4
bu aralar yeniden üstünde inceleme yapılması gereken durum. galatasaray futbol takımına bakıyorum. eskilerden arda turan ve sabri sarıoğlu dışında takımına bağlı olan, kaliteli olan, aidiyet duygusu ile oynayan bir isim göremiyorum. biraz da yekta dışında bu formanın onurunu,ağırlığını layığı ile taşıyabilecek ve kaldırabilecek kalitede bir yerli oyuncu grubu göremiyorum.
ne yapıyor bu yerli grubu? gerektiği zaman teknik direktörlerine gideri koyabiliyor. özellikle o teknik direktör türk kültürüne ait olmayan, yabancı bir isim ise. bana güvenilmeyen yerde oynamam diye çıkıp biri açıklama yapabiliyor. bir tanesi çıkıp menajerlik şirketi kurabiliyor. bir tanesi içtiği sigaralardan olsa gerek koşamayacak duruma geliyor.
galatasaray'ın bulunduğu durumun birinci derecede sorumlularından biri bu yerli futbolculardır. bu futbolcular galatasaray'ı kendi çöplükleri gibi kullanmakla kalmamış, yılda minimum iki milyon euro para alıp, top oynamadan, günlerini rehabilitasyon merkezlerinde geçirmişlerdir. bununla kalmamış yabancı oyuncuları dışlamışlar ve takımdaki gruplaşmanın önünü açmışlardır.
bunları insanlar görmesine rağmen ısrarlan türk spor basını ve bazı taraftar gruplarımız tarafından yabancı düşmanlığı empoze edilmektedir. neymiş. yabancı oyuncu kaptan olmazmış. ne zaman böyle bir kural yazıldı? nerede görülmüş? o formayı hakeden ve liderlik özelliği olan bir adamın yabancısı veya yerlisi olur mu? arda, sabri canımızdır? ama hangi mental özellikleri kaptan olmak için yeterli görülmektedir. bir lucas neill, bir lorik cana kadar kaptanlık yapabilirmi? ama onlar yabancı. vurun şovenizmin dibine, vurun yabancı düşmanlığının dibine anasını satayım.
yıllarımız kayboldukça, değerlerimiz yitip gittikçe, kocaeli, ankaragücü faciaları yaşandıkça, servet'in kolundaki kaptanlık bandını hatırlayın. bu hallere neden geldik bir sorgulayın.
ne yapıyor bu yerli grubu? gerektiği zaman teknik direktörlerine gideri koyabiliyor. özellikle o teknik direktör türk kültürüne ait olmayan, yabancı bir isim ise. bana güvenilmeyen yerde oynamam diye çıkıp biri açıklama yapabiliyor. bir tanesi çıkıp menajerlik şirketi kurabiliyor. bir tanesi içtiği sigaralardan olsa gerek koşamayacak duruma geliyor.
galatasaray'ın bulunduğu durumun birinci derecede sorumlularından biri bu yerli futbolculardır. bu futbolcular galatasaray'ı kendi çöplükleri gibi kullanmakla kalmamış, yılda minimum iki milyon euro para alıp, top oynamadan, günlerini rehabilitasyon merkezlerinde geçirmişlerdir. bununla kalmamış yabancı oyuncuları dışlamışlar ve takımdaki gruplaşmanın önünü açmışlardır.
bunları insanlar görmesine rağmen ısrarlan türk spor basını ve bazı taraftar gruplarımız tarafından yabancı düşmanlığı empoze edilmektedir. neymiş. yabancı oyuncu kaptan olmazmış. ne zaman böyle bir kural yazıldı? nerede görülmüş? o formayı hakeden ve liderlik özelliği olan bir adamın yabancısı veya yerlisi olur mu? arda, sabri canımızdır? ama hangi mental özellikleri kaptan olmak için yeterli görülmektedir. bir lucas neill, bir lorik cana kadar kaptanlık yapabilirmi? ama onlar yabancı. vurun şovenizmin dibine, vurun yabancı düşmanlığının dibine anasını satayım.
yıllarımız kayboldukça, değerlerimiz yitip gittikçe, kocaeli, ankaragücü faciaları yaşandıkça, servet'in kolundaki kaptanlık bandını hatırlayın. bu hallere neden geldik bir sorgulayın.