1
böyle bir ekip var, kimse çıkıp yok uydurma filan demesin bal gibi var, şimdi işleyişi konusunda biraz bilgi vereceğim şöyle ki;
öncelikle yerli futbolcu yabancı futbolcu diye ayırmalıyız, çünkü bu sistem aynı işlemez yerli ve yabancıya göre değişir, hatta ucuz maliyetli pahalı maliyetli diye de değişir ama ona girmeye gerek yok şimdilik.
yerli oyuncu;
yerli bir oyuncu transfer edildiğinde transfer edilen kulüp önemlidir, eğer futbolcu 3. lig, 2. lig gibi biryerden gelmişse normal hatta vasat bir performans bile ortaya koysa hemen "basri yıldız futbolcu x'i aratmadı" şeklinde başlık atılır, daha sonra basri inek gibi medya tarafından sağılır, artık basri'nin herşeyini biliyoruzdur, basri artık bizden biridir, bize benzemiştir ama sürekli "x takımından gelen fakir basri bugün hastaneyi ziyaret etti" " vefali basri" gibi manşetler artık medyayı kesmez, medya basri'yi en yükseğe koyduysa ve koyarken de kaymağını yediyse hemen geri alır ve alırken de kaymağını yer, basri bir doğumgünü, yıldönümü ya da başka bir sebepten dolayı herhangi bir cafe, çay bahçesi gibi bir yere girerken görüntülenir ve altına "basri gecelerde" yazısı döşenir, salak taraftarı da klasik olarak "gece dışarda ha kesin karı s.kiyodur" diye düşünülerek kendi s.kemediği karının hıncını basri'den çıkarmaya ilk kötü performansta basri'nin belasını s.kmeye niyetlenir, basri ise tüm bunlardan habersiz bi şekilde takılmaktadır, belki de kendikendine gece hayatım da yok beni çok seviyorlar anneme de ev aldım filan diye düşünürken basri'nin vasat performansı göze batmaya başlar, bu arada basri saçlarını daha önce hiçbir futbolcuya yakışmayacak kadar abuk kestirdiği için taraftar saçına başına da küfür etmekte basrinin sürdüğü jolenin hesabını gramajı gramajına sormaktadır, derken bu salak taraftardan da salak olan köşe yazarları basri hakkında "bak evladım basri" "basri kime diyorum ben" "basri ne oluyor saçın başın oynuyor" gibi kışkırtıcı başlıklar atmakta televizyonda ağır eleştiride bulunmakta, basri'yi tv de sadece discovery channel'ı izleme pozisyonuna sokmaktadırlar, artık basri dayanamaz ve bu yazarlardan bir veya birkaçına cevap verme gafletinde bulunur, zanneder ki çıkıp 2 laf söyleyince bu kişiler "tamam basri'ciğim demek ki biz yanlış anlamışız" diyecekler, hiçbir yazar çıkıp bir oyuncudan milyonların önünde özür dilemeyeceği için basri'ye daha ağır şeyler yazarlar basri birini mi seviyor hurraa yazı, basri birine mi bakmış hurraa yazı, basri alışveriş mi yapmış hurraa yazı, basri artık yanlızdır sakal filan da bırakmıştır, tek tabanca gezmektedir, idmanda ve maçlarda hiçbirşey yapmayan kendisinden daha az çalışan yabancıları ve o yabancıları daha çok seven taraftarı görüp dönemin slow müzikleriyle kendisini avutur, kulüp içerisinde muhalefetin adamı olan ama yönetimde görevli olan gizli ajan basri'yi karşısına alır ve der ki "bak basri biz sana güveniyoruz sen kafana takma ben gerekirse o gazetecinin belasını s.kerim sen rahat ol" basri rahatlamıştır, artık demeçlere daha ağır cevaplar vermektedir, fakat yöneticinin yaptığının farkında değildir, yazarı aşağılanan medya organları basri'yi cemiyet düşmanı olarak göstermeye başlar ve o yöneticinin direktifiyle çalışan bazı taraftar görünümlü "maşa"ları devreye sokar, bunlar basri'ye ağza alınmayacak alınsa da bir erkeğin almaması gereken şeyler söyleyerek basri'nin kulübe küsmesini sağlamak istemektedirler, basri yönetici+medya+taraftar görünümlü kişilerin baskısına dayanamaz ve pes eder, fakat artık iş basri'den çıkmış tüm ipler yönetimin eline geçmiştir, basri'nin takımdaki sırları da o yöneticilerin adamları tarafından basına deşifre edilmeye devam eder, basri "tamam aga verin paramı gideyim ben zaten x kulübü istiyor" dese de yöneticiler "iyi o zaman basriciğim sen alacaklarını unut biz de bonservis parasını unutalım" derler, basri eli mahkum kabul eder, giderayak da basında kendisine kötülük yapan fakat farkedemediği kişilerin en başında gelen kişiyi bulur ve açıklama yapar gönderilişini anlatır, fakat o kişiler "basri biz seni biliyoruz senin gibisi gelmez bir daha " desede basri studyodan ayrıldıktan sonra "basri'de de suç vardı" şeklinde teneke bağlama işlemini tamamlarlar. *
yabancı oyuncu konunu da başka bir güne saklıyorum.
öncelikle yerli futbolcu yabancı futbolcu diye ayırmalıyız, çünkü bu sistem aynı işlemez yerli ve yabancıya göre değişir, hatta ucuz maliyetli pahalı maliyetli diye de değişir ama ona girmeye gerek yok şimdilik.
yerli oyuncu;
yerli bir oyuncu transfer edildiğinde transfer edilen kulüp önemlidir, eğer futbolcu 3. lig, 2. lig gibi biryerden gelmişse normal hatta vasat bir performans bile ortaya koysa hemen "basri yıldız futbolcu x'i aratmadı" şeklinde başlık atılır, daha sonra basri inek gibi medya tarafından sağılır, artık basri'nin herşeyini biliyoruzdur, basri artık bizden biridir, bize benzemiştir ama sürekli "x takımından gelen fakir basri bugün hastaneyi ziyaret etti" " vefali basri" gibi manşetler artık medyayı kesmez, medya basri'yi en yükseğe koyduysa ve koyarken de kaymağını yediyse hemen geri alır ve alırken de kaymağını yer, basri bir doğumgünü, yıldönümü ya da başka bir sebepten dolayı herhangi bir cafe, çay bahçesi gibi bir yere girerken görüntülenir ve altına "basri gecelerde" yazısı döşenir, salak taraftarı da klasik olarak "gece dışarda ha kesin karı s.kiyodur" diye düşünülerek kendi s.kemediği karının hıncını basri'den çıkarmaya ilk kötü performansta basri'nin belasını s.kmeye niyetlenir, basri ise tüm bunlardan habersiz bi şekilde takılmaktadır, belki de kendikendine gece hayatım da yok beni çok seviyorlar anneme de ev aldım filan diye düşünürken basri'nin vasat performansı göze batmaya başlar, bu arada basri saçlarını daha önce hiçbir futbolcuya yakışmayacak kadar abuk kestirdiği için taraftar saçına başına da küfür etmekte basrinin sürdüğü jolenin hesabını gramajı gramajına sormaktadır, derken bu salak taraftardan da salak olan köşe yazarları basri hakkında "bak evladım basri" "basri kime diyorum ben" "basri ne oluyor saçın başın oynuyor" gibi kışkırtıcı başlıklar atmakta televizyonda ağır eleştiride bulunmakta, basri'yi tv de sadece discovery channel'ı izleme pozisyonuna sokmaktadırlar, artık basri dayanamaz ve bu yazarlardan bir veya birkaçına cevap verme gafletinde bulunur, zanneder ki çıkıp 2 laf söyleyince bu kişiler "tamam basri'ciğim demek ki biz yanlış anlamışız" diyecekler, hiçbir yazar çıkıp bir oyuncudan milyonların önünde özür dilemeyeceği için basri'ye daha ağır şeyler yazarlar basri birini mi seviyor hurraa yazı, basri birine mi bakmış hurraa yazı, basri alışveriş mi yapmış hurraa yazı, basri artık yanlızdır sakal filan da bırakmıştır, tek tabanca gezmektedir, idmanda ve maçlarda hiçbirşey yapmayan kendisinden daha az çalışan yabancıları ve o yabancıları daha çok seven taraftarı görüp dönemin slow müzikleriyle kendisini avutur, kulüp içerisinde muhalefetin adamı olan ama yönetimde görevli olan gizli ajan basri'yi karşısına alır ve der ki "bak basri biz sana güveniyoruz sen kafana takma ben gerekirse o gazetecinin belasını s.kerim sen rahat ol" basri rahatlamıştır, artık demeçlere daha ağır cevaplar vermektedir, fakat yöneticinin yaptığının farkında değildir, yazarı aşağılanan medya organları basri'yi cemiyet düşmanı olarak göstermeye başlar ve o yöneticinin direktifiyle çalışan bazı taraftar görünümlü "maşa"ları devreye sokar, bunlar basri'ye ağza alınmayacak alınsa da bir erkeğin almaması gereken şeyler söyleyerek basri'nin kulübe küsmesini sağlamak istemektedirler, basri yönetici+medya+taraftar görünümlü kişilerin baskısına dayanamaz ve pes eder, fakat artık iş basri'den çıkmış tüm ipler yönetimin eline geçmiştir, basri'nin takımdaki sırları da o yöneticilerin adamları tarafından basına deşifre edilmeye devam eder, basri "tamam aga verin paramı gideyim ben zaten x kulübü istiyor" dese de yöneticiler "iyi o zaman basriciğim sen alacaklarını unut biz de bonservis parasını unutalım" derler, basri eli mahkum kabul eder, giderayak da basında kendisine kötülük yapan fakat farkedemediği kişilerin en başında gelen kişiyi bulur ve açıklama yapar gönderilişini anlatır, fakat o kişiler "basri biz seni biliyoruz senin gibisi gelmez bir daha " desede basri studyodan ayrıldıktan sonra "basri'de de suç vardı" şeklinde teneke bağlama işlemini tamamlarlar. *
yabancı oyuncu konunu da başka bir güne saklıyorum.
