205
şöyle bir hikayesi de vardır: işi vesilesiyle yolu istanbul'a düşen bir baba istanbul'u görsün diye küçük yaştaki oğlunu da yanında götürür. başlarlar yürümeye. taksim meydanı, istiklal caddesi, derken galatasaray lisesi önüne gelinir. baba oğlunu omzuna alır ve uzanabildiği kadar yükseğe ulaşmasını söyler. sonra baba oğluna öp bakalım der. oğul uzanabildiği en yüksek duvar taşını öper. baba oğlunu yere indirir ve oğluna sarılır. zaten galatasaray'ı tutan oğul bu mühürle artık galatasaraylı olmuştur. o gün bugündür de galatasaray'la yaşamaktadır.
keşke bu hikaye bana ait olsaydı derim hep. oysa ki hikayedeki oğul babamdır.
keşke bu hikaye bana ait olsaydı derim hep. oysa ki hikayedeki oğul babamdır.