38
(bkz: #592729) no'lu entrysinde, harry kewell'ın asya kupası'ndan sonra talep ettiği 1 haftalık izni vermeyen gheorghe hagi'yi eleştirmiştir.
bu durum eleştirilebilir, böyle bir fikri olabilir. ancak haklılığını kanıtlamaya çalışırken, doğru olmayan, ya da kanıtlaması gereken bazı bilgiler vermiştir. entry'den direkt alıntılıyorum:
--- alıntı ---
... hoca, adam 32 yasinda koca asya kupasi yapmis birakta 1 hafta dinlensin.
sen onun yasindayken , fatih terimden her izin istediginde aliyodun ama. kimsenin hocanin yanina gitmeye gotu yemezken sen zirt pirt izin aliyordun sirf kafan rahat etsinde rahat oyna diye.
birakta simdi kewell'in kafasi biraz rahat etsin sonra topunu oynasin ...
--- alıntı ---
şimdi, kendisinin iddaasına göre, gheorhe hagi, futbolcuyken zırt pırt hocası fatih terim'den izin alırmış. benim kendisinden ricam, bu iddaasını bir şekilde kanıtlamasıdır. arşivlerden, hagi'nin sezon devam ederken romanya'ya gittiğini, başkaları gibi yağmur yağıyor diye salonda düz koşu yaptığını, herhangi bir idmandan kaytardığını vs. gösteren bir şeyler bulursa, ben kendisinden tün sözlük önünde özür dileyeceğim, güzide nick altını böyle safsata suçlamalarla doldurduğum için.
ancak ben , durumun tam aksi olduğunu biliyorum. yani hagi, futbolculuğu döneminde hiçbir zaman kafasını rahatlatsın diye bir haftlık izinler falan almadı. bunu 2 güzel örnekle de kanıtlayabilirim .. :
***
17 mayıs 2010 tarihinde ntvspor'dai ve 2000 uefa kupasını kazanan kadrodan birçok oyuncunun ve hocamız fatih terim'in katıldığı özel bir program yayınlandı. bu programda, fatih terim, takımdaki disiplin ortamını şu örnekle açıkladı :
' ... sanırım 98-99 sezonuydu. hagi'nin kızı rahatsızlanmıştı, hagi de bunu akşam idmanından sonra öğrenmiş ve bana iletmişti. ben de kendisine bir sonraki gün için izin vermiştim. o zamanlar günde 3 idman yapardık. hagi bir gece önce sabaha kadar kızının başında beklemiş. sabah antremanına katılmadı, ancak kendisine izin vermeme rağmen, öğlen antremanına yetişip, takım arkadaşlarıyla idmana katıldı. işte bizi başarıya sürükleyen de buydu. takımın sorumluluklarını kendiliğinden bilmesiydi...'
***
bir diğer örnek de, hagi'nin futbolu bırakma sebebiydi. bu da mehmet demirkol'un gheorghe popescu referanslı açıklamaları :
' ... o dönemde, hagi'nin futbolu bırakma sebebini popescu'ya sormuştuk. o da, hagi'nin artık antremanlardan sıkıldığını, ve futbola devam ederse, bunlardan kaytarabileceğini hissettiğini söylemişti. sırf bu yüzden futbolu bıraktı hagi. oynadığı tüm takımlarda yaptığı inanılmaz antremanlarla tanınırdı. zaten düşünün ki, 35-36 yaşında, profesyonel olarak son kez çıktığı maçta, trabzonspor filelerine 2 gol bırakmıştı. sizce böyle bir performans, nasıl ortaya çıkabilir ki zaten ? sadece yetenekle açıklanabilecek bir şey değil bu... '
***
iş bu örneklerin görüntülerini de bulabilirim biraz kasarsam. yani anlayacağınız, bu arkadaşın iddaası hakkında ortada tek bir kanıt yoktur. ancak ben ha deyince ortaya koyduğum 2 kanıtla iddaamı açıklayabiliyorum..
özet: bir konuda bir görüşünüz olabilir, bunu dile getirirken de bazı doneler ortaya sürebilirsiniz. bunların gerçekliğinin sorgulanabileceğini lütfen unutmayın. özellikle de galatasaray sözlük gibi bir ortamda bir galatasaray efsanesi'ne bok atıyorsanız...
bu durum eleştirilebilir, böyle bir fikri olabilir. ancak haklılığını kanıtlamaya çalışırken, doğru olmayan, ya da kanıtlaması gereken bazı bilgiler vermiştir. entry'den direkt alıntılıyorum:
--- alıntı ---
... hoca, adam 32 yasinda koca asya kupasi yapmis birakta 1 hafta dinlensin.
sen onun yasindayken , fatih terimden her izin istediginde aliyodun ama. kimsenin hocanin yanina gitmeye gotu yemezken sen zirt pirt izin aliyordun sirf kafan rahat etsinde rahat oyna diye.
birakta simdi kewell'in kafasi biraz rahat etsin sonra topunu oynasin ...
--- alıntı ---
şimdi, kendisinin iddaasına göre, gheorhe hagi, futbolcuyken zırt pırt hocası fatih terim'den izin alırmış. benim kendisinden ricam, bu iddaasını bir şekilde kanıtlamasıdır. arşivlerden, hagi'nin sezon devam ederken romanya'ya gittiğini, başkaları gibi yağmur yağıyor diye salonda düz koşu yaptığını, herhangi bir idmandan kaytardığını vs. gösteren bir şeyler bulursa, ben kendisinden tün sözlük önünde özür dileyeceğim, güzide nick altını böyle safsata suçlamalarla doldurduğum için.
ancak ben , durumun tam aksi olduğunu biliyorum. yani hagi, futbolculuğu döneminde hiçbir zaman kafasını rahatlatsın diye bir haftlık izinler falan almadı. bunu 2 güzel örnekle de kanıtlayabilirim .. :
***
17 mayıs 2010 tarihinde ntvspor'dai ve 2000 uefa kupasını kazanan kadrodan birçok oyuncunun ve hocamız fatih terim'in katıldığı özel bir program yayınlandı. bu programda, fatih terim, takımdaki disiplin ortamını şu örnekle açıkladı :
' ... sanırım 98-99 sezonuydu. hagi'nin kızı rahatsızlanmıştı, hagi de bunu akşam idmanından sonra öğrenmiş ve bana iletmişti. ben de kendisine bir sonraki gün için izin vermiştim. o zamanlar günde 3 idman yapardık. hagi bir gece önce sabaha kadar kızının başında beklemiş. sabah antremanına katılmadı, ancak kendisine izin vermeme rağmen, öğlen antremanına yetişip, takım arkadaşlarıyla idmana katıldı. işte bizi başarıya sürükleyen de buydu. takımın sorumluluklarını kendiliğinden bilmesiydi...'
***
bir diğer örnek de, hagi'nin futbolu bırakma sebebiydi. bu da mehmet demirkol'un gheorghe popescu referanslı açıklamaları :
' ... o dönemde, hagi'nin futbolu bırakma sebebini popescu'ya sormuştuk. o da, hagi'nin artık antremanlardan sıkıldığını, ve futbola devam ederse, bunlardan kaytarabileceğini hissettiğini söylemişti. sırf bu yüzden futbolu bıraktı hagi. oynadığı tüm takımlarda yaptığı inanılmaz antremanlarla tanınırdı. zaten düşünün ki, 35-36 yaşında, profesyonel olarak son kez çıktığı maçta, trabzonspor filelerine 2 gol bırakmıştı. sizce böyle bir performans, nasıl ortaya çıkabilir ki zaten ? sadece yetenekle açıklanabilecek bir şey değil bu... '
***
iş bu örneklerin görüntülerini de bulabilirim biraz kasarsam. yani anlayacağınız, bu arkadaşın iddaası hakkında ortada tek bir kanıt yoktur. ancak ben ha deyince ortaya koyduğum 2 kanıtla iddaamı açıklayabiliyorum..
özet: bir konuda bir görüşünüz olabilir, bunu dile getirirken de bazı doneler ortaya sürebilirsiniz. bunların gerçekliğinin sorgulanabileceğini lütfen unutmayın. özellikle de galatasaray sözlük gibi bir ortamda bir galatasaray efsanesi'ne bok atıyorsanız...