1055
ilktir.
daha beş yaşında; abinin, babanın ismi lazım değil başka bir takımın adını söyletmek istemelerine karşın, ilk başkaldırıştır onlara, galatasaray demektir ilk kez, göğsünü gere gere.
ilk defa maç izlemek, sarının yanına kırmızının ne kadar yakıştığını ilk kez farketmektir galatasaray, heyecanla, bağrışan amcaları gördükçe yürek titremesiyle ilk bağırışların ortaya çıkışıdır.
ilk kez yaşamaktır başarıyı, görmektir, ne gurur veren, ne önemli hissettiren bir duygu olduğunu manchester deplasmanlarında. hoş, sonra ardı arkası kesilmeyecektir başarı kaynaklı bu gururun ama, bu gurur da ilktir işte, galatasaray gibidir, unutulmazdır.
ilk defa anlamaktır, bazen daha önce yaşasaymışım diyebileceğini, metin oktay'ı görebilmek için daha önce yaşaman gerektiğini düşündüğünde.
ilk defa görmektir yetenekle hırsın birleşip vücut bulmuş halini, istanbul'dan çok uzaklarda olduğun için gidemiyorsundur o yaşlarda maçlara, spikerin hagi deyişi doldurmaktadır yüreğini gene de.
yine ilk kez anlamaktır, bir insan evladı nasıl efsaneleşir, nasıl yavaş yavaş gösterir dosta düşmana büyüdüğünü, dünyayı milyonlara verebileceğini.
ilk kez görmektir yine, cesareti. kaptanda görmektir galatasaray, omzu çıkmış kaptanda, omzu çıkmış haliyle dünyanın en fantastik oyuncularına meydan okunabileceğini.
sonra, hiç başarılamamışları ilk kez başarabilmektir, başkasının erişemeyeceği yerlere ulaşabilmek.
bazen ihanete uğramaktır galatasaray, çocuğum, evladım diye baktıklarının, kendisine katil diye bağıran uğursuz grupların kollarına atlayıverişi, sonra da utanmadan, yüzü kızarmadan ben hep onlardandım deyişidir. ama gene de umursamaz bu sevdaya erişmiş olanlar ihanet edenleri, çünkü baki olan onların değil, galatasaray'ın adıdır.
aşktır galatasaray, beş yaşında bir çocuğun, yüreğini dolduran duyguyu anlayamayışıdır.
ve bu beş yaşındaki çocuğun, yüreğini dolduran duyguyu ilk kez anlayamayışıdır.
galatasaray, ilk aşktır.
daha beş yaşında; abinin, babanın ismi lazım değil başka bir takımın adını söyletmek istemelerine karşın, ilk başkaldırıştır onlara, galatasaray demektir ilk kez, göğsünü gere gere.
ilk defa maç izlemek, sarının yanına kırmızının ne kadar yakıştığını ilk kez farketmektir galatasaray, heyecanla, bağrışan amcaları gördükçe yürek titremesiyle ilk bağırışların ortaya çıkışıdır.
ilk kez yaşamaktır başarıyı, görmektir, ne gurur veren, ne önemli hissettiren bir duygu olduğunu manchester deplasmanlarında. hoş, sonra ardı arkası kesilmeyecektir başarı kaynaklı bu gururun ama, bu gurur da ilktir işte, galatasaray gibidir, unutulmazdır.
ilk defa anlamaktır, bazen daha önce yaşasaymışım diyebileceğini, metin oktay'ı görebilmek için daha önce yaşaman gerektiğini düşündüğünde.
ilk defa görmektir yetenekle hırsın birleşip vücut bulmuş halini, istanbul'dan çok uzaklarda olduğun için gidemiyorsundur o yaşlarda maçlara, spikerin hagi deyişi doldurmaktadır yüreğini gene de.
yine ilk kez anlamaktır, bir insan evladı nasıl efsaneleşir, nasıl yavaş yavaş gösterir dosta düşmana büyüdüğünü, dünyayı milyonlara verebileceğini.
ilk kez görmektir yine, cesareti. kaptanda görmektir galatasaray, omzu çıkmış kaptanda, omzu çıkmış haliyle dünyanın en fantastik oyuncularına meydan okunabileceğini.
sonra, hiç başarılamamışları ilk kez başarabilmektir, başkasının erişemeyeceği yerlere ulaşabilmek.
bazen ihanete uğramaktır galatasaray, çocuğum, evladım diye baktıklarının, kendisine katil diye bağıran uğursuz grupların kollarına atlayıverişi, sonra da utanmadan, yüzü kızarmadan ben hep onlardandım deyişidir. ama gene de umursamaz bu sevdaya erişmiş olanlar ihanet edenleri, çünkü baki olan onların değil, galatasaray'ın adıdır.
aşktır galatasaray, beş yaşında bir çocuğun, yüreğini dolduran duyguyu anlayamayışıdır.
ve bu beş yaşındaki çocuğun, yüreğini dolduran duyguyu ilk kez anlayamayışıdır.
galatasaray, ilk aşktır.