Kariyer Sonu923
kariyerinde 300 küsür gol atmış olsa da, galatasaray'ın efsana golcüsü olmuş olsa da, zerre kadar hazzetemediğim bir futbolcudur. kendisi her koşulda sonuna kadar galatasaray'lı olduğunu iddaa etmektedir ama bu über galatasaray'lı sporcu abimiz 2000 yılında galatasaray'a bonservis bedeli ödemeden giden nedense ilk futbolcu olmuş ve bonservissiz gidenlerin de yolunu açmıştır.kimse bana faruk süren’le kişisel problemi vardı, kendisine ayıp edilmiştir gibi şeyler çünkü ben sadece galatasaray taraftarıyım ve kulübümün menfaatini düşünürüm gerisi ile de ilgilenmem, galatasaray’ı bi kere satmış, yüz üstü bırakmıştır. ha galatasaray inter'den belirli bir bonservis bedeli almıştır ama yıllarca ve zorlu uğraşlar sonucu o bedeli alınmıştır.
bugün galatasaray'da hakim olan yerli oyunculara dayalı sistemin kurucusu da hakan şükür’dür. attığı onca gole karşın kesinlikle iyi bir golcü değildir. karşı karşıya kaldığı her 5 pozisyondan 1'ni zar zor gole çevirebilmiştir. zira kendisi gol yollarındaki bu becereksizliği ile galatasaray yerine fenerbahçe veya beşiktaş'da futbol oynamış olsa şu an çoktan 2. ligde sürünüyor olurdu. kendisi türkiye'ye 3. dönüşünde kulüpsüz kalmış, adı kocaelispor’la anılmaktayken fatih terim'in kişisel çabasıyla galatasaray'a geri dönmüştür. galatasaray'ın ona verdiklerinin yanında, onun verdiklerinin esamesi dahi okunmaz. bugün hakan şükür diye bir isim varsa tamamen galatasaray sayesindedir. denilebilirki madem bu kadar berbat bi adamdı da nasıl o kadar çok gol attı, onunda cevabı çok basittir george hagi ve fatih terim ikilisidir. uefa kupa'sının final maçında son dakikada kazanılan free kick'i hagi atmaya hazılanırken bir anda gelip, topa vurmasıyla ne denli bencil ve manşet düşkünü olduğunu göstermiştir. bu manşet düşkünlüğünün en büyük örneğide kupa kaldırılırken normal şartlarda takımın birinci kaptanı sahnede yer alır ve kupayı kaldırır ama hakan efendi sahneden ayrılmayıp bülent korkmaz ile beraber kupayı kaldırmıştır. hakan'ın bu manşet düşkünü hareketi karşısında, uefa başkanının şaşkınlığıda kameralardan kaçmamıştı.
hakan şükür, futbolcuların belirli bir yaştan sonra futbolu bırakması gerektiği gerçeğini asla kabullenememiş, yedek kalmayı da kabul etmemişti. adnan polat'ın kendisine yaptığı bana göre efsanevi teklifi geri çevirmiş ben futbol oyanaycağım demiş ama kendisine talip olan adam gibi bi kulüp olmadığı için futbolu bırakmıştı. kendisi trt'de yayınlanan programında bir gün cassio lincoln'ün milan baros'a yaptığı asistlere sitem ederek, ''eğer bir evelki sezonda bu asistleri bana yapsaydı lincoln, ben futbolu bırakmak zorunda kalmazdım'' şeklinde konuşacak kadar şaşırmıştır; allah akıl fikir versin.
bugün galatasaray'da hakim olan yerli oyunculara dayalı sistemin kurucusu da hakan şükür’dür. attığı onca gole karşın kesinlikle iyi bir golcü değildir. karşı karşıya kaldığı her 5 pozisyondan 1'ni zar zor gole çevirebilmiştir. zira kendisi gol yollarındaki bu becereksizliği ile galatasaray yerine fenerbahçe veya beşiktaş'da futbol oynamış olsa şu an çoktan 2. ligde sürünüyor olurdu. kendisi türkiye'ye 3. dönüşünde kulüpsüz kalmış, adı kocaelispor’la anılmaktayken fatih terim'in kişisel çabasıyla galatasaray'a geri dönmüştür. galatasaray'ın ona verdiklerinin yanında, onun verdiklerinin esamesi dahi okunmaz. bugün hakan şükür diye bir isim varsa tamamen galatasaray sayesindedir. denilebilirki madem bu kadar berbat bi adamdı da nasıl o kadar çok gol attı, onunda cevabı çok basittir george hagi ve fatih terim ikilisidir. uefa kupa'sının final maçında son dakikada kazanılan free kick'i hagi atmaya hazılanırken bir anda gelip, topa vurmasıyla ne denli bencil ve manşet düşkünü olduğunu göstermiştir. bu manşet düşkünlüğünün en büyük örneğide kupa kaldırılırken normal şartlarda takımın birinci kaptanı sahnede yer alır ve kupayı kaldırır ama hakan efendi sahneden ayrılmayıp bülent korkmaz ile beraber kupayı kaldırmıştır. hakan'ın bu manşet düşkünü hareketi karşısında, uefa başkanının şaşkınlığıda kameralardan kaçmamıştı.
hakan şükür, futbolcuların belirli bir yaştan sonra futbolu bırakması gerektiği gerçeğini asla kabullenememiş, yedek kalmayı da kabul etmemişti. adnan polat'ın kendisine yaptığı bana göre efsanevi teklifi geri çevirmiş ben futbol oyanaycağım demiş ama kendisine talip olan adam gibi bi kulüp olmadığı için futbolu bırakmıştı. kendisi trt'de yayınlanan programında bir gün cassio lincoln'ün milan baros'a yaptığı asistlere sitem ederek, ''eğer bir evelki sezonda bu asistleri bana yapsaydı lincoln, ben futbolu bırakmak zorunda kalmazdım'' şeklinde konuşacak kadar şaşırmıştır; allah akıl fikir versin.
