760
22 aralık 2010 gaziantepspor galatasaray maçında verdiği akıl dolu paslarla, taraftarla arasını düzeltmiş görünen futbolcu.
nah futbolcu, verme lan pas mas bu saatten sonra, verme, istemiyorum. iki seneyi harcamışsın göz göre göre, bir kupa maçında versen pası nolur. demezler mi adama "madem böyle pas veriyordun, gönderilmene yakın mı geldi aklın başına? önceden niye yapmıyordun?"
sen var ya ne zaman bittin gözümde biliyor musun? hayır, havaalanında sırıtarak "ehere, seyirci var mı dışarda" dediğin zaman değil, o sadece cilası oldu.
sen iki yıl önceki fenerbahçe maçında, şampiyonluk şansımızın devam edeceği maçta, 0-0 mağlup iken, kendine faul yapıldığını iddia ettiğin bir pozisyonda bittin gözümde ayhan. pozisyonda topu kaptırdın yere düştün, hakeme faul diye bağırdın, ama şans eseri top takım arkadaşlarına geldi ve 3'e 2 kontratak başladı ayhan. gol atsak şampiyonluğumuz devam edecekti. ama bu senin umrunda değildi ayhan, kalktın faul vermedi diye hakemi alkışlamaya başladın, kaptanı olduğun takımın atak yapması zerre sikinde değildi, senin tek derdin topu kaptırmanı mübah göstermekti.
alkışladın hakemi ayhan, hakem sana şöyle bir baktı, iyi niyetle oyunu devam ettirdi, ama sen alkışlamaya devam ettin, ne zamana kadar biliyor musun ayhan? hakem atağı kesip oyunu durdurup sana sarı kart gösterene kadar. atak ve şampiyonluk umutları uçtu ayhan.
işte budur seni bitiren ayhan, bu takımı siklememendir, kendi egonla takılmandır, adını hala telaffuz edemediğim bir takıma elenip, havaalanında dalga geçer gibi pişkince sırıtman da, bu hareketinin bir hata olmadığını, senin bu olduğunu gösterdi bana sadece.
o yüzden istemiyorum seni ayhan, paslarını da istemiyorum, mücadeleni de istemiyorum, verme bu saatten sonra pas mas.
nah futbolcu, verme lan pas mas bu saatten sonra, verme, istemiyorum. iki seneyi harcamışsın göz göre göre, bir kupa maçında versen pası nolur. demezler mi adama "madem böyle pas veriyordun, gönderilmene yakın mı geldi aklın başına? önceden niye yapmıyordun?"
sen var ya ne zaman bittin gözümde biliyor musun? hayır, havaalanında sırıtarak "ehere, seyirci var mı dışarda" dediğin zaman değil, o sadece cilası oldu.
sen iki yıl önceki fenerbahçe maçında, şampiyonluk şansımızın devam edeceği maçta, 0-0 mağlup iken, kendine faul yapıldığını iddia ettiğin bir pozisyonda bittin gözümde ayhan. pozisyonda topu kaptırdın yere düştün, hakeme faul diye bağırdın, ama şans eseri top takım arkadaşlarına geldi ve 3'e 2 kontratak başladı ayhan. gol atsak şampiyonluğumuz devam edecekti. ama bu senin umrunda değildi ayhan, kalktın faul vermedi diye hakemi alkışlamaya başladın, kaptanı olduğun takımın atak yapması zerre sikinde değildi, senin tek derdin topu kaptırmanı mübah göstermekti.
alkışladın hakemi ayhan, hakem sana şöyle bir baktı, iyi niyetle oyunu devam ettirdi, ama sen alkışlamaya devam ettin, ne zamana kadar biliyor musun ayhan? hakem atağı kesip oyunu durdurup sana sarı kart gösterene kadar. atak ve şampiyonluk umutları uçtu ayhan.
işte budur seni bitiren ayhan, bu takımı siklememendir, kendi egonla takılmandır, adını hala telaffuz edemediğim bir takıma elenip, havaalanında dalga geçer gibi pişkince sırıtman da, bu hareketinin bir hata olmadığını, senin bu olduğunu gösterdi bana sadece.
o yüzden istemiyorum seni ayhan, paslarını da istemiyorum, mücadeleni de istemiyorum, verme bu saatten sonra pas mas.
