200
dedem sayesinde ilk kez tanıştığım olguydu galatasaraylı olmak.
kendisi 1918 doğumlu fena galatasaraylı bir insandı. işe giderken galtasaray atkısını takar da gidermiş hep, takım elbisesinin üzerine.
tabi ben onun son 12 yılına denk geldim. emekliydi, maçları izlemeye kahveye filan giderdi. cine 5 veriyordu sanırım maçları.
maç günleri sabahtan tıraşını olup, güzelce giyinirdi "çocuklar ben çıkıyorum, cimbomun maçı var" der giderdi.
dışarı çıkarken kesinlikle eksik etmezdi galatasaray atkısını. odasında minik bi dolap vardı, içinde sarı kırmızı bir aslan figürü, galatasaray posterleri, küçük hakan'ın bir kartpostalı vesaire gibi şeyler vardı.
artık ayrılık zamanı da geliyordu yavaştan. ölümü yaklaşmıştı..
dedem 84 yaşında gelmişti, ama hala "posterleri buruşturmayın sakın, büyük hakan'ın kartpostalı dolabın arkasına düştü, onu alamadım" filan diyordu.
yahu arkadaş kelime-i şehadet falan getir, bak hiç iyi görünmüyor halin. ama hala da galatasaray diyordu hasta yatağında...
çok isterdim dedemin türk telekom arena'yı görmesini...
ama yine de 1918 doğumlu bir galatasaraylıya göre çok şanslıydı şanslı sayılırdı.
uefa kupası'nı da görmüştü zira.
2002 yılının yazında vefat etti... allah, mekanını cennet etsin.
cenazesi filan kaldırıldı, yemek verildi, ama uzaktan tanıyan mahalleli ve esnafın haberi yoktu sanırım...
babaanneme "cimbom dedeyi göremez olduk" filan demişler, babaannem anlatmış durumu.
"camiiden sela verilirken keşke cimbomlu dede filan da deselermiş, adını bilmiyoduk ki" diyenler olmuş.
böyle işte...
ama en çok içimde ukde kalan, galatasaray tarihi'ni soramamaktır. takım kurulduktan 13 yıl sonra doğmuş adam.
ama ben de 12 yaşımda pek bilemezdim ki bunları...
şimdi mustafa dedemden ne zaman bahsedilse aklıma galatasaraylı oluşu gelir, ve sarı kırmızı atkısı.
galatasaraylı olmak dededen geliyor bende.
şimdi istanbulda galatasarayımız'ın yanındayım. maçlarına gidiyor, atmosferinde bulunuyor, onu yerinde yaşıyorum.
ama benim cimbomlu dedecim, taa adana'dan sevmişti bu takımı.
babama da turgay şeren'den dolayı vermişti adını.
bak içimde ukde kalan birşey daha var..
mustafa kemal atatürk adanaya geldiğinde ziyaret ettiği lisedeymiş dedem, maarif vekaletlerini(u: karne (: ) atatürk'ün okula geldiği gün almışlar, konuşma fırsatı bulmuşlar...
ah be dede, keşke sorsaydın atam hangi takımlısın diye...
cevap galatasaray olsa, ben de burda "atatürk galatasaraylıymış..!" "kaynak: dedem" der hava atardım inanıp inanmamaları farketmez.
öyle işte
seviyoruz seni galatasaray.
yahu sen nasıl bir sevgisin... :)
kendisi 1918 doğumlu fena galatasaraylı bir insandı. işe giderken galtasaray atkısını takar da gidermiş hep, takım elbisesinin üzerine.
tabi ben onun son 12 yılına denk geldim. emekliydi, maçları izlemeye kahveye filan giderdi. cine 5 veriyordu sanırım maçları.
maç günleri sabahtan tıraşını olup, güzelce giyinirdi "çocuklar ben çıkıyorum, cimbomun maçı var" der giderdi.
dışarı çıkarken kesinlikle eksik etmezdi galatasaray atkısını. odasında minik bi dolap vardı, içinde sarı kırmızı bir aslan figürü, galatasaray posterleri, küçük hakan'ın bir kartpostalı vesaire gibi şeyler vardı.
artık ayrılık zamanı da geliyordu yavaştan. ölümü yaklaşmıştı..
dedem 84 yaşında gelmişti, ama hala "posterleri buruşturmayın sakın, büyük hakan'ın kartpostalı dolabın arkasına düştü, onu alamadım" filan diyordu.
yahu arkadaş kelime-i şehadet falan getir, bak hiç iyi görünmüyor halin. ama hala da galatasaray diyordu hasta yatağında...
çok isterdim dedemin türk telekom arena'yı görmesini...
ama yine de 1918 doğumlu bir galatasaraylıya göre çok şanslıydı şanslı sayılırdı.
uefa kupası'nı da görmüştü zira.
2002 yılının yazında vefat etti... allah, mekanını cennet etsin.
cenazesi filan kaldırıldı, yemek verildi, ama uzaktan tanıyan mahalleli ve esnafın haberi yoktu sanırım...
babaanneme "cimbom dedeyi göremez olduk" filan demişler, babaannem anlatmış durumu.
"camiiden sela verilirken keşke cimbomlu dede filan da deselermiş, adını bilmiyoduk ki" diyenler olmuş.
böyle işte...
ama en çok içimde ukde kalan, galatasaray tarihi'ni soramamaktır. takım kurulduktan 13 yıl sonra doğmuş adam.
ama ben de 12 yaşımda pek bilemezdim ki bunları...
şimdi mustafa dedemden ne zaman bahsedilse aklıma galatasaraylı oluşu gelir, ve sarı kırmızı atkısı.
galatasaraylı olmak dededen geliyor bende.
şimdi istanbulda galatasarayımız'ın yanındayım. maçlarına gidiyor, atmosferinde bulunuyor, onu yerinde yaşıyorum.
ama benim cimbomlu dedecim, taa adana'dan sevmişti bu takımı.
babama da turgay şeren'den dolayı vermişti adını.
bak içimde ukde kalan birşey daha var..
mustafa kemal atatürk adanaya geldiğinde ziyaret ettiği lisedeymiş dedem, maarif vekaletlerini(u: karne (: ) atatürk'ün okula geldiği gün almışlar, konuşma fırsatı bulmuşlar...
ah be dede, keşke sorsaydın atam hangi takımlısın diye...
cevap galatasaray olsa, ben de burda "atatürk galatasaraylıymış..!" "kaynak: dedem" der hava atardım inanıp inanmamaları farketmez.
öyle işte
seviyoruz seni galatasaray.
yahu sen nasıl bir sevgisin... :)