1
ezeli rakibimiz gibi zenci başkan derdine düşecek değilim. ya da fi tarihinde hüsamettin cindoruk'un radikal bir kararla türkiye'nin başında görmek istediği başbakan modelinden demler sunacak da değilim. ama galatasaray için radikal kararları alabilecek, korkusuzca yolunda gidebilecek, yeri gelince piyasa etkilerinden uzak duracak, sert, agresif ve güçlü bir başkan modeli için memnuniyet duyabilirdik.
heavy metal ile futbol arasında ince bir çizgi vardır. ikisi de hızlı olunca güzeldir. bazen hız kesersiniz ve dinlemeye alırsınız kendinizi. yeri gelince tempo, yeri gelince güç ve agresiflik, yeri gelince de ağır aksak ve teknik süreçleriyle farklı dünyalara götürür bu müzik. bu müzikten beklenen ve gösterdiği bir çok şey bir futbol takımından isteyeceğimiz pasajları içerir. bu müziği icra etmek bazen tamamen gönül işidir. paraya bile bakılmaz. büyük bir şevk ve aşktır bu müziğe onu bağlayan. belki de dünyanın en muhteşem balladları bu müzikten çıkar. bize bir çok mutluluğu yaşatan, şiir tadındaki galatasaray'ın, bu ülkenin futbolundan en güzel örneklemeleri sergilediği gibi.
bu müziğe gerçek anlamıyla bağlı olan bir kişi, müziğine laf edildiğinde nevri döner, hemen karşı saldırıya geçer. müziğine toz bile kondurmaz. dinlediği müziğin mücadeleci yönleriyle gurur duyar. piyasa ve para kaygısı gütmez öte yandan. bazı müzisyenleri için önemli olan vermek istediği mesaj, prensipler ve idealleridir. o ideallerinden vazgeçtiği an onun için bir çok şey ölür ve anlamsızlaşır. sahip olduğu parasıyla gitarına tel takımı alabiliyorsa ve evdeki nüfusa ekmeğini götürebiliyorsa ne mutludur onun için. (bkz: chuck schuldiner)
galatasaray değerlerini erozyona uğratacak yönetim zihniyeti ve anlayışını nazara aldığımızda, bir çok taraftarın içinden geçen seslerin farklı bir tezahürüdür aslında heavy metalci bir başkan istemek.
galatasaray ve heavy metal arasında fark yoktur aslında. ikisinde de ruh vardır. güçlü olmak gerektiği vardır. müziğin içeriğinde idealizm ve mücadele vardır. hız ve tempodur onu anlamlı kılan. teknik olduğu zaman tadına doyamazsınız. ikisine tamamen bağlı olanlar güzel icraya ve futbola şahitlik ettiğinde sarhoş olur, farklı dünyalara gider. yeri gelince agresif dokumalarını yapar. ideallerinden ve asıl anlamından koptuğu an bazı şeyler boş ve anlamsızlık halini almaya başlar. bu değerleri üst üste koyduğumuzda aslında istediğimiz şey çok ama çok basittir. galatasaray etik ve değerlerini erozyona uğratabilecek kararlardan uzak durabilecek ve bu değerleri her daim güçlü bir şekilde koruyabilecek bir başkan ve yönetimdir.
bahsi geçen yazıdaki müziğin yerine galatasaray'ı koyabilirsiniz. heavy metal'in tam karşı anlamına galatasaray'ı koyabilirsiniz. samimi bir heavy fanının yerine galatasaray taraftarını koyabilirsiniz. başkanı koyabilirsiniz. önemli olan prensiplere bağlılık, samimiyet ve dirençli olabilmek. prensiplerden uzaklaşıldığında bazı şeylerin çok anlamsız olacağını bilebilmek..
heavy metal ile futbol arasında ince bir çizgi vardır. ikisi de hızlı olunca güzeldir. bazen hız kesersiniz ve dinlemeye alırsınız kendinizi. yeri gelince tempo, yeri gelince güç ve agresiflik, yeri gelince de ağır aksak ve teknik süreçleriyle farklı dünyalara götürür bu müzik. bu müzikten beklenen ve gösterdiği bir çok şey bir futbol takımından isteyeceğimiz pasajları içerir. bu müziği icra etmek bazen tamamen gönül işidir. paraya bile bakılmaz. büyük bir şevk ve aşktır bu müziğe onu bağlayan. belki de dünyanın en muhteşem balladları bu müzikten çıkar. bize bir çok mutluluğu yaşatan, şiir tadındaki galatasaray'ın, bu ülkenin futbolundan en güzel örneklemeleri sergilediği gibi.
bu müziğe gerçek anlamıyla bağlı olan bir kişi, müziğine laf edildiğinde nevri döner, hemen karşı saldırıya geçer. müziğine toz bile kondurmaz. dinlediği müziğin mücadeleci yönleriyle gurur duyar. piyasa ve para kaygısı gütmez öte yandan. bazı müzisyenleri için önemli olan vermek istediği mesaj, prensipler ve idealleridir. o ideallerinden vazgeçtiği an onun için bir çok şey ölür ve anlamsızlaşır. sahip olduğu parasıyla gitarına tel takımı alabiliyorsa ve evdeki nüfusa ekmeğini götürebiliyorsa ne mutludur onun için. (bkz: chuck schuldiner)
galatasaray değerlerini erozyona uğratacak yönetim zihniyeti ve anlayışını nazara aldığımızda, bir çok taraftarın içinden geçen seslerin farklı bir tezahürüdür aslında heavy metalci bir başkan istemek.
galatasaray ve heavy metal arasında fark yoktur aslında. ikisinde de ruh vardır. güçlü olmak gerektiği vardır. müziğin içeriğinde idealizm ve mücadele vardır. hız ve tempodur onu anlamlı kılan. teknik olduğu zaman tadına doyamazsınız. ikisine tamamen bağlı olanlar güzel icraya ve futbola şahitlik ettiğinde sarhoş olur, farklı dünyalara gider. yeri gelince agresif dokumalarını yapar. ideallerinden ve asıl anlamından koptuğu an bazı şeyler boş ve anlamsızlık halini almaya başlar. bu değerleri üst üste koyduğumuzda aslında istediğimiz şey çok ama çok basittir. galatasaray etik ve değerlerini erozyona uğratabilecek kararlardan uzak durabilecek ve bu değerleri her daim güçlü bir şekilde koruyabilecek bir başkan ve yönetimdir.
bahsi geçen yazıdaki müziğin yerine galatasaray'ı koyabilirsiniz. heavy metal'in tam karşı anlamına galatasaray'ı koyabilirsiniz. samimi bir heavy fanının yerine galatasaray taraftarını koyabilirsiniz. başkanı koyabilirsiniz. önemli olan prensiplere bağlılık, samimiyet ve dirençli olabilmek. prensiplerden uzaklaşıldığında bazı şeylerin çok anlamsız olacağını bilebilmek..