119
gaziantepspor – galatasaray : 1-0
bir kez daha ulan yine yenildi galatasaray diye başlamak zorunda kalıyorum. çok kötü bu be. ama gerçek böyle ne yazık ki.
kendimizi içki ile avutmaya mı başladık. yok be. kazanınca da bu kadar içiyorum zaten.
maça bakalım. kaleye gelen ilk top gol oldu. zaten başka top da gelmedi. galatasaray’da kaleye şut atamadı, tehlike yaratamadı. saçma sapan bir maç oldu, taraf olmayan futbolsever için. bu sene o empatiyi kurabiliyorum, bu bile yeterince üzücü.
galatasaray’ın en büyük eksiği orta sahada top taşıyan oyuncu olmaması. ligimiz sert, ligimiz fiziksel mücadeleye dayalı tamam. futbolcular genellikle markaj altındalar, yerlisi yabancısı boşa çıkmıyor pek. bu durumda orta sahadan top taşıyan, siz nasıl diyoğsunuz adam eksilten futbolcular çok önemli. galatasaray’da bu tip oyuncu yok, pardon ayhan var ama cezalıydı, yersen.
maçın hemen başında golü yedik. standart yediğimiz gollerden biriydi. balta yine uyudu, stoper-santrafor arasından seken topta balta’nın tutması gereken adam golü attı. aferin. burada hemen belirtmek lazım, insua diye tutturmanın anlamı yok. insua’nın da oynadığı zaman neler yaptığını gördük, dandik beypazarı maçında yediğimiz güle bir bakın. hagi’nin devre arasında göndereceğine kesin deniyordu ama takımda tuttu, ama bir türlü balta’yı kesecek kadar güven vermedi. bu yüzden bırakın bu işleri.
maç tipik bir türkiye ligi mücadelesi şeklinde oynandı. bu bile galatasaraylı’nın üzülmesi için yeter aslında. kaybetmekten daha beter. bir de üstüne kaybedince.
hagi kabahatli. evet. peki ne yaptı da kabahatli hagi? bu çıkan kadroya yanlış diyen olabilir mi? internet galatasaraylılarını en nefret ettiği bam (barış, ayhan, mustafa) da yoktu. hagi oynatmadı bunları. e, ne oldu gençler? aylardır bu işin bam’la falan alakalı olmadığını anlatmaya çalışıyorum. yani mevzunun futbolcularla bir alakası yok. ama çok bilenler sırf birilerine angaje oldukları için futbolcuları kazana atmaya çalışıyor.
bu takımın kendine güveni yok. kuvveti yok. hem de hiç. ama hagi’den beri mücadele ediyor hiç değilse. yenildiğimiz karabük maçını hatırlayın, hem o maçta servet’te yoktu.
hagi, devre arasında özgüveni olmayanları gönderip kan nakli yapmak istedi. ancak 3 haftalık devre arası kampında istediği fizik yüklemeyi yapamadı. ikili mücadelelerde ayakta kalan adamların yeni transferler olması tesadüf mü? elbette değil.
saçma sapan bir maç oldu dedik ya. net değil mi? pozisyon yok yahu. kaleci zapata, kaleye bir tane top geldi gol oldu. istatiksel olarak %100 gol yiyerek oynuyor. iyi. ben zapata için iyi kaleci demedim ki zaten. hatta romanya’da yaşayan, futbolu iyi bilen, iyi takip eden dostumuz gökhan çalışkan’ın yazısını bile yayınladım. en azından “bu kadar para etmez” diyor. ben daha ne diyeyim.
bu sene böyle. zamanında da tersten böyle bir durum vardı, hangi sezon hatırlamıyorum, o zamanlar spor toto’da galatasaray gördüğünüz yere 2 yazın derlerdi. şimdi iddaa’da galatasaray gördüğünüz yere 1 yazın.
benden umutlu yazın isteyenler arkadaşlar. çok beklersiniz. bu sene de böyle geçer. içeride gollere zıplar, sevinir deplasmanda kan kusarız.
aklımdayken hagi’ye sallayanlar varsa, sezon başını bir daha hatırlamalarını tavsiye ederim. bu takımın bu halde olmasının 1 numaralı sorumlusu yönetimdir, hoca seçiminden başlayarak.
beni etkiler mi? elbette etkiler. ama ben yine maçlara gitmeye devam edeceğim, tribünde kıçımı yırtacağım. yine sanal alemde galatasaray’ı değil kendini düşünenlerle savaşacağım, yine tribünde galatasaraylı futbolcuya küfür edenleri uyaracağım. yoksa fena.
sakin ol galatasaraylı, hayat senin…
imza : 14 sene beklemeyi bilmiş bir galatasaraylı.
bir kez daha ulan yine yenildi galatasaray diye başlamak zorunda kalıyorum. çok kötü bu be. ama gerçek böyle ne yazık ki.
kendimizi içki ile avutmaya mı başladık. yok be. kazanınca da bu kadar içiyorum zaten.
maça bakalım. kaleye gelen ilk top gol oldu. zaten başka top da gelmedi. galatasaray’da kaleye şut atamadı, tehlike yaratamadı. saçma sapan bir maç oldu, taraf olmayan futbolsever için. bu sene o empatiyi kurabiliyorum, bu bile yeterince üzücü.
galatasaray’ın en büyük eksiği orta sahada top taşıyan oyuncu olmaması. ligimiz sert, ligimiz fiziksel mücadeleye dayalı tamam. futbolcular genellikle markaj altındalar, yerlisi yabancısı boşa çıkmıyor pek. bu durumda orta sahadan top taşıyan, siz nasıl diyoğsunuz adam eksilten futbolcular çok önemli. galatasaray’da bu tip oyuncu yok, pardon ayhan var ama cezalıydı, yersen.
maçın hemen başında golü yedik. standart yediğimiz gollerden biriydi. balta yine uyudu, stoper-santrafor arasından seken topta balta’nın tutması gereken adam golü attı. aferin. burada hemen belirtmek lazım, insua diye tutturmanın anlamı yok. insua’nın da oynadığı zaman neler yaptığını gördük, dandik beypazarı maçında yediğimiz güle bir bakın. hagi’nin devre arasında göndereceğine kesin deniyordu ama takımda tuttu, ama bir türlü balta’yı kesecek kadar güven vermedi. bu yüzden bırakın bu işleri.
maç tipik bir türkiye ligi mücadelesi şeklinde oynandı. bu bile galatasaraylı’nın üzülmesi için yeter aslında. kaybetmekten daha beter. bir de üstüne kaybedince.
hagi kabahatli. evet. peki ne yaptı da kabahatli hagi? bu çıkan kadroya yanlış diyen olabilir mi? internet galatasaraylılarını en nefret ettiği bam (barış, ayhan, mustafa) da yoktu. hagi oynatmadı bunları. e, ne oldu gençler? aylardır bu işin bam’la falan alakalı olmadığını anlatmaya çalışıyorum. yani mevzunun futbolcularla bir alakası yok. ama çok bilenler sırf birilerine angaje oldukları için futbolcuları kazana atmaya çalışıyor.
bu takımın kendine güveni yok. kuvveti yok. hem de hiç. ama hagi’den beri mücadele ediyor hiç değilse. yenildiğimiz karabük maçını hatırlayın, hem o maçta servet’te yoktu.
hagi, devre arasında özgüveni olmayanları gönderip kan nakli yapmak istedi. ancak 3 haftalık devre arası kampında istediği fizik yüklemeyi yapamadı. ikili mücadelelerde ayakta kalan adamların yeni transferler olması tesadüf mü? elbette değil.
saçma sapan bir maç oldu dedik ya. net değil mi? pozisyon yok yahu. kaleci zapata, kaleye bir tane top geldi gol oldu. istatiksel olarak %100 gol yiyerek oynuyor. iyi. ben zapata için iyi kaleci demedim ki zaten. hatta romanya’da yaşayan, futbolu iyi bilen, iyi takip eden dostumuz gökhan çalışkan’ın yazısını bile yayınladım. en azından “bu kadar para etmez” diyor. ben daha ne diyeyim.
bu sene böyle. zamanında da tersten böyle bir durum vardı, hangi sezon hatırlamıyorum, o zamanlar spor toto’da galatasaray gördüğünüz yere 2 yazın derlerdi. şimdi iddaa’da galatasaray gördüğünüz yere 1 yazın.
benden umutlu yazın isteyenler arkadaşlar. çok beklersiniz. bu sene de böyle geçer. içeride gollere zıplar, sevinir deplasmanda kan kusarız.
aklımdayken hagi’ye sallayanlar varsa, sezon başını bir daha hatırlamalarını tavsiye ederim. bu takımın bu halde olmasının 1 numaralı sorumlusu yönetimdir, hoca seçiminden başlayarak.
beni etkiler mi? elbette etkiler. ama ben yine maçlara gitmeye devam edeceğim, tribünde kıçımı yırtacağım. yine sanal alemde galatasaray’ı değil kendini düşünenlerle savaşacağım, yine tribünde galatasaraylı futbolcuya küfür edenleri uyaracağım. yoksa fena.
sakin ol galatasaraylı, hayat senin…
imza : 14 sene beklemeyi bilmiş bir galatasaraylı.