21
tarih 14 mayıs 2006 sabah kalktığımda mükemmel bir hava vardı güzel istanbul da. evden çıkarken üstümde galatasaray formam vardı. etrafımda bir sürü fenerbahçeli vardı hepsi yüzlerini boyamış, arabalarına bayraklarını koymuş biz caddeye gidiyoruz şampiyonluğu kutlamaya istersen sende gel sözleri kusuluyordu. etilerden ali sami yen e kadar başladım göğsüm dik yürümeye. etiler de heryerde fenerbahçe taraftarları ve bayrakları vardı. resmen şampiyonluğu kazanmışcasına kutluyorlardı. kız arkadaşım telefon açtı "boşver üzülme seneye de siz şampiyon olursunuz" diyordu. yoldaki insanların hareketleri, ettiği laftar sinirlerimi bozuyor ve onlara olan nefretimi artırıyordu. allahım dedim, "sen bunların hevesini kursağında bırak, hakkımız olan şampiyonluğu bize ver".
mecidiyeköy e kadar yürüdüm çadırın önüne geldim daha saat 15:00 di ama çadırın önünde öyle bir atmosfer vardı ki bana galatasaraylı olduğumu bir kez daha hatırlattı bana ve içimden şu sözü söyledim "galatasarayın olduğu yerde halen bir umut vardır".
sabahtan beri hiçbirşey yememiştim ama halen karnım aç değildi. öyle bir sevgiyle, öyle bir aşk la, öyle bir heyecanla bağırıyordum ki bu mutluluğun hiç bitmemesini ve akşama kadar devam etmesini istiyordum.
saat artık 19:00 dı ben halen hiçbişey yememiş bir şekilde maçı izlemeye başladım. o gün numaralı daydım. maçı kazanıcağımız belliydi golüde bulduk zaten. ikinci yarı başladı gol bulmaya devam ettik ve maçın sonlarına doğru yaklaştık, içimden acaba diyordum. derken yanımda oturan adam birden ağlamaya basladı ve o sırada bütün staydum da korkunç bir gürültü koptu. denizli atmıştı golü hemde 90.dakikada. derken aradan 3-4 dk geçti ve bizim maç bitti herkes tam şampiyonuz derken bi haber geliyordu "fener gol attı maç 16 dakika uzadı" o an numaralı tribünün en ön tarafındaki demir plakanın üstünde duruyordum. boşluğa o kadar yakındımki bir adım atsam aşağı düşücem. 16 dakika boyunca sadece ağlıyordum ve hasan şaş ın bitir hocam artık diye haykırdığını hatırlıyorum. kapalı, eski açık, yeni açık, numaralı ve tv başındaki milyonlar o düdüğün sesini bekliyordu artık. gözyaşlarım aşağı doğru hortumdan çıkan su gibi boşalıyordu. ve birden bire bir ses duydum "bitirdi abi bitirdi bitti şampiyonuz" sesi. o an önüme kim geldiyse sarıldım, ağladım.
mecidiyeköyden etilere koşmaya başladım ne yıpranmış ciğerlerimi dinliyordum nede kesilen nefesimi. sadece koşuyordum ve leventten etilere girdiğimde asılan bütün fenerbahçe bayraklarının tek tek indirilip yerine galatasaray bayraklarının asıldığını görüyordum. o bayrak öyle bir dalgalanıyordu ki sanki kendimi savaştan zaferle ayrılan bir gazi gibi hissediyordum. korkunç bir kalabalık vardı herkes ellerinde meşalelerle resmen çıldırmıştı. heryer sarı kırmızıydı. sabah gördüğüm hiçkimse o an yoktu. ilahi adalet diyordum.
bu destanın ardından 1 hafta boyunca hiçbir fenerbahçeli arkadaşım telefonumu açmadı. ee galatasaray bu, adamın dünya ile olan bağlarını keser.
mecidiyeköy e kadar yürüdüm çadırın önüne geldim daha saat 15:00 di ama çadırın önünde öyle bir atmosfer vardı ki bana galatasaraylı olduğumu bir kez daha hatırlattı bana ve içimden şu sözü söyledim "galatasarayın olduğu yerde halen bir umut vardır".
sabahtan beri hiçbirşey yememiştim ama halen karnım aç değildi. öyle bir sevgiyle, öyle bir aşk la, öyle bir heyecanla bağırıyordum ki bu mutluluğun hiç bitmemesini ve akşama kadar devam etmesini istiyordum.
saat artık 19:00 dı ben halen hiçbişey yememiş bir şekilde maçı izlemeye başladım. o gün numaralı daydım. maçı kazanıcağımız belliydi golüde bulduk zaten. ikinci yarı başladı gol bulmaya devam ettik ve maçın sonlarına doğru yaklaştık, içimden acaba diyordum. derken yanımda oturan adam birden ağlamaya basladı ve o sırada bütün staydum da korkunç bir gürültü koptu. denizli atmıştı golü hemde 90.dakikada. derken aradan 3-4 dk geçti ve bizim maç bitti herkes tam şampiyonuz derken bi haber geliyordu "fener gol attı maç 16 dakika uzadı" o an numaralı tribünün en ön tarafındaki demir plakanın üstünde duruyordum. boşluğa o kadar yakındımki bir adım atsam aşağı düşücem. 16 dakika boyunca sadece ağlıyordum ve hasan şaş ın bitir hocam artık diye haykırdığını hatırlıyorum. kapalı, eski açık, yeni açık, numaralı ve tv başındaki milyonlar o düdüğün sesini bekliyordu artık. gözyaşlarım aşağı doğru hortumdan çıkan su gibi boşalıyordu. ve birden bire bir ses duydum "bitirdi abi bitirdi bitti şampiyonuz" sesi. o an önüme kim geldiyse sarıldım, ağladım.
mecidiyeköyden etilere koşmaya başladım ne yıpranmış ciğerlerimi dinliyordum nede kesilen nefesimi. sadece koşuyordum ve leventten etilere girdiğimde asılan bütün fenerbahçe bayraklarının tek tek indirilip yerine galatasaray bayraklarının asıldığını görüyordum. o bayrak öyle bir dalgalanıyordu ki sanki kendimi savaştan zaferle ayrılan bir gazi gibi hissediyordum. korkunç bir kalabalık vardı herkes ellerinde meşalelerle resmen çıldırmıştı. heryer sarı kırmızıydı. sabah gördüğüm hiçkimse o an yoktu. ilahi adalet diyordum.
bu destanın ardından 1 hafta boyunca hiçbir fenerbahçeli arkadaşım telefonumu açmadı. ee galatasaray bu, adamın dünya ile olan bağlarını keser.