hüzünleniyorum. özledim be üstad diyorum.
fazla geldin be hocam! türk futbolcusuna, türk insanına ..
ne de olsa olsa biz bir tek 'haydi koçuum!, haydı aslanımm!'ları biliriz ..
bundan 2 sene önce ramazanın ilk günüydü. oruçlu oruçlu sabahın 6'sında kalkıp bütün istanbulu gezesim tutmuş. neyse beyazıtta ki feneriumla yan yana olan store'a da girdik. öyle küçük ama samimi bir yer. saat 12 olmuş susuzluktan ölüyorum turistler ellerinde kolalarla giriyor dövesim geliyor falan. sonra orta yaşlı 2 turist girdi içeri. bizde de adettir ya sorarız hemen where are you from ? diye. biz de sorduk; barcelona, barcelona! dediler. biz de ooo barcelona taraftarısınız o zaman diye cevap verdik hemen. aslında onların tam yanında fenerium olmasına rağmen galatasaray store'yi seçmesinde ki amaç belliydi. biz sormadık üstadı onlarda o zaman bir şey demediler. store'daki abide hafiften dalga geçiyor bütün turistlerle. "bunlar real madrid'li madrid'li" yapıyor. orta yaşlı katalan amcanın elinden dayak yemekten zor kurtuluyoruz. kadın bu kızlar neden böyle hep gülüyor diyor. abi sallıyor arkanızdan haberiniz yok diyeceğim katalan amcanın az önceki çıkışından dolayı korkuyorum. katalan amca barcelona çok büyük takım. galatasaray'da büyük ama az. barcelona çok büyük çok diyor bozuk ingilizcesiyle.
neyse ayak üstü ordan hemen 2 tane parçalı kaptılar o arada. parayı öderken lafı üstada getirdiler. "frank rijkaard galatasaray'ın teknik direktörü . rijkaard çok iyi. onu çok seviyoruz. formaları da onun için aldık" diyorlar. lafı "rijkaard is good.but pep is the best" diye de bitiriyorlar o ayrı.
o zaman güldük eğlendik ama şimdi aklıma geliyor hüzünleniyorum. özledim be üstad diyorum.
fazla geldin be hocam! türk futbolcusuna, türk insanına ..
ne de olsa olsa biz bir tek 'haydi koçuum!, haydı aslanımm!'ları biliriz ..